Çin dahil tüm Asya ülkelerinde yaşanan hızlı ekonomik değişim ve büyümenin yarattığı gelir adaletsizliğini bir yana bırakırsak, yaşanan bu gelişmeler büyüyen sermaye gücü ile uluslararası politika ve ekonominin bilinen kuralları ve oyun kurucularını da yıkarak yeni bir güç dengesi ortaya çıkardı.

Bugün Asya devleri ile bilinen Batı güçleri arasında yaşanan gerilim, yeni bir silahlanma ve teknoloji savaşı olarak hayatımıza geri dönüyor. Çin'in yükselen ekonomisi yanında, temel teknolojiler konusunda hala ABD ve benzeri pazarlara bağımlılığı ve bu durumdan hızla kurtulmak için gösterdiği çaba, Çin'i bazı noktalarda öne doğru çıkarırken, bazı noktalarda da elini zayıflatıyor. Tüm Çin Denizi ve çevresinde bölgesel güç olmanın ötesine çoktan geçen Çin, artık tek kutuplu bir Dünyaya göz yummayacağını gösteriyor.

Tüm bu cesaret verici anlatımlara rağmen, göç rakamları başka bir hikâye anlatıyor. Çinli ve Hintli milyonerler Avustralya, Kanada, ABD gibi ülkelere artan rakamlarda gitmeye devam ediyorlar. Ülkelerindeki fikir özgürlüğüne konulan sınırlar dışında yaşam kalitesi problemlerinden kaçıyorlar. Çin'in doğası ve çevresi kirlenmiş sanayi şehirlerinde yaşamak, yavaş yavaş ve acılı bir ölüme doğru insanları sürüklüyor. Sanayileşmek, ilerlemek ve güçlü olmak bir yana, halka sunulan yaşam kalitesi de geleceğe dair gücünüzü ne kadar koruyabileceğinizin bir göstergesi haline geliyor.

Çin ve Doğu Asya ülkelerinin artık Kuzey Amerika'dan gelecek çöplerin büyük kısmını almaktan vazgeçmeleri, ABD ve Kanada'da büyük bir geri dönüşüm krizi yaratırken, bu kadar yıldır bu çöpleri ekonomiye geri kazandıran insanların yaşadığı sağlık ve çevre problemlerinin giderek ne kadar ağırlaştığını gösteriyor.

Tüketim Ekonomisi - Geri Dönüşüm