Şişmanlık ve mutsuzluk çağımız insanının en önemli iki sorunu. Uzmanlara göre ikisinin en yaygın sebebi beslenme bozukluğu.

Prof. Dr. Temel Yılmaz şişmanların yüzde 80'inin beslenme bozukluğuna dayalı tatlı krizi, tıbbi adıyla reaktif hipoglisemi sebebiyle bu durumda olduğunu söylüyor. Reaktif hipoglisemi vücuttaki kan şekerini kontrol eden insülin hormonunun salgı düzeninin bozulması sebebiyle ortaya çıkıyor. Bu hastalık tatlı-şeker bağımlılığı olarak da tanımlanabilir.

Tatlı bağımlılarının genellikle şöyle bir beslenme düzeni (düzensizlikleri) oluyor: Sabahları açlık hissetmedikleri için kahvaltı yapmak istemiyorlar. Öğle yemeğinde canları pek bir şey çekmediği için az yiyor. Fakat ikindiye doğru midede ziller çalmaya, beyin tatlı alarmı vermeye başlıyor. Amansız bir tatlı isteği beliriveriyor ki acilen çikolata ve tatlı bir şeyler yenmeli. Kan şekerinin düşmesi sonucu terleme, çarpıntı, ellerde titreme, konsantrasyon kaybı, sinirlilik, bulantı, açlığa tahammülsüzlük hissi gibi durumlar görülür. Hemen bir şeyler ve tatlı yenmezse baş ağrısı görülür.

Temel Yılmaz, reaktif hipogliseminin bir anlamda öğün zamanının kısalması hastalığı olduğunu söylüyor. Çünkü kişinin yemekten 2,5 saat sonra kan şekeri düşer. Böylelikle gün içinde birçok kez tatlı krizleri yaşar. Yeniden yemek yeme isteği baş gösterir. Sık sık abur cubur, tatlı bir şeyler, hamur işleri tüketir. Sonuçta hızla kilo alır. Tatlı bağımlılığının ileri boyutu diyabet, kalp-damar hastalıkları ve obezite. Yılmaz, tatlı bağımlılığını şeker hastalığının 10 yıl önceki hali olarak gösteriyor.

Tatlı bağımlılığı psikolojik sorunlara da sebep oluyor. Bu sorunların çoğu da aşırı kilolar sebebiyle diyetisyene gidildiğinde ortaya çıkıyor. Eğer çantanızda, arabanızda 'gün içerisinde ihtiyaç duyarım' diye şeker, tatlı bisküvi ve çikolata taşıyorsanız bir diyetisyene ve endokrinoloji hekimine başvurmanızda yarar var.

Prof. Dr. Musa Tosun, reaktif hipoglisemiye bağlı olarak görülen sıkıntı hali, dikkat dağınıklığı, panikatak benzeri durumlar ve baş ağrısının çoğunlukla başka rahatsızlıkların belirtisi olabileceğini söylüyor.

Sema Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Şerife Nur Boysan ise kadınların özel dönemlerinde vücutlarının salgıladığı hormonlar ve ağrıları sebebiyle mutsuzluk hissine kapıldığını, bunun için de tatlı yeme isteği duyduklarını belirtiyor. Kadınların çikolata tüketiminin bu dönemde artmasının nedeni olarak çikolatada bol miktarda bulunan magnezyum mineralinin mutluluk hormonu salgılaması gösteriliyor.

***

Tatlı tatlı krize girmeyin!
Sema Hastanesi Beslenme Uzmanı Hayrettin Mutlu, reaktif hipoglisemi yani tatlı bağımlıları için şu önerilerde bulunuyor:

Sabah kahvaltısı çok önemli. Kesinlikle atlatılmaması gerekiyor. Vücudun gün içinde ihtiyaç duyacağı besinler yeterli ve dengeli olarak kahvaltıda alınmalı.

Ara öğünlerde yani canınız tatlı çektiğinde meyve tüketin. Ama bunda da ölçülü olun.

Öğle yemeğinde fast food'dan uzak durun. Az yağlı sebze ve karbonhidrat içeren yemekler tüketin.

Gün içinde 2 litre (10) bardak su tüketin. Vücudun genel sağlığı için bu çok önemli.

Akşam yemekleri geç saate kalmadan ölçülü ve çeşitli besin gruplarından oluşmalı.

Gece yatmadan yine meyve ile tatlı ihtiyacı giderilebilir.

Tatlı krizinde önce meyve tercih edilmeli sonra sütlü tatlılar. Şerbetli hamur tatlıları ve çikolataları küçük porsiyonlarda haftada en fazla iki öğün tüketmeli.

Bunlara dikkat:

Üç ana öğün üç ara öğün olmak üzere altı öğün beslenmek gerek.

Özellikle hızlı emilen karbonhidratlardan uzak durun. Toz şeker, çikolata ve tatlılara dikkat.

Beyaz ekmek, patates, pirinç pilavı kontrollü tüketilmeli. Ara öğünlerde kepekli veya esmer ekmek tüketilmeli./zaman