Kuşadası ilçesinde 17 Temmuz 2005 tarihinde meydana gelen bombalı terör saldırısında yanarak ağır yaralanan Akif Çallı'nın babası Ali Çallı, Adnan Menderes Üniversitesi'ne ''Yanık Ünitesi'' yapılması için bağış yapmasına rağmen, donanımı hazır olan ünitenin kapısına kilit vurularak açılmaması nedeniyle hayal kırıklığı yaşıyor.
Ali Çallı AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kuşadası'nda turizm işiyle uğraştığını, yaşantısını Kuşadası ve İzmir'de sürdürdüğünü belirtti.
Kendisinin bir iş seyahati için İstanbul'da bulunduğu sırada, televizyonda Kuşadası'ndaki terör saldırısı haberini gördüğünü, saldırıda kendi oğlunun da ölenler arasında bulunduğunu öğrenince dünyasının yıkıldığını ifade eden Çallı, aynı gün uçakla Kuşadası'na gelmek için beklerken, özel bir televizyon ekibi ile tanıştığını, oğlunun yaralı olduğunu o ekipten öğrendiğinde Allah'a şükür ettiğini ifade etti.
4.20120320181014.jpg
İlk uçakla Kuşadası'na geldiğini anlatan Çallı, oğlunun olay sırasında unuttuğu anahtarını almak için motosikletle eve gidip, dönüş yolunda bombanın patlaması sonucu ağır yaralandığını bildirdi.
Oğlunun çalılar arasında olaydan bir süre sonra bulunduğunu ve her tarafının yanık içinde olduğunu anlatan Çallı, şöyle devam etti:
''Bu olayın ardından oğlum Kuşadası'nda acil servise kaldırdık. Daha sonra Yanık Ünitesi olan bir hastane aradık, bu bölgede bulamadık. İzmir'e götürdük. Oğlum uzun süre tedavi gördü. Oğlumun iyileşme sürecinde hiç kimseye haber vermeden oğlumun başına gelen, başkasını başına gelmesin düşüncesiyle Adnan Menderes Üniversitesi'ne geldim. O dönemde hastane yeni binasına taşınmıştı. Dönemin ADÜ Rektörü Prof. Dr. Şükrü Boylu ile görüştük. Bana başka bir ünite yapılmasını önerdiler kabul etmedim. Daha sonra kabul ettiler.
 
Karşılıksız bağışladım
 
Yaptığımız protokolle, ADÜ Tıp Fakültesi'ne Yoğun Bakım Birimi oluşturulması için gereken işlemleri karşılıksız ve bedelsiz olarak bağış yaptığımı imza altına aldık. Protokol 8 maddeden oluştu. Birime adımın verilmesini, üniversitenin belirtilen birimin kurulması için mali bir sorumluluğu ve yükümlüğünün bulunmadığını, en iyi cihazların alınması yetkini ADÜ'ye verdiğimi,, hiç bir bedel istemediğimi imza altına aldık. Protokolün 6. maddesine Üniversite Yanık Biriminin hasta kabulü için ilgili mevzuatlar gereği gerekli izinlerin alınması ve yeterli sayıda personel ihtiyaç olacağı, bunlar için üniversitenin gerekli işlemleri yapacağı ve özen göstereceği, ardından birimin açılacağı yazıldı. 8. maddede ise tarafların bu protokole kesinlikle uymayı taahhüt ettik. Protokol tarihi 30.03.2010 aradan 2 yıl geçti. Adım birimin giriş kapısına asıldı. Dünyanın belki de en iyi cihazları monte edildi. Ama ne yazık ki birimin kapsına kilit asıldı. Oysa ben ömrümde bu kadar keyifli para harcamamıştım, ama hala muhatap bulamıyorum çok üzgünüm.''
 
Artık inanmıyorum
 
Geçen hafta için ADÜ ile yaptığı protokolü başhekimlikten istediğini son kez cihazları gördüğünü kapısına yine kilit vurulduğunu söyleyen Çallı, ''Bana yakında açacağız diyorlar ben artık inanmıyorum. Bana en çok dokunan  bir rektörün kapısında adımı vermeme rağmen saatlerce bekletilmek oldu. Bu bana çok dokundu. Böyle bir ünite için harcadığım paraya bu muameleyi içime sindiremiyorum''^diye konuştu.
 
Allah rızası için yaptım
 
Kendisinin Kuşadası ve Söke'de çok önemli sağlık yatırımları için bağışlarının olduğunu anlatan Çallı, ''Her şeyi Allah rızası için yaptım. ADÜ'ye yapılmasını istediğim yanık ünitesi için Almanya'nın yanık hastanesini yerinde inceledim. Dönemin valisi Hüseyin Avni Coş'a AK Parti Milletvekili Mehmet Erdem'e konuyu anlattım. Sonuç değişmedi'' diye konuştu.
 
Terör tazminatını kabul etmedim
 
Ali Çallı, oğlunun terör mağduru olmasından dolayı devletin sahip çıktığını,  ancak kendisinin devlete yük olmasını istemediğinden terör tazminatı için verilen parayı kabul etmediğini belirterek, “Bu ülke bizim. Devletimize yük olmak, bizim aileye yakışmazdı. Allah yine de razı olsun. Gücüm yetti. Oğlum sağlığına kavuştu” dedi:
Yaşamı boyunca sıkıntılar yaşadığını ama hiç isyan etmediğinin altını çizen Ali Çallı, oğlunun hala olayın şokunu yaşadığı zamanlar olduğunu, ancak psikologların desteğiyle normal yaşamına döndüğünü bildirdi.
Çallı, ADÜ'deki Yanık Biriminin hazır hale gelmesinden sonra ailesiyle ziyaret edip fotoğraflarını çektiğini, 12 yaşındaki oğlu Ayberk'in bundan etkilenerek büyüdüğünde kendisinin de aynı yardımı yapacağını söylediğini kaydetti.
 Öte yandan Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekosntrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümünde görev yaptığı sırada, birimin açılmasına öncülük eden Prof. Dr. Eray Copçu, ADÜ Rektörlüğünün kapalı olan yanık biriminin ''Çocuk Yanık Birimi'' olarak açılması hususunda  yeni bir protokol hazırlığı içinde olduğunu söyledi.