Tüketiciler, Migros mağazalarından aldıkları P&G ürünleriyle bu kampanyaya destek verdi, zihinsel engelli çocuk ve gençlerin spor aracılığıyla hayata bağlanmalarını sağladı. Bugüne kadar projeye destek veren 5 milyon Migros müşterisi ve P&G tüketicisine teşekkür için düzenlenen Candan Erçetin konserleri de büyük ilgi gördü. Erçetin, projeyle ilgili “Her firma bu bakış açısını kendine örnek almalı” diyor.

Sizin sosyal sorumluluk anlayışınızın ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz. Projeye nasıl dahil oldunuz?

- Proje bana öncelikle bir konser teklifi olarak geldi. Ancak ekinde bunun özel bir konser olacağı ve karşılıklı görüşme talebi vardı. Hemen proje yürütücüleriyle bir araya geldik. Tahmin edebileceğiniz gibi bizlere neredeyse her gün bir konser yapacak kadar sosyal sorumluluk projesi teklifi geliyor. Ancak bunların çoğunun ayağı yere sağlam basmıyor ya da hedefini doğru belirleyememiş işler oluyor. Oysa “Engel Tanımayanlar” projesinde hem yapılan destek hedefe ulaşıyor hem de her iki sponsor firma da sadece aracılık yapıp yardım edenle yardım alanı doğrudan buluşturuyor. Bunu yaparken de kendi markalarını mütevazı boyutlarda tutup özel çocukları ön plana çıkarıyorlar. Bence sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirmeye niyetlenmiş her firmanın örnek alması gereken bir bakış açısı bu.

Teşekkür konserleri nasıl geçti?

- Projeye destek veren tüketiciler arasından Türkiye genelinde 750 çifte davetiye dağıtıldı. Dolayısıyla aslında klasik bir konser oldu ancak bir bölümde özel çocuklarımızdan oluşan koro da bize eşlik etti.

Çocuklarla birlikte sahnede hangi parçaları seslendirdiniz?

- Şarkıları seçerken çocukların istekleri önceliğimiz oldu. Sonuçta da “Silifke’nin Yoğurdu”, “Memleketim” ve “Vay Halime” adlı şarkıları konser için hazırladık.

Çocuklar sizinle ne kadar çalıştı?

- Çocukların seçilmesi ve koro çalışmaları 1,5-2 aylık bir süreç. Haftada iki gün 1,5 saatlik bir çalışmayla konsere hazırlandılar.

BEN HEP SABIRLI AŞIKLARDAN OLDUM

Günümüz genel geçer aşkları hakkında neler düşünüyorsunuz? ınsanların mutsuzlukları şarkılarınıza nasıl yansıyor?

- Dünya değişiyor, insanlar değişiyor, tabii ki aşklar da değişiyor. Daha doğrusu aşık olduğumuzda hissettiklerimiz değişmez ama iletişim hızlandı. Sanırım aşklar da öyle... Artık çabuk başlayıp çabuk bitiyorlar. Ya da belki bizim uzun zamanda vardığımız noktaya, zamane aşıkları daha kısa sürede ulaşıyordur. Ben her zaman el yazısıyla mektuplar yazan ve aklına ilk gelen fikri, ağzına ilk dolan lafı söylemeyip onu biraz dinlendiren ve bunun için ortam yaratan, hatta bazen şarkıların içine saklayan sabırlı aşıklardan oldum. şu ana kadar hızlı tüketilen aşkları konu alan şarkım olmadı ama bana çok güzel bir kapı açtınız, teşekkür ederim. Gördünüz mü ilham perileri ummadık anda çıkıyor insanın karşısına.

YENİ ALBÜM YAZA YETİŞİR

Bu arada son olarak “Aranjman” adlı bir albüm çıkardınız. şimdi sırada ne var? Yeni şarkılarınızı ne zaman dinleyeceğiz?

- “Aranjman” albümü var olan şarkılardan oluşan bir çalışmaydı... O bakımdan yeni şarkılar yapmama engel olmadı. şimdi biraz daha hızlanıp yaz aylarına yeni albümü yetiştirme gibi bir planım var.

Yeni şarkılar daha çok nerede, nasıl çıkıyor? ılham periniz kim ya da ne oluyor genelde?

- Her yerde çıkıyor aslında... Bazen bir dost sohbetinde, bazen baş başa yenen bir yemekte, bazen sokakta şahit olduğum bir olayda, bazen beni düşündüren etkileyici bir filmde... Genellikle bir ya da iki cümleyle başlıyor, ben onları tarih ve saat yazarak bir deftere not ediyorum. Sonra aylar hatta yıllar geçiyor, o notları tamamlayıp şarkı haline getiriyorum.