Çağdaş İstanbul'da Tarihi Mirasın Konumu' başlıklı konferans yarın Pera Müzesi Salonu'nda saat 18.30'da gerçekleşecek.

İstanbul- İstanbul Araştırmaları Enstitüsü(İAE) İstanbul Konferansları"nda hocaların hocası Mimarlık Tarihi hocası mimar Doğan Kuban, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda önemli mimari yapıyı barındıran İstanbul"un tarihi mirasının korunması, güncelliğini koruyan kötü restorasyondan, plansız şehirleşmeye, oldukça karmaşık sorunları gündeme getirmektedir.

Konferans kapsamında, her iki dönemin kent dokusu ve mimari yapıları üzerinde birçok araştırma gerçekleştiren Kuban, günümüzde çeşitli tartışmalara konu olan İstanbul"da tarihi mirasın konumu ve korunmasına ilişkin sorunları ve olası çözümleri paylaşacak. Mimarlık Tarihi ve kültürel mirasın korunmasına yaptığı sayısız katkı gerekçesiyle "2010 TÜYAP Onur Ödülü" sunulan Doğan Kuban, gazetemiz Bilim Teknoloji ekinde yazdığı, öğrencileri tarafından da ilgiyle izlenen, “Kültür” başlıklı köşe yazılarıyla da diğer disiplinlerin mimari boyut edinmesine katkıda bulunmaktadır. Çağdaş İstanbul"da Tarihi Mirasın Konumu başlıklı konferans ücretsiz ve ilgilenen herkese açık olacak.

Prof.Dr. Semra Germaner hocası Doğan Kuban"ı anlatıyor;

Doğan Kuban ile 1974 yılında doktora öğrencisi olarak tanıştım. Geçmişi günü için kullanmak, tarihten sentezci bir bakış açısı için yararlanmak, geniş tabloyu görmeye ve yakalamaya çalışmak Kuban"dan aldığım başlıca derstir. Kuban, 1954 yılında Türkiye'de Batılılaşmayı ilk kez bir mimarlık ve sanat tarihi sorunsalı olarak ele alan “Osmanlı Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme” konulu kitabı ve 1958 tarihli “Osmanlı Dini Mimarisinde İç Mekan Teşekkülü Rönesansla Bir Mukayese”kitabı Osmanlı mimarisinde mekan anlayışının Rönesans mimarisi ile kıyaslar. Doğan Kuban Batı ve Osmanlıyı birlikte ele alarak bir değerlendirmeye gitmiştir. Kuban geniş ve çok yönlü bakış açısını ortaya koyarken, yapıtın kendisini, onun hakkındaki belgelerden daha önemli bulduğunu da belirtir. Tarih, ekonomi, sosyoloji ve başka alanlarda edindiği bilgilerle ve bir sanatçı duyarlılığı ile yapıta yaklaşır ve onu çözümlemeye çalışır. O, 20.yüzyılın 2. yarısından itibaren Türkiye"de mimarlık tarihi kuramlarının temel figürlerinden biridir. Düşünce üretmeye yönelik, eleştirel bir yaklaşımla ve adeta sürekli aramakta olduğu soruların cevaplarını bulmak amacıyla -coğrafya ve zamanla sınırlı kalmaksızın- antik çağlardan Bizans"a, Rönesans İtalya"sından Osmanlı mimarlığına Selçuklu mirasından, İslam dünyasına, Türk evinden, Osmanlı saraylarına oralardan günümüz mimarlık, resim ve heykel sanatlarına uzanır.