TEMA’nın hayvancılığın temeli olan çayır ve meraların korunup geliştirilmesi, ağaç ve orman sevgisinin topluma kazandırılması için çaba gösterdiğini belirten TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, “TEMA; milletimiz, kurumlarımız ve TEMA Gönüllüleri ile el ele vererek, geri dönmeyecek şekilde doğal varlıklarımız ve zenginliklerimizin bilinçsizce kullanılıp yok olmasına izin vermeyecek, toprak, orman, su ve diğer doğal varlıklarımızı koruyup geliştirerek, sürdürülebilirliğini teminen, bu emanetlerin gelecek nesillerimize ulaşmasını sağlayacaktır. TEMA; çölleşme ile mücadelede, dünyaya örnek bir hareketi Türkiye’den başlatmak, toprağın, ormanların, suların, yeşil alanların, meraların korunması, geliştirilmesi, yenilerinin oluşturulmasına katkı vermek için çalışmakta ve bu yolda çalışmaya devam edecektir.TEMA; Kaybolan geleceği kurtarmak, açlık ve yoksulluğu gidererek, topraktan gelen toplumsal barışı sağlamak için çalışmalarını aralıksız sürdürecek, milletimizde bilinç oluşturmaya devam edecektir. TEMA Gönüllüleri; Biyolojik çeşitlilik, toprak, su, orman ve diğer doğal varlıkların korunması, geliştirilmesi, verimli kullanılması ve sürdürülebilir yönetiminin gerçekleştirilmesi için gönüllülük anlayışı ile çalışmaktadır” dedi.
TEMA’nın 19. kuruluş yıl dönümünde sıcak yaz ve yakıcı güneş altında yaz boyunca, ormanların, tüm canlıların akciğerlerinin yandığına şahit olduklarına işaret eden Özdemir, “Giderek ormansızlaşan ülkemizde, yağan yağmur suları tutulamayınca; insanlarımızı yutan, ekonomimize darbe vuran, yeşil örtüden yoksun topraklarımızı denize karıştıran, ekili tarım alanlarının zarar görmesine, hayvanlarımızın telef olmasına, evlerin, köprülerin, yolların yıkılmasına, iş yerlerinin sular altında kalmasına, tırların arabaların sürüklenmesine sebep olan sel felaketleri oluşmaktadır. Bu felaketlerin yaşanmaması için; orman yangınlarının son bulmasını sağlamalı, ağaçlandırma ve fidan dikim faaliyetlerine seferberlik halinde katılmalıyız. Fundalık ve çalılık alanları korumalıyız. Doğanın, çıplak alanların kendi kendini yenilemesine fırsat vermeliyiz. Biyolojik çeşitliliği ve ekolojik dengeyi gözetmeliyiz. Yaşanabilir bir gelecek için; Yüce Türk Milleti, veli, öğrenci, öğretmen, din görevlisi, yönetici el ele verelim, neslimizin emanetlerini; güzel yurdumuzun topraklarını, ormanlarını, su ve gen kaynaklarını, doğal varlıklarını, paha biçilmez zenginliklerini bozmadan, kirletmeden, tüketmeden geleceğe taşıyalım” diye konuştu.