18 YAŞIN ÜSTÜNDE HERKES ÖLÇTÜRSÜN

Türkiye'de 20 milyon hipertansiyon hastası bulunduğu hesaplanıyor. Dünyada ise 2025 yılında 1.5 milyar insanın hipertansiyon hastası olacağı tahmin ediliyor. Her gün 25 binden fazla insan bu hastalıktan dolayı yaşamını yitiriyor. Hipertansiyonda tanı oranlarının düşüklüğünün ana sorun olduğunu belirten Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, şu bilgileri veriyor:

“Hastaların yüzde 45'inin ne tanısı var ne de tedavi alıyor. Hipertansiyon sinsi bir hastalık. Baş ağrısı ve dönmesi, kulak çınlaması, çarpıntı, görmede bozukluk gibi belirtilere vücut da alışıyor. Tanı konduğunda ise maalesef hastalar ilaçlarını uygun şekilde almıyor, tuzsuz yemiyorlar. Bu yüzden yetişkinlere 'Kan basıncını ölçtür, değerini bil. Böylece sağlığının da değerini bilirsin' diyoruz. 18 yaşın üstünde herkesin bir kere tansiyon ölçtürmesini öneriyoruz. Eğer kan basıncı değeri 12/8'in altında ise en az 5 yılda bir, 12-13/8-8.5 arasında ise en az 3 yılda bir, 'yüksek normal' olarak nitelendirilen 13-14/8.5-9 arasında ise en az yılda bir kan basıncı değerinin ölçülmesini öneriyoruz.”

KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Hipertansiyon sıklığı yaşla birlikte artarken 35-65 yaş grubunda yüzde 40'ları buluyor. 70'li yaşların üzerinde ise her üç kişiden ikisi hipertansif. Prof. Dr. Erol, kadınların daha fazla risk altında olduğunu söylüyor: “Kadınlarda hastalığın görülme sıklığı (yüzde 36), erkeklerden (yüzde 30) fazla. Erkeklerin yüzde 59'u hipertansiyon hastası olduğunu bilmezken bu oran kadınlarda yüzde 33. Ancak Avrupa ülkelerinde tüm yaş gruplarında erkeklerde daha yüksek. Bizde kadınlarda daha yüksek olmasının başlıca nedenleri obezite, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam. Ayrıca yeme alışkanlıklarımızda tuz oranı çok yüksek. Turşu, salamura, salça, ekmek vs. hepsi çok tuzlu. Almamız gereken tuz miktarının üç katını tüketiyoruz.”

DAMAR VE ORGANLARI BOZUYOR

YÜKSEK tansiyon uzun dönemde, damarın iç yüzeyinde hasara yol açıyor. Hipertansiyon nedeniyle organları besleyen damarlarda tıkanma, genişleme veya yırtılma meydana gelebiliyor. Organlara giden kanın akışı bozularak organ yetmezliklerine neden olabiliyor. Beyin kanaması, felç (inme), görme kaybı, kalp yetmezliği, kalp krizi ve böbrek yetmezliğine zemin hazırlıyor. Hastalık kalbi sürekli yoruyor. Çünkü yüksek basınçla kalbin duvarı kalınlaşıyor. Bir süre sonra kalp yetmezliği başlayabiliyor.