Aydın Tabip Odası tarafından düzenlenen “Tam Gün Yasası” konulu konferansta Başbakanlık onayına sunulan yasa tasarı hakkındaki çeşitli görüşler irdelendi. Aydın Devlet Hastanesi Konferans Salonu"nda gerçekleşen etkinliğe İl Genel Meclisi Başkanı İsmail Hakkı Eser, İl Sağlık Müdürü Mehmet Çobanoğlu, Türk Eczacılar Birliği 2. Başkanı Şevket Kaya, Aydın Tabip Odası Başkanı Seracettin Kaya ve sağlık personelleri katıldı. Konferansa konuşmacı olarak davet edilen AK Parti Muğla Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Dr. Mehmet Nil Hıdır ile Türk Tabipler Birliği (TTB) Yüksel Okur Kurulu Üyesi Dr. Şükrü Güner, yasa tasarısı hakkındaki görüşlerini ifade etti.
Açılışta konuşan Aydın Tabip Odası Başkanı Seracettin Kaya, Tam Gün Yasa Tasarısının son dönemde gündemdeki konuların arasında yer aldığını söyledi. Bu konuda kamuoyunda farklı görüş ve spekülasyonların ortaya atıldığına işaret eden Kaya, düzenledikleri bu konferans ile farklı görüşlerin konunun uzmanları tarafından ele alınacağını kaydetti.
Tam Gün yasasının Türkiye"de ilk kez uygulandığı 29 Haziran 1978 tarihinde hazırlık çalışmalarına katılan kişilerden bir tanesi olduğuna işaret eden Dr. Şükrü Güner, benzer ilk uygulamaların Türkiye"de 1965 yılında askeri hekimlere uygulandığını hatırlattı. O tarihte tüm askeri hekimlerin bu yasaya dahil olduğunu açıklayan Güner, aynı yıl içinde kamu kurumlarında çalışan hekimlerine de yasa dahil olmaları veya muayene açmaları konusunda tercih hakkının tanındığına işaret etti. Verilen sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi adına 1978 yılında uygulamanın başlatıldığının altını çizen Güner, “O zaman sadece TTB ve Sağlık Bakanlığı değil çeşitli kurum ve sivil toplum örgütleri de yasaya destek veriyordu. Verilen sağlık hizmetlerinin durumu, hakim sayısı ve fiziki imkanlarda bugünkü gibi iyi değildi. Yasayla hekimlerin tüm hizmetlerini kamu kuruluşlarında vermesi ve kırsal kesimlerde de hekim görevlendirilmesi amaçlanıyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk"ün eksikliklerin en kısa zamanda tamamlanması şerhiyle yasa TBMM"den çıkarıldı. Yasanın iptali için çeşitli davalar açıldı fakat mahkeme yasayı uygun buldu. Yasayla birlikte yurt genelindeki pratisyen hekim kadroları doldu. Buna karşılık mesleki tecrübeye sahip olan hekimlerden 3 büyük şehirde yüzde 10"u, buraların dışında da yüzde 30"u istifa kararı aldı. Yasa uygulamaya devam ederken Maliye Bakanlığı, Sayıştay ve Milli Savunma Bakanlığı"ndan çeşitli itirazlar oldu. Başta yüksek olan tam gün tazminatları nedeniyle, hekimlerin maaşlarına uzun süre zam yapılmadı. Uygulamanın denetiminin iyi yapılamaması sonucu, kontrol sağlanamadı. Yüksek enflasyon ve yapılan kesintilerle hekimlerin ücretleri işe yaramaz hale geldi. Ve sonuç olarak 12 Eylül darbesinin ardından 31 Aralık 1980"de yasa kaldırıldı. Türkiye bu 2,5 yıl gibi kısa bir süre devam eden deneyimi, 30 yıl önce edinmiş oldu” dedi.
Uzun yıllardır görev yapması bakımından sağlık hizmetleri ve hekimlerin sorunlarını iyi bildiğine değinen Dr. Mehmet Nil Hıdır da; Tam Gün, Sosyal Güvenlik, Genel Sağlık Sigortası ve Kamu Hastaneleri Yasası gibi konuların toplum desteğini alması gerektiğini iddia etti. 30 yıl önce yasa ilk uygulandığında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit"in bu konuda ciddi bir çaba harcadığının altını çizen Hıdır, alt yapı eksikliği ve hekim sayısının az olması nedeniyle yasanın ancak 2,5 yıl uygulanabildiğinden söz etti. Yasanın olması gerektiğine inanan kişilerden birisi olduğuna dikkat çeken Hıdır, “Buradan edindiğim izlenimleri komisyona ileteceğim. Yasa şuan Başbakanlıkta. Komisyona geldiği zaman konuyu enine boyuna görüşeceğiz. Sağlıkta Dönüşüm Yasası kapsamında 2002 yılında yüzde 11 olan tam gün çalışan hekim sayısı, bugün yüzde 70"lere ulaştı. Hedef kitlemiz olan vatandaşlara en iyi hizmeti sunmak için bunlar yapılıyor. Meslek odalarımız doğal olarak üyelerinin haklarını korumak maksadıyla tepkilerini ifade ediyorlar. Ancak hekim haklarının göz ardı edildiği gibi çeşitli yaklaşımlar gerçeği yansıtmıyor. Hükümetin olduğu kadar hekimlerinde vatandaşlara karşı sorumlulukları var. Hastasından para isteyen hekimin saygınlığı azalıyor. Para veren kişi bunun karşılığında her şeyi satın alabileceği gibi yanlış bir izlenime kapılıyor. İşin içersine para karıştığı zaman meslek uygulamalar ve karşılıklı ilişkiler zarar görüyor. Bu yasayla bu gibi sorunların aşılması ve hekimlerin hak ettikleri parayı olmaları hedefleniyor. Ayrıca bu yasayla hekimlerin muayenelerinde yaşadıkları kendi meslekleri dışındaki alım-satım ve diğer işlerden uzaklaşmalarıyla mesleki Ar-Ge faaliyetlerine daha çok önem vermelerinin sağlanması amaçlanıyor. Türkiye"de daha önce hastanelerin birleşmesi ve hekim seçme hakkı gibi uygulamalar hekimlerimizin desteği ile sorunsuz olarak gerçekleştirildi. Bu yasanında hekimlerimizin desteği alarak başarılı olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.