Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanık M.K. ile avukatı Selahattin Çoban hazır bulundu. Cumhuriyet savcısı, önceki duruşmada mahkemeye sunduğu mütalaasını tekrarladı. Mütalaada, sanığın Şırnak'ın Silopi ilçesinde güvenlik güçlerine teslim olduğu 23 Eylül 2010 tarihinde alınan ifadesine yer verildi.

Sanığın, 1992 yılında 14 yaşındaki iken Cizre'ye bağlı Damlabaşı köyünde terör örgütü üyelerince 6 kişiyle birlikte zorla örgüte götürüldükleri, 2000 yılında Kandil kampından 4 örgüt üyesiyle birlikte kaçarak önce İran'a oradan da Irak'ın kuzeyindeki KDP güçlerine teslim oldukları belirtilen mütalaada, şöyle denildi: "Sanık beyanında; 2004 yılına kadar KDP güçleri içerisinde askerlik yaptığını, daha sonra ayrılarak orada evlendiğini ve Zaho kentinde çeşitli işlerde çalıştığını ifade ederek, 2010 yılında Türkiye'ye dönmek amacıyla KDP güçlerine müracaat ederek Habur Sınır Kapısı'nda Türk güvenlik güçlerine teslim edildiğini anlatmıştır. Sanık ayrıca örgüt adına yurt içinde faaliyet göstermediğini ancak sınır ötesi operasyonlarda Türk güvenlik güçleri ve peşmergeler ile girişilen çatışmalardan dolayı 3 defa yaralandığını da belirtmiştir."

1995-1997 yılları arasında terör örgütüne yönelik operasyonlara yer veren Cumhuriyet savcısı, "Sanığın sınır ötesi operasyonlarda Türk güvenlik güçleri ve KDP güçleri ile girmiş olduğu çatışmalardan dolayı 3 defa yaralandığının anlaşıldığı, sanığın bu şekilde 'devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak ve silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarını işlediği anlaşılmaktadır" dedi.

"HİÇBİR SİLAHLI ÇATIŞMAYA KATILMADIM"

Savunma yapan sanık M.K ise terör örgütünde katıldığı süre içerisinde hiçbir silahlı çatışmaya katılmadığını ileri sürdü. Örgütten 11 yıl önce ayrıldığını ifade eden sanık M.K, "Türkiye'ye dönme ihtiyacım ve gereğim yoktu. Kendimden emin olduğum için herhangi bir suç işlemediğimden ötürü, devlete güvenerek gelip teslim oldum. Jandarmadaki ifadelerim okutulmadan imzalatıldı. Şayet herhangi bir eyleme katılmış olsaydım Türkiye'ye gelir miydim, teslim olur muydum? Bunu mahkemenin takdirlerine sunuyorum" dedi.

"PİŞMANLIK YASASINDAN YARARLANDIRILMALI"

Sanık avukatı Çoban da kendi iradesiyle örgüte katılmayan müvekkilinin 11 yıldır örgütle alakasının kalmadığını savunarak, "İddianameye konu eylemlere karıştığına dair avukatı hazır olmadan kollukta alınan ve hüküm kurmaya elverişli olmayan beyanların dışında dosyada hiçbir delil yoktur. Müvekkilim devlete güvenerek teslim olmuştur. Müvekkilimin öncelikle beraatına, olmadığı takdirde hakkında Pişmanlık Yasası'nın tatbik edilerek ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.

KARAR

Mahkeme, verdiği kısa bir aranın ardından sanık M.K'yi, terör örgütü PKK adına ve amaçları doğrultusunda "vahamet arz eden silahlı eylemlere katıldığı" gerekçesiyle TCK'nın "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçunu içeren 302. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çarptırdı. (AA)