TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Fransa Parlamentosu'nda kabul edilen ''Ermeni Teklifi''nin senatoya getirilmesiyle ilgili, ''Pazartesi yapılacak görüşmede, dilek ve temenni ederim ki, komisyondaki karar istikametinde bir sonuç elde edilmiş olur'' dedi.

Çiçek, aralarında TOBB'un da bulunduğu sivil toplum örgütlerince oluşturulan Anayasa Platformu'nun ''Türkiye konuşuyor'' toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin Hrant Dink davasıyla ilgili sorusu üzerine Çiçek, ''Devam eden mahkemelerle ilgili yorum yapmamış olmam Anayasa ve yasaların gereğidir. Ben bunu kendime ilke heline getirdim. Halen dava süreci devam ediyor. Kamuoyundaki tartışmaları da biliyorum. Bu konuyla ilgili düşüncelerimi daha önce açıkladım. İşin daha temyiz safhası var. Kanun yolları var. O yollar henüz tüketilmiş değil. Ümit ettiğimiz, hak yerini bulur. Söyleyeceklerim bu kadar. Onun dışında Yargıyla ilgili yorum yapmak bence pek doğru değil'' diye konuştu.

Haberin devamı ↓
reklam

Fransa Parlamentosu'nda kabul edilen ''Ermeni Teklifi''nin senatoya getirilmesiyle ilgili soruları da yanıtlayan Çiçek, şunları kaydetti:

''Bu konuyla ilgili beklentimizi yazılı mektupla ifade ettim. Daha evvel Temsilciler Meclisi Başkanına da yazmıştık. İlgili komisyon bana göre sağduyulu bir karar verdi. Bunun gündeme alınamayacağı, Anayasaya aykırılığıyla ilgili olarak... Pazartesi yapılacak görüşmede, dilek ve temenni ederim ki, komisyondaki karar istikametinde bir sonuç elde edilmiş olur. Bizim Avrupa ülkeleriyle en evvel ilişki kurduğumuz ülke, tarihte Fransa'dır. Bu ilişki imtiyazlı bir ilişkidir. Osmanlı tarihindeki kapitülasyonlar dediğimiz olay Fransa ile olan ilişkilerimizin sonucu ortaya çıkmıştır. Bu ilişkiler ciddi ölçüde zarar görür, ikincisi yanlış bir yola da girilmiş olur. O da şudur, parlamentolar mahkeme değildir. Herhangi bir olayı yargılamaya, bundan hüküm çıkarmaya yetkili organlar değildir.''

Parlamentoların barışa, dostluğa hizmet etmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, olumsuz kararların ilişkileri zedeleyebileceğini, barışa da büyük ölçüde zarar verebileceğini ifade etti.

Parlamentoların, tarihi olayları araştıracak kurumlar olmadığını savunan Çiçek, şöyle devam etti:

''Bu bilim adamlarının, bilim kurullarının işidir. Türkiye kendi tarihiyle yüzleşmeye hazırdır. Bizim geçmişimizden, tarihimizden bir endişemiz yoktur. 'Bilim adamları bu işleri araştırsın, ortaya koysun' dedik. 2005'te tüm dünya parlamentolarına bunu açıkça ifade ettik. Ama bazı ülkeler bilim adamları kanalıyla, tarihçiler kanalıyla bu olayların araştırılmasından rahatsız oldular. Çünkü biraz daha karıştırılırsa, altlarından kendileri çıkarlar. Onun için ümit ederiz ki, bu yanlış yoldan dönülmüş olur, sağduyu galip gelir. İlişkileri zedeleyecek bir adım atılmamış olur.''