Bölgenin en büyük gelir kaynaklarından olan kurutulmuş patlıcan, Türkiye"de sadece Nazilli"nin Yıldıztepe Mahallesi ve Gaziantep"te kurutulabiliyor. Kaymakam Caner Yıldız “Nazilli uzun yaşam merkezi olmasının yanı sıra patlıcan vadisi olarak da tarihte yerini alacağını” söyledi.
Aydın"ın Nazilli İlçesindeki Yıldıztepe Mahallesinde 42 yıl önce başlayan ve gelenek haline gelen patlıcan kurutması bugün kazanca dönüşerek ekmek kapısı oldu. Önceleri ürettikleri patlıcanın fazlasını tüketemedikleri için hayvan yemi yapan Yıldıztepe Mahallesi sakinleri keşfettikleri oymacılık ve kurutma yöntemiyle patlıcanı en iyi şekilde değerlendirerek dünyadaki en iyi kuruyan dolmalık patlıcanla markalaşarak ihracata yılda 100 tonluk mal hazırlamaya başladılar. Yıldıztepe Mahallesindeki Karaefe ailesinin fırsata dönüştürdüğü patlıcan oymacılığı ile 150-200 aile ile birlikte yüzlerce patlıcan üreticisi oturduğu yerden para kazanıyor. Nazilli"de bulunan birkaç üretici ile birlikte Nazilli"de 400-500 kişiye kazanç sağlatan ve yaz boyunca her evde sürdürülen patlıcan oymacılığı ve kurutma işlemi mahallenin özel iklimi nedeniyle sadece Yıldıztepe mahallesindeki bir buçuk kilometre genişliğinde ve 5 kilometre uzunluğundaki koridorda yapılabiliyor. Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin tamamına kuru patlıcan ihracı için tedarikte bulunan mahalleliler bu yaz ilk kez 45-50 gün süren gemi yolculuğu ile Avustralya sofrasına da girmeyi başardılar. Nazilli Kaymakamı Caner Yıldız"ın mahallenin dünyada eşi benzeri görülmeyen özelliği nedeniyle "Patlıcan Vadisi" ismini verdiği mahalle Amerika"daki silikon vadisinden sonra ikinci en meşhur vadi olmaya aday. Dedesinde devraldığı işi büyüterek fırsata dönüştüren Abdullah Karaefe, kurduğu aile işletmesi ile patlıcan oyma ve yakaladıkları çok özel kurutma yöntemi sayesinde tüm mahalleye ekmek kapısı oldu.
1968 yılında patlıcan ve biber kurutarak yakın pazarlarda satmaya başlayan Abdullah Gandak (85), artan talep nedeniyle işi yavaş yavaş büyüterek Denizli, Afyon ve Konya"ya kadar götürüp sattığını ifade ederek “1968 senesinde bu işe başladım. 18 sene bu işi yaptıktan daha sonra baktım ki ihracat işleri çıktı, daha sonra patlıcan kurutma işini oğlanlara ve torunlara devrettim. Patlıcanlarımız önceden Denizli, Afyon hatta Konya"ya kadar giderdi. Şimdi torunlarım sayesinde birçok ülkeye gidiyor. Bu patlıcanın ayrıca Uzun Yaşama da etkisi olduğunu düşünüyorum” dedi.
Dedesinden devraldığı işi ilerletmek için çalışmalarının artarak devam ettiğini ve ürün yelpazesini devamlı genişlettiğini söyleyen torun Abdullah Karaefe da; “Annem Nurten ve babam Turgut Karaefe, ben ve kardeşim Turgay, Efe Yerli Ürünler Ticareti adı altında yaklaşık 15 yıldır ihracatçı firmalara tedarikçilik yapıyoruz. Osmanlı Sofrasının vazgeçilmez tatlarından olan patlıcan dolması Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada yeniden hayat bulacak. Sadece mahallemizde gerçekleşebilen özel kurutma sayesinde Nazilli"nin dolmalık kuru patlıcanı marka da olarak önemli bir gelir kaynağımız halini aldı. Kurutulmuş sebze işinin en kalitelisi, en güzeli Nazilli"nin Yıldıztepe mahallesinde oluşuyor. Kurutuluşmuş sebzeyi yapan 3. kuşağım. Dedem Abdullah Gandak tarafından yapılmaya başlayan kuru patlıcan işi, annem ve ondan sonra bizler tarafından yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Bu ürünün öncellikle bölgesel özelliğimiz var. Yıldıztepe"nin çok özel bir hava koridoru var. Kurutma işi sadece bu bölgede yapılabiliyor. 1-2 sokak aşağıda veya 1-2 sokak yukarda kaliteli kurutma işi olmuyor ve verim alamıyoruz. Ürünün diğer bir özelliği de güneşte kurutulan Patlıcanın üründe ekstra bir lezzet artırımı yapması ve vücutta koruyucu bir etki yaptığı doktor arkadaşlarımız tarafından yapılan araştırmada ortaya çıktı. Patlıcan kurusu ile başlayıp, fasulye kurusuna kadar giden bir ürün yelpazemiz var. Kabak kurusu, dolmalık biber kurusu, bamya kurusu ve dilimlenmiş patlıcan, musakkalık patlıcan, yani ürün yelpazemizi devamlı genişletmeye çalışıyoruz. Yakında domates kurusunu da bu bölgede gerekli alan bulduğumuzda yapmayı düşünüyoruz. Bu dolmalık patlıcan, bilindiği gibi Osmanlı"dan gelen bir yemek kültürümüz. Türk insanının vazgeçemediği yemek