Ceza ve İnfaz Sistemi"nin en önemli görevlerinden birinin bir şekilde cezaevine düşmüş kişilerin üretken, kanunlara ve topluluk kurallarına saygılı bireyler haline getirmek ve toplumu suça ve suçluya karşı korumak olduğunu ifade eden MHP Aydın Milletvekili Recep Taner “Hürriyetlerin, özgürlüğün kısıtlandığı yerlerde tutuklu ve hükümlü olarak bulunan kişilerin topluma yeniden kazandırılmaları, ancak ceza infaz kurumlarının sağladığı şartlarla olacaktır. Dolayısıyla, bu da en iyi şekilde iş yurtlarıyla yapılabilecektir” dedi. Ülke genelinde 200 civarındaki ceza infaz kurumlarında hükümlülerin meslek ve sanatlarını ilerletmesi veya meslek veya sanat öğretmek için kurulmuş bulunan atölye ve tesislerin bulunduğu iş merkezleri ve iş yurtlarının 40"tan fazla iş kolunda faaliyet gösterdiğini kaydeden MHP Aydın Milletvekili Recep Taner “Yaklaşık 10 bin civarında da mahkum buralarda çalışmaktadır. Cezaevlerindeki yoğunluğa baktığımızda iş yurtlarının yetersiz olduğu bir gerçektir ve mevcut iş yurtlarının kapasitesinin artırılması, daha fazla hükümlüye ulaşabilmek için de iş yurtları olmayan cezaevlerine de iş yurtları açılmalıdır. Cezaevlerinde yaşanan sıkıntılar yıllardır ülkemizin en önemli sorunlarının başında gelmektedir. Özellikle bölücü terörün ortaya çıktığı 1984 yılından 2000'li yıllara kadar geçen süre içerisinde cezaevleri asli işlevlerini kaybetmiş, geçen süre içinde ceza infaz kurumları ıslahevi olacağına militan yetiştiren, uyuşturucunun, mafyanın, şiddetin yuvası haline gelmişler, yaşanan isyanlarla, ölümlerle, rehin alınan memurlarla, idarenin içeriye dahi giremediği günler yaşanmıştır. İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı iç güvenliği sağlayamamış, denetim yapılamaz hale gelmiştir” ifadelerine yer verdi.
57'nci Hükümet döneminde gündeme getirilen belli suçluların yüksek güvenlikli F tipi ceza infaz kurumlarına nakli, iş yurtlarının etkin hale getirilmesi, insan hakları açısından ceza izleme komisyonlarının kurulması gibi yapılan düzenlemelere değinen Recep Taner “Zor bir süreç atlatılmış ve devlet tekrar cezaevlerine hakim olmuştur. O dönemde, cezaevindeki saltanatı bitenler ile militan eğitim alanlarını kaybeden terör örgütü yandaşları, o günlerden bu güne hala F tipine karşı çıkmakta ve sözde aydınlar gibi sözde demokratik kitle örgütü üyesi kisvesi altında insan haklarını paravan kullanarak geçmişin özlemiyle yeni yeni taleplerle ortaya çıkmaktalar. Örneğin, üç kapı üç kilit açılması talebi de benzer bir taleptir ve amaç surda gedik açmaktır” dedi.