Olayın hem hukuka, hem de örf ve adetlere aykırı olduğunu belirten Türk Büro-Sen Aydın Şube Başkanı Mehmet Kamil Taşkır, yaşananların utanç verici olduğunu söyledi.
İddiaya göre, Aydın Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne önceki yıl güvenlik kamerası yerleştirildi. Bu arada kurum çalışanlarına sorumluluk alanındaki demirbaşlarla ilgili zimmet imzalatırken, demirbaşlar arasında ses kaydedici özelliği sahip olduğundan habersiz oldukları güvenlik kamerasını da zimmet olarak imzaladılar. Ancak bir müddet sonra kurum müdürü, arasında fısıldayarak konuşanları bile makamına çağırıp ne konuştuklarını sorunca, durumdan şüphelen çalışanlar dinlenildiklerini fark ettiler. Olaydan
rahatsız olan çalışanlardan biri, gününü doldurup emeklilik dilekçesi ile birlikte yasalara aykırı olarak dinlenildiklerini iddia ederek, ilgili mercilere şikayette bulundu.
Olaydan sonra tüm çalışanların ciddi derecede rahatsız olduğunu gördüğünü belirten Türk Büro-Sen Aydın Şube Başkanı Mehmet Kamil Taşkır, sorunun çözülmesi için dilekçe ile Aydın Valiliği İnsan Hakları İl Kurulu Başkanlığı'na şikayette bulundu. Konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.
İlgili kurumun yetkili kişisinin yasal suç işlediğini kaydeden Türk Büro-Sen Aydın Şube Başkanı Mehmet Kamil Taşkır, yaşananların utanç verici olduğunu ve kişilerin mahrem bilgilerinin bile dinlendiğini iddia ederek bu sorunun çözülmesini istedi. Şikayet dilekçesini ilgili kurumlara teslim eden Taşkır, dilekçesini verdikten sonra yaptığı açıklamada "Aydın Çalışma Bölge Müdürlüğü personelinin dinlendiğine dair bir takım şikayetler geldi. Bunun üzerine yaptığımız araştırmada personelin odalarında bulunan
kameraların güvenlik amaçlı olduğu zannedilirken aynı zamanda dinleme amaçlı olduğu da bir şekilde ortaya çıktı. Bu yapılan işlem hem hukukken, hem de insan hakları açısından baktığımızda ayrı bir suçu teşkil ediyor. Dolayısıyla İnsan Hakları Kuruluna suç duyurusunda bulunduk. Elbette kameralar güvenlik açısında normaldir. Ama ses alıcı özelliklerinin kaldırılması gerekmektedir. Bu bir insanlık suçudur. Kişilerin bilgilerinin dışında dinlenilmesi onların mahremiyetine saldırıdır. Bu saldırının ortadan
kaldırılması konusunda müracaatımız olmuştur. Sanırım İnsan Hakları Kurulu gereğini yapacak ve çalışanlarımız iş yerinde daha rahat ve daha huzurlu çalışacaklardır" dedi.

"MÜDÜRÜN ODASINDA YOK"
Bu müracaatlarından olumlu sonuç alınmaz ise TCK'nın 133. maddesini örnek göstererek Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını ve buna gerek kalmadan sorunun çözülmesini beklediklerini kaydeden Taşkır, "Gizli dinleme hem hak hukuka hem de örf ve adetlere aykırıdır. Ne gariptir ki bu kameralar çalışanların bulunduğu tüm odalarda var. Sayın Bölge Müdürümüzün odasında yok. Demek ki çalışan herkesin güvenliğe ihtiyacı var sayın müdürümüzün ihtiyacı yok" diyerek olayın takipçisi olduklarını
söyledi.

"DAYANAMAYIP GÜNÜM DOLUNCA EMEKLİ OLDUM"
Yaşananlardan ve gördüğü baskılardan dolayı günü dolunca emekliliğini isteyip, dinlemeli kameralardan dolayı da ilgililerden şikayetçi olduğunu belirten kurumun eski çalışanı İbrahim Çakır ise "Ben takriben bir yıl önce bu kurumdan emekli oldum. Bu konuda sıkıntılar vardı. Kameraların ses dinleme konusundan rahatsızdık. İki arkadaş bir araya gelip iş konusunda dahi fısıltı ile bile konuşsak içeri çağrılıp insanların ne konuştuğunun sorulduğunu izledim ve gördüm. Bu baskılar nedeniyle günüm dolduğunda
emekli oldum. Bu konu hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na dilekçe yazdım. Hala daha cevap alamadım. Bu konunun takipçisiyim. Kendim de şikayetçiyim" dedi.