tatlarından biri. Ama teknolojinin gelişmesi ve bayanların çalışması, sosyal alanlara girmesiyle zaman bulamamasından dolayı biz burada biraz devreye girdik. Elimizden geldiğince kaliteli bir şekilde insanların sofrasına dolmalık patlıcanı, bu kültürün yayılması için lezzetin devam etmesi için bir çalışma içerisindeyiz. Kaymakamımızda bu konuda bizlere çok yardımcı oluyor. Halkımızdan isteğimiz, bu ürünü mutlaka denemeleri. Bu ürünün hem kalitesini hem lezzetini görmelerini istiyoruz. Bu sayede ayrıca bu bölgede bir iş alanı oluştu. Küçük küçük büyüyerekten şimdi 300-500 ailelere varan bir sektör haline geldi. Burada bu bölgenin çiftçisinden bu mahallenin insanlarına kadar herkes bu işten gelir elde etmeye başladı. İhracat ise, gurbetçi vatandaşlarımızın eksiklerini tamamlamak amacıyla ihracatçı firmaların girişimleriyle oldu. Şimdi ürünlerimiz ihracatçı firma aracılığıyla, yerine göre kendi firmamız aracılığıyla Avrupa"nın birçok noktasına ulaşıyor. Bu ürün son olarak Avustralya"ya da gitti. Bamya kurusu ile birlikte patlıcan kurusu 45-50 gün gemi yolculuğu yaparak orada lezzeti bekleyen insanlarla buluştu. Böyle beğeniler giderek ilerleyen ve büyüyen işimizde bize destek sağlıyor. 15 yıldır ihracatçı ve tedarikçi firmalar aracılığı ile çoğu bölgeye ulaşmayı sağladık. Talepleri şuanda karşılayabiliyoruz. Ama bazı ürünlerde yeterli gelemiyoruz. Şu anda onların çalışmalarını yapıyoruz. Özellikle kendi bölgemizdeki çiftçilerle çalışmayı istiyoruz. Onun için örneğin fasulye kurusunda yeterli gelemiyoruz. Zamanla bu problemleri de çözeceğiz. Bu şekilde çeşitlerimizi artırarak Nazilli"nin organik tarım ürünlerini tüm dünya mutfağıyla buluşturacağız” diye konuştu.
“AMERİKA"DA "SİLİKON VADİSİ", NAZİLLİ"DE "PATLICAN VADİSİ" VAR”
Kurutulmuş patlıcanın Nazilli ekonomisi için büyük bir önem taşıdığını kaydeden Kaymakam Caner Yıldız ise, “Nazilli gerçekten çok değişik, ilginç bir ilçe. Burada biliyorsunuz Türkiye"nin ve Avrupa"nın en uzun ömürlü insanları yaşıyor. Aynı zamanda şuanda çok ilginç bir olaya da tanıklık ediyoruz. Gerçekten burada bir hava koridoru, bir vadi var. Nasıl Amerika"da "Silikon Vadisi" dediğimiz Teknoloji Vadisi varsa, burada Türkiye"nin "Patlıcan Vadisi" var. Bu mahallede bir kilometre eninde 7-8 kilometre genişliğinde değişik bir hava koridoru keşfedildi. Bu koridor içersinde Karaefe ailesi 3 nesil olarak bu işe başlamışlar ve neticede büyütüyorlar. 300-400 aile buradan geçimini sağlıyor. Gerçekten açık hava fabrikası gibi bir işletme. İlginç bir işletme tarzı var. Evlerinin önünde istedikleri zaman, zamana bağlı olmaksızın işlerini yapıyorlar ve her ailede neredeyse bir yıllık nerdeyse geçimini sağlayacak şekilde buradan epey bir gelir sağlıyor. Bunu da kendi imkanlarıyla götürüyorlar. Dışarıdan yaklaşık 2 bin 500 ton alıyor bu ailemiz diğer yerlerde yaklaşık 2 bin 500 ton yaş sebze alıyor yani Nazilli"de 5 bin tona yakın sebze burada işleniyor, kurutuluyor. Hem leziz hem de sağlıklı. Bu çalışma Nazilli Gelişim ve Kalkınma Projesi"ne(NAP) destek de olmaktadır. Patlıcanın da kurutulduğu Kestel dediğimiz bölgede jeotermal turizmden organik tarıma kadar her türlü çalışmayı yaparak Nazilli"nin gelişimini hızlandıracağız” şeklinde konuştu.
Hava koridorunun olduğunu söyleyen ve bu koridorun dışında kuruyan ürünlerin çürüdüğünü söyleyen Abdullah Karaefe ise, şunları söyledi: “Türkiye"de patlıcan kurutma işi, sektör olarak sadece Gaziantep ve Nazilli"de yapılıyor. En verimli ve en büyük kurutma işlemi ise sadece Nazilli"de oluyor. Yıldıztepe"de her evin önünde kadın, erkek, yaşlı, çocuk hemen herkes bu işle meşgul. İçi oyulmuş patlıcanların kurutulma aşamasının da püf noktaları var. Burada yaygınlaşan kurutma işi, mahallenin her tarafında yapılamıyor. Rüzgârın ve sıcaklığın uygun olduğu bir hava koridoru gerekiyor. Bu alanlar, 50-100 metre aralıklarda bile değişebiliyor. Bir yerde çok güzel kuruyan ürün, 50 metre aşağıda kurutulduğunda bir kısmı çürüyebiliyor. Bu hava koridorlarını ise tecrübeli kurutucular biliyor. Tamamen doğal bir ortamda kurutuluyor. Oyulduktan sonra iplere dizilen patlıcanlar tozu gitsin ve nikotin azalsın diye önce biraz suda bekletiliyor, sonra seriliyor. En sonunda da bir iki gün içinde kurumuş oluyor”-  iha