Terör + Şiddet

Abone Ol

Uzun süren çatışmasızlık döneminden sonra şiddet hayatımıza yeniden girdi.

8 Haziranda başlatılan çatışma sürecinin başlayacağı önceden belliydi.

Bu düşüncelerimi seçimden önce “Çözüm-HDP-Kürt Siyaseti” başlıklı yazımda paylaşmıştım.

O yazımda:

Bu HDP ie çözüm süreci sürdürülemez.

HDP’nin “Çözüm odaklı” düşünmediği ortadadır.

Seçimlerde kimlerle ittifak yaptığına bakmak yeterlidir.

Çözüm için risk alan ve çözümün gerekliliğini insanımıza inandıran liderlere ve AK Parti'ye karşı açılan cephenin umudu olmak HDP'ye yakışır mı?

Cevabı muhatapları versin.

Ancak türlü zulümler görmüş ve barış isteyen Kürt kardeşlerimize, AK Parti’nin yaptıklarını unutmak yakışmaz.

İşte 7 Haziranda sandık önümüzdedir.

Ya “Çözümden ve büyümeden” yana olacağız, ya da kazanımlarımızı riske atacağız.

Herkes tercihini bu gerçeğe göre yapmalıdır.

Sonradan yaşanacak pişmanlık, kayıpları ve tüketilen ümitleri geri getirmez.

Sırf “Kürtlerin partisi” HDP’ye oy vermek ne kadar doğru olur?

Yapılanlara ve yaşananlara baktığımızda Ak Partinin, demokratikleşme ve Kürtlerin karşılaştığı sorunlara karşı daha duyarlı politikalar ürettiği aşikardır.”

O gün bunları yazmış ve uyarmıştım.

Ama Kürt seçmenler “Bu sefer kendimize” dediler, kendileri üzerinden ülkemize kurulan tuzağı göremediler.

HDP’ye aldandılar.

Soru Şudur;

Seçimlerden sonra ne oldu da ülke kan gölüne çevrildi?

Çatışmasızlığın sağladığı “Bahar havası” bir anda “Kara kışa” döndü?

Hanelere ateş topu düştü?

Yurdun değişik yerlerine gelen şehit cenazeleri toplumun “Sabır ve tahammül eşiğini” zorlamaya başladı?

Şimdi yaşananlara karşı biriken öfkeyi yönetmekte zorlanıyoruz.

Herkes topluma sağduyu çağrısı yapıyor.

Korkarım bir gün bu çağrılarda işe yaramayacak.

Yaşadığımız öfke toplumun her kesimine sirayet edecek.

Kürt kardeşlerime sesleniyorum.

“Demokratik siyaset için oy verdiğiniz HDP’nin şiddet çağrıştıran ve toplumu tehdit eden dilden vazgeçmesini sağlayın.”

Bu dil ve tutumdan vazgeçilmez ise yaşanacakların bedeli her iki topluma da ağır gelecektir.

Hazırlanan felaketi fark edelim.

Kaderini bu ülkenin kaderine özdeş tutan,

Çocuklarının geleceğini bu ülkenin geleceğinde arayan Kürt kardeşlerim!

Kime, hangi partiye oy verirseniz verin.

Bu sizin demokratik hakkınızdır.

Ama oy verdiğiniz partilerin size, ülkeye, acı, gözyaşı, öfke ve kin getirmeye vesile olmasını izin vermeyin.

Ben inanıyorum ki;

“Büyük Türkiye”nin yolu bu coğrafyada, ayrımcı siyaseti terk etmek, yerine demokratik zeminde birlikteliği tesis etmekten geçecek.

Bu gün;

Yüzyıllardır aramıza fitne tohumu eken “Küresel ve emperyalist güçlere” karşı,

“Biz birlikte Türkiye’yiz” diye haykırmanın, kenetlenmenin zamanıdır.

Yaşadığımız zamanlar ülkemiz için kırılma zamanlarıdır.

Karşılaştığımız “Sarp yokuş” birlikte olursak kolay aşılacak.

Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Ermenisi ve Rumuyla bu ülkenin insanları bunu yapmalıdır.

Biz birbirimizle komşuyuz, akrabayız, geleceğin ülkesini inşa edecek mimarlarız.

Bu güç bizde mevcut.

Taşıdığımız “Statik gücün” bizden başka herkes farkında.

Uyanmamızı ve birlikte olmamızı istemiyor.

Eski yaraları kaşıyarak bizi ayrıştırmaya, zayıf düşürmeye çalışıyor.

Ülkemizde düşmanlık üreten “Şiddet sarmalına” boyun eğecek miyiz?

Yoksa;

Ülkemizde, şiddet üreten PKK dahil bütün yapıları ülkeden kovacak mıyız?

Yolumuzu vereceğimiz karar belirleyecek.

Tarihin önemli kavşağındayız.

Yolumuzu kendimiz mi belirleyeceğiz  yoksa düşmanlarımız mı?

***

Sayın Mehmet Erdem, AK Parti Merkez Karar ve Yürütme Kuruluna seçildi.

İlimiz ve şahsı için hayırlı olsun.

AK Parti’den beklentimiz, İlimizi temsil edecek adayların tespitinde Sayın Erdem’le istişare edilmesi, hemşerilerimizin ve partililerin beklentilerine cevap verecek adayların belirlenmesidir.

 

 

 
 
 
{ "vars": { "account": "UA-18838004-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }