Hatay ile birlikte 11 ili vuran depremlerde 46 binden fazla vatandaş hayatını kaybetti, yüz binlerce bina da yerle bir oldu. Yıkılan binalar arasında konutların yanı sıra cami, mescit, hamam, çeşme gibi tarihi yapılar da var. Kültür ve Turizm Bakanlığı yıkılan tarihi binaları yeniden nasıl ayağa kaldırabilirim düşüncesi ile harekete geçti ve “Bilim kurulu” oluşturdu.

Bu kurul da başta Hatay olmak üzere diğer il ve ilçelerde ağır hasar gören tarihi yapılardaki nitelikli malzemenin ayıklanarak envanterlenmesi ve restorasyona altlık oluşturması amacıyla çalışma yapmak için bir birim kurdu.

Milliyet'ten Ercan Sarıkaya ve Ercan Arslan'ın haberine göre, bu birim Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığında çalışmalarına başladı.

Türkiye’de ilk kez uygulanan “enkaz arkeolojisi” ile tarihi eserler yeniden hayata döndürülüyor.

TÜRKİYE'DE İLK

Bilim kurulu bünyesinde oluşturulan bu birim ile ilk kez Türkiye’de deprem sonrası enkaz arkeolojisi uygulaması başlatıldı. Yapılan çalışmada uzmanlar buldukları tarihi eserleri yeni keşfetmiş gibi titiz bir çalışma ile enkazdan çıkarıyor ve korumaya alıyor.

Sahada çalışan uzmanlar tarihi eserleri enkazlardan çıkartırken hafif hasarlı binalara kendileri giriyor. Ancak ağır hasarlı binalardaki tarihi elementlerin bulunması için özel bir ekip Hatay’a gelecek. Ekip sahada çalışacak hocaların üstüne binaların devrilmemesi için ön tedbirleri alacak. Daha sonra da uzmanlar enkaza girecek.

Uzmanların çalışmasını Milliyet görüntüledi. Ekip başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan yapılan kurtarma çalışmasını şöyle anlattı:

“Asrın felaketini yaşadık. Sadece insanlarımız değil, aynı zamanda şehirlerimiz ve kültür varlıklarımız da depremzede oldu. Bu eserler sadece taşıyıcılar üstünde yükselen eserler değil, üzerlerindeki kitabe gibi tarihi belgeleri ve diğer unsurlarıyla bir bütünlük oluşturmaktadır. Bunlar enkaz altında kalmış ‘can’ gibidir. Eserlerimize kimlik ve ruh katan bu unsurların güvenli bir şekilde ayırt edilmesi son derece önemli. Bu çalışmalarla enkaz haline gelmiş olan cami, mescit, hamam, çeşme ve konut gibi kültür varlıklarımızdaki kitabe, bezemeli taşlar, mihrap ve minber süslemeleri, sütunlar, sütun başlıkları, kapı kanatları gibi nitelikli malzemeyi ayıklamayı amaçlamaktayız. Daha sonra bu eserleri belgeleyip envanterledikten sonra ilgili müzelere teslim edeceğiz.”

Uzmanların Türkiye’nin farklı üniversitelerden gönüllü hoca ve öğrencilerden oluştuğunu anlatan Arslan, şunları anlattı:

“Ülkemizdeki farklı üniversitelerden başta sanat tarihçilerin oluşturduğu ekibimiz arkeolog, mimar, inşaat mühendisi gibi farklı dallardan oluşmaktadır. Lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerimiz de çalışmalarımıza eşlik etmektedir.Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni, teknik destekleri ve finansıyla yürütülen çalışmalar Antakya özelinde yaklaşık 300 hektarlık alanda ve yaklaşık 50 civarı taşınmaz eser üzerinde gerçekleştiriliyor. Çalışmalar sonucunda yaklaşık 200 adet nitelikli eserin ayıklanması hedeflenmektedir.”