Sanayi sitesini kendi döneminde başlatan Belediye eski Başkanı Mehmet Soysalan, “Başlangıçta yani çıkış notasında şu var; Belediyeye ait olduğu mahkeme kararıyla kesinleşen bir yere ilçemiz içerisinde dağınık olan esnaflarımız için geçici sanayi sitesi yapıldı. Daha sonra içinden çıkılmaz hale nasıl geldiğini, getirenlere sormak lazım… Türkiye"de bir sanayi sitesi kolay yapılmıyor. Türkiye"de ortalama 10 yılda yapılan bir sanayi sitesini biz o tarihte esnafın da desteği ile 6 ayda yaptık. Osman Kalıpçı sanayi sitesinin ruhsatını meclis kararı ile iptal etmiştik. Yaşar Pektaşoğlu"nun başında bulunduğu toplu işyeri kooperatifi inşaat aşamasındaydı ve buraya ruhsatı, sanayi sitesi olarak kullanılmamak koşulu ile vermiştik. Sanayi sitesi kooperatifi de yerini satın almış ortak alıyordu. Biz o zaman kooperatif yöneticilerini uyardık. Kooperatife sanayi sitesi esnafı olmayanların kaydını yapmayın dedik. Ancak sanayi sitesi esnaflarının birçoğu sanayi sitesi kooperatifine üye değilken başka meslek gruplarından üyeler alınınca o günkü sanayi sitesi esnafının sorununu tamamen gideremeyeceği anlaşıldı. Tüm Didim içerisinde 212 esnaf tespit edildi. Esnaf sayısı dondurularak tamamının geçici sanayi sitesine taşınmaları sağlandı. Sanayi sitesi kooperatifi dükkânlarını tamamladığında kendi yerine çıkan ve boşalan işyerine yeni esnaf almamak kaydıyla geçici sanayi sitesi tamamlandı. Burada bir dava var; hazine ile belediye arasındaki davalara yani kamu kurumları arasındaki davalara hâkimler hakem sıfatıyla bakarlar. Hakem sıfatıyla verilmiş kararların itirazı söz konusu olamaz. Hâkim burada hakem sıfatıyla karar vermiş ve bu yer belediyece kazanılmış. Hazine avukatlığınca itiraz edilmiş ama bu itiraz nasıl kabul edilmiş, nasıl olmuş da yargılama bu aşamaya gelmiş anlaşılır gibi değil. Bu bir hukuk faciasıdır. Burada halen çalışan insanların emeği var. Pek çoğu burada yer edinmek için evlerini altınlarını sattılar. Bu emek üzerinden kimse siyaset yapmasın. Yolu ne ise ilgili kurumlar bir araya gelerek çözüm bulmalılar” şeklinde konuştu.
“2004 YILINDA SEÇİMLERİ KAZANSAYDIM TAPULARI VERECEKTİM.”
Belediye eski başkanlarından Ünal Boztürk ise, 75. Yıl Sanayi Sitesiyle ilgili olarak belediye yönetimine ve AK Parti İlçe Teşkilatına büyük görev düştüğünü savunarak, “Burada sanayi esnafı o zamanda Migros"un olduğu yerdeydi. O zaman burada bir şirket vardı; DİPAŞ diye. Sanayinin kurulduğu bu yer askeriyeden alındı. Eper mücadele ettik. Askeriyeden alındıktan sonra 1/25.000"lik planları yapıldı ve hakem kararıyla bu yer alındı. O dönem plan yapılırken, dönemi AKP İlçe Başkanı Hilmi Yıldırım ve Dönemin CHP İlçe Başkanı Mümin Kamacı planları itiraz etmişlerdi. Onların itirazına rağmen, 1/25.000"lik planlar geçti ve halen o planlara göre yapılıyor. Onlar planlar için yürütmeyi durdurma kararının aldırmak istediler. Ben 2004 yılında seçimleri kazansaydım tapuları verecektim. Nasıl verecektim mevzi imar planı yapılacaktı ardından 18.madde uygulaması ile yapılacaktı” dedi.
“BELEDİYENİN HUKUKÇULARI BUNU TAKİP ETMEMİŞ”
Boztürk, belediyenin 2007 yılında çıkan yasayı takip etmediğini ve üzerine düşen görevleri yapmadığını ileri sürerek, “2007 yılında çıkan yasada, bazı yerlerde, köylerde mera alanında sanayi sitesi varsa eğer belediye müracaat etseydi, o yasadan faydalanılarak alınan mahkeme kararı düşerdi. Belediyenin hukukçuları bunu takip etmemiş. Burada şu var sanayi esnafı işgalci değil, işgalci olan belediye, esnaf için belediye yürütme kararı almadı. Orada bulunan sanayi sitesi esnafını belediye götürdü. Burada yağmalarda oldu; 1, 2, 3 tane yer alanlarda oldu. Amacı dışında kullanıldı. Benim dönemimde kimseye yer verilmedi. Benim kadar kimse uğraşmadı. Biz burayı planladık, askeri alandan çıkardık, sanayi sitesi o dönemde cami yeri vardı; onu dahil meclisten ret oyu verdiler” diye konuştu.
“BURADA DİDİM SAHİPSİZ KALDI VE ESNAFA KİMSE SAHİP ÇIKMADI.”
75.Yıl Sanayi Sitesinin bir çıkmazın içinde olduğunu söyleyen Boztürk, şunları söyledi: “Burada belediyeye ve AKP İlçe başkanlığına iş düşüyor. Bu süreçte yaşananlardan başkanı da suçlayamayız; burada işi takip edecek avukatlara da büyük görev düşüyordu. Burada çile çeken esnaf, bunu da herkes biliyor. Bu yer mera alanı diyorlar ama burada yani 1108 parselden yol geçiyor. Didim-Akbük yolu; bu yolu mera alanı içinde ama nasıl oluyor da bu yolu karayollarına devrediliyor? Belediye bu durumu emsal teşkil ederek dava açabilir? Burada Didim sahipsiz kaldı ve esnafa kimse sahip çıkmadı”