AYDINPOST HABER SERVİSİ-Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, TEMA Vakfı"nın 18. yılı dolayısıyla açıklama yayınladı.
Özdemir açıklamasında, “TEMA; Doğal varlıkların , doğal çevrenin, çevre sağlığının korunması, toprak, su ve sulak alanların , gen kaynaklarımızın, biyolojik çeşitliliğin korunmasına ilişkin mali politikaların oluşturulması, ağaç ve orman sevgisinin toplumumuza kazandırılması, hayvancılığımızın temeli olan çayır ve meraların korunup geliştirilmesi için kurulmuştur. TEMA; Geri dönmeyecek şekilde doğal zenginliklerimizin bilinçsizce kullanılıp yok olmasına izin vermeyerek; korumak, geliştirmek, Türkiye"mizin ve çocuklarımızın geleceğini güvenceye almak için kurulmuştur. TEMA; Çölleşme ile mücadelede dünyaya örnek bir hareketi Türkiye"den başlatmak için kurulmuştur” dedi.
Özdemir, “TEMA"nın 18. kuruluş yıldönümünde, son yüz yılın en sıcak yaz mevsimini yaşadığımız yakıcı güneş yanında, yüreklerimizde yaz boyunca yanan ormanlarımızın ateşi küllenmeden, insanlarımızı yutan, ekonomimize darbe vuran, yeşil örtüden yoksun topraklarımızı denizlere karıştıran, tarım alanlarımızın zarar görmesine, hayvanlarımızın telef olmasına, evlerin, köprülerin, yolların yıkılmasına, iş yerlerinin sular altında kalmasına, tırların arabaların sürüklenmesine sebep olan sel felaketleri, TEMA Vakfının 18 yıldır dikkat çektiği hayati konuların dikkate alınmamasının ağır ve acı şekilde yaşanmasıdır. Sel, sadece bu felaketin yaşandığı bölgelerin değil, tüm Türkiye"nin sorunudur. Doğa, verdiğimiz zararların öcünü daha da acı şekilde almadan, yeni yeni can ve mal kayıplarını önlemek için, bozduğumuz doğal dengeyi bir plan dahilinde yerine koymak için gece ve gündüz hiç durmadan çok çalışmalıyız. Erozyon, yangınlar, su baskınları, sel felaketleri, heyelan ve toprak kaymalarına karşı; köylerimiz, beldelerimiz, şehirlerimiz felaketlere karşı hazırlıklı olmalıdır. Baraj havzaları, dere yatakları ve havzaları korumaya alınmalı, imara, yapılaşmaya açılmamalı, ağaçlandırılmalı, kaçak yapılaşmaya göz yumulmamalıdır. Ormanlık, fundalık, makilik ve çalılık alanların daraltılmasına ve tahribine son verilmeli, ormanlık alanların her ne amaçla olursa olsun yerleşime açılmasına, yerleşim yerlerinin ormanlık alanlar içinde genişletilmesine izin verilmemelidir. Verilenler iptal edilmelidir. Sel, heyelan tehlikesi olan baraj ve dere havzaları, karayolu kenarları, yerleşim alanları çevresi öncelikle ağaçlandırılmalıdır. İmar, yeraltı suları, madencilik, kıyı koruma, su ve su havzaları yasaları, doğayı koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Yol güzergahları, dere yatakları içinde yer almamalı, yol yapımlarında, kıyılarda ve eğimli arazilerde müdahalede dikkatli olunmalı gerekli önlem alınmalıdır. Yerleşim yerleri ve yol güzergahlarının seçimi ve arazi kullanım planlamasında; zemin etütleri yapılmalı, bilimsel çalışmalar göz önüne alınmalıdır. Ülkemizde; başta yangın, sel olmak üzere, afet risk haritaları, sel felaketinin yaşandığı ve yaşanması muhtemel bölgelere ait, sel ve erozyon haritaları çıkartılmalı, felaketlerin yaşanmadan önlenmesi için afet eylem planı hazırlanmalıdır. Yanlış tarım uygulamalarından ve arazi kullanımlarından vaz geçilmeli, bölgesel ve ülkesel ölçekli arazi kullanım planları yapılmalıdır. Doğal varlıkları, su ve su kaynaklarını koruma ve verimli kullanma, çevre temizliği bilincinin yerleşip kökleşmesi, toprak, orman ve ormanlık alanların korunup genişletilmesi, ekosistem içinde nesli tükenme noktasına gelmiş her türlü canlının gelecek nesillere salimen ulaşmasının temini, yaz boyunca yüreklerimizi dağlayan, geleceğimizi karartan yangınların bir daha yaşanmaması için, devletimiz kuruluşları ile birlikte eşgüdüm içinde, eğitime birinci öncelik verilmelidir. Toprak, su, ormanlar, makilikler ve madenler elden çıkarken geleceğimizin de yok olduğunu bilerek; bBir ömürlük kazanç uğruna, doğayı bozmayalım, bozdurmayalım, ormanlarımızı yakmayalım yaktırmayalım, ülkemizin her köşesini çöplük, atık ve moloz yığını haline getirtmeyelim. Yeşil örtünün, ormanın olmadığı yerde, sel, heyelan, fırtına, aşırı ve dengesiz yağışlar, erozyon, kıtlık, kuraklık, açlık her zaman tahdit unsurudur. Bu tehditleri önlemek için,” toprak, yaprak ve bayrak” sedasıyla TEMA"da buluşalım. Kaynaklarımızın gelecek neslimizin emaneti olduğunu bilelim” şeklinde konuştu.