TEMA Vakfı’nın gündemdeki yasal düzenlemeyle ilgili olarak TBMM İçişleri ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarının düzenlediği iki oturuma da katılım sağladığını açıklayan Mehmet Özdemir, “TBMM İçişleri Komisyonunda sunum yapılırken, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda TEMA’nın görüşleri üyeler ve milletvekilleri ile paylaşıldı, bilgilendirme dosyaları verildi. Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda verilen ortak önergeler kabul edilerek Alt Komisyon kurulması kararlaştırıldı. TEMA Vakfı Alt Komisyon’da sunum yapmak üzere başvuruda bulundu. Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı gündemli her iki görüşmede de ormanları en az 2B kadar yok edecek 2A’nın uyandırıldığı anlaşıldı. 2A alanları; ‘Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen ve bu nedenle orman sınırları dışına çıkartılmak istenen’ yerlerdir. ‘Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmemesi’ anlayışı ve yaklaşımı öncelikle bilime aykırıdır” dedi.
Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği koşullar dahilinde belirlenen herhangi bir orman alanının artık orman olarak kalmasında fayda bulunmadığına karar verilerek yok edileceğini öne süren Özdemir, “Üstelik 2B’de 31 Aralık 1981 tarihine kadar sınırlanmış bir süre varken, 2A’nın önünde hiçbir sınırlama ya da engel yoktur. ‘Tarım, yani bitkisel üretim yapılabilen arazinin orman olarak muhafazasında yarar olmaması’ yaklaşımı ve anlayışı da her şeyden önce bilime aykırıdır. Bitkisel üretim yapılan alanda ve aslı orman alan arazide orman neden tekrar oluşturulmasın? Ayrıca, 2A maddesi ile ormanlar gibi gözden çıkarılmak istenen funda ve makilikler, hiçbir şeyin yetişmediği verimsiz alanlar değil tam aksine; bilimsel verilere göre ‘bozuk’ sayılan orman alanları ile maki ekosistemleri, özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarında, en az ‘verimli’ sayılan orman ekosistemleri kadar yaşamsal öneme sahiptir” diye konuştu.
Ormanların bugüne kadar hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit ve saldırı altında olduğunu ileri süren Özdemir, şunları söyledi: “TEMA Vakfı olarak, ormanı yan yana gelmiş ağaç topluluğu sayan zihniyete karşı çıkıyor ve duyarlı herkesi göreve çağırıyoruz. Orman, milyonlarca canlının birlikte yaşadığı bir ekosistemdir. Asla kaynak olarak görülemez. Çünkü orman hayatta kalmamız için muhtaç olduğumuz doğal bir varlıktır. Ülkeyi yönetmeleri için vekalet verdiğimiz karar vericileri sağduyuya ve ormanlarımıza hak ettiği değeri vermeye çağırıyoruz”