Tanpınar, “Beş Şehir’e” Altıncı Aydın’ı da Ekleseydi ne Derdi?

Abone Ol

Kimler Muvakkit Nuri Efendi, kimler Halit Ayarcıdır denirse kimler kimin özelliğini taşıyorsa milletvekilleridir, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarıdır ve kamuda her kademede görevli yöneticilerdir..

Ahmet Hamdi Tanpınar Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul’u konu alan ünlü eseri “Beş Şehir’”de kentleri incelerken yalnız coğrafi özellikleri ve mimari farklılıkları ile yetinmez.

Kentlere ruh veren zaman, hafıza ve estetik özelliklerini birbirinden ayırır. Bu ölçüye göre incelediği kentlerin farklılıklarına ayrı bir karakter olarak bakar ve ona göre kimlik verir.

“Beş Şehir’i” klasikler arasına katan da bu farklılıklarıdır. Tanpınar’ın penceresinden:

Ankara:

Gerek ruh hali(sert, mesafeli) gerek zaman(geleceğe yönelik rasyonel) yönüyle bir şehirden ziyade bir iradedir. Estetikten daha çok kurucu aklı temsil eder.

Erzurum:

Ağır, ciddi, içe kapanık ruhsal kimliğiyle ve donmuş, yavaş akan zaman duygusuyla tarihin bedelini ödeyen şehirdir.

Konya:

Sessiz, derin, teslimiyetçi ruh haliyle, dün-bu gün iç içe döngüsel yapısıyla zamanın yavaşladığı hatta geri çekildiği ruhani bir merkezdir.

Bursa:

Hüzünlü ama zarif ruhsal kimliğiyle geçmişiyle barışık bir zaman duygusuyla Osmanlı’nın rüyasıdır. Mazi Bursa’da bir yük değil güzel bir hatıradır.

İstanbul:

Karmaşık, büyülü, melankolik ruh yapısıyla, Bizans, Osmanlı, Cumhuriyet katmanlı zaman duygusuyla bir şehir değil zamanın üst üste bindiği bir medeniyet merkezidir.

Kısaca yazara göre şehre kimlik kazandıran; mekân (Coğrafya),zaman (Tarih), insan ve hafızadan oluşan beş özelliktir.

Ahmet Hamdi Tanpınar eserinde Aydın’a da yer verseydi ne derdi?

Büyük ihtimalle vereceği kimlik, mekân olarak “gökyüzünün altındaki en güzel yer yüzü, zaman olarak Kurtuluş Savaşı’nda Efeler sayesinde üzerine düşeni yapan, toprağa bağımlı uysal insanı ve gelecek perspektifi adına yakışmayan geçmişine dair hafızası kesintili şehirdir, olurdu.

Haksız da sayılmazdı çünkü bırakın BŞB’nin kent merkezindeki Köprülü, Üveys Paşa Mahalleleri tarihi dokusuna Ankara Hamamönü,Eskişehir Odunpazarı gibi ruh ve can vermesini Aydınlı gençlerde tarih bilinci oluşturacak bir Kurtuluş Savaşı Müzesi bile açılamadı.

.O halde neden Aydın adıyla çelişkili kültür varlıkları bakımsız kimliksiz bir kent sorusuna insan/yönetici unsuruna dikkat çekmede açıklayıcı bir örnek olacağından hareketle Tanpınar’ın diğer klasik eseri Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ndeki iki karakter üzerinden devam edelim..

Muvakkit Nuri Efendi ve Halit Ayarcı...

Kimler Muvakkit Nuri Efendi, kimler Halit Ayarcıdır denirse kimler kimin özelliğini taşıyorsa, milletvekilleridir, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarıdır ve kamuda her kademede görevli yöneticilerdir.

O halde karakter olarak Nuri Efendi kimdir Halit Ayarcı kimdir?

Nuri Efendi saat tamircisidir Tamire getirilen saatleri okşar,sever onlarla konuşur, sohbetler eder.Zaman konusunda derinliği olan bilge bir şahsiyettir. Güneşe bakar, gölgeyi ölçer, zamanı bilir.

İşinin ehlidir.

O nedenle iş yapıyor gibi görünme derdi yoktur.Geleneğin değil idrak edilmiş zamanın temsilcisi olan Nuri Efendi’nin dünyasında zaman ölçülmez,yaşanır.Bir konuda yetkinlik,otorite mevkiin,makamın değil ehliyetin ister-istemez insanı zorladığı saygının bir sonucudur..

Halit Ayarcı’ya gelince::

O dönemin, modernleşmenin girişimci yüzüdür. Saatleri Ayarlama Enstitüsü onun eseridir.Zaman konusundaki bilgisi sığdır Amacı zaman üzerinde iktidar kurmaktır.

Bu da demektir ki,Enstitü vardır ama işlevsizdir,saatler ayarlanır ama insanların hayatı düzelmez,Çünkü sorunları çözmek amaçlı kurulan komisyonlar görünürde çalışır gözükür ama zaman ilerlemez.

Sorunlar ise durmaz,yenileri eklenerek devam eder.

Ahmet Hamdi Tanpınar Aydın’ın gerek mekân gerek zaman olarak sahip olduğu bunca avantajına rağmen zamanı israf etmesiyle öne çıkan, hafızası kesintili bir şehir olarak tanımlardı dememizin nedeni Nuri Efendi derinliğinde ehliyet ve liyakatte zamanı değerlendirecek milletvekilleri, büyükşehir ve ilçe belediye başkanları ile kamu yöneticilerinden sorun çözmede, dönüştürmede bir liderin çıkmamasıdır.

Tanpınar’ın Türkiye için söylediği sözü bize,Aydın’a uyarlarsak maalesef Aydın, evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkanı vermemiştir,veremiyor.

Her şeyde olduğu gibi siyaset de boşluk kabul etmez.

Ekonomide kötü para iyi parayı piyasadan kovar misali Nuri Efendilere uyumsuz, iş görmez, eğilip bükülmez, yemez içmez gibi aslında yöneticilikte tercih nedeni olan gerekçelerle Halit Ayarcı takımı tarafından itibar suikasti yapılınca,ve de siyasette bu gelenek meşrulaşınca Aydın’da meydan onlara kaldı.

Kısaca Halit Ayarcı takımı güç sahibi olunca doğal olarak Muvakkit Nuri Efendi benzerleri de gözden düştü.

Zira Halit Ayarcı takımı o konuda maharetlidir,onlarda laf çoktur ama icraat yoktur.Sorumluluğa gelince kimse üzerine almaz,örnek yaşam kalitesi normalin altındadır kimse üzerine alınmaz

Sizin anlayacağınız Aydın’da siyaset tam da Saatleri Ayarlama Enstitüsü düzeni içinde yürür. Halit Ayarcı takımı sorun çözmede komisyonlar toplar, paneller yapar görünür, Ziraat Fakültesi gece gündüz çalıştığı iddiasındadır ama insanların hayatında değişen bir şey olmaz...

Sonuç olarak doğruyu göstermeyen Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün saatlerine karşılık zaman hızla akmaya devam ediyor zaman idraki olmayan Aydın halkı da vaktini uyusun da büyüsün ninnisiyle sürdürmeye devam ediyor.

Eğer Beş Şehir’e alsaydı gördüğü manzara karşısında Tanpınar Aydın hakkında Halit Ayarcı takımının elinde zamanı israf eden ruhsuz şehir kimliğini uygun görürdü herhalde......

{ "vars": { "account": "UA-18838004-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }