13 Kasım'da İstiklal Caddesi’nde altı kişinin hayatını kaybetmesine, 81 kişinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırıyı gerçekleştiren Ahlam Albashir, patlayıcıyı da kaçak yollarla Suriye’den geçerken kendisinin taşıdığını itiraf etti. Albashir, saldırı ve sonrasına ilişkin anlattıkları kan dondurdu.

13 Kasım günü İstiklal Caddesi’nde 6 kişinin hayatını kaybetmesine, 81 kişinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırıyı gerçekleştiren terör örgütü PKK/YPG’nin “özel istihbarat elemanı” olarak yetiştirdiği Ahlam Albashir, 30 Kasım 2022 günü İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nda alınan ifadesinde isim isim PKK/YPG ilişkisini anlattı. Albashir patlayıcıyı da kaçak yollarla Suriye’den geçerken kendisinin taşıdığını itiraf etti. Hürriyet yazarı Nedim Şener, taksim bombacısının ifadesinin tam metnini paylaştı:

2013’te iç savaş nedeniyle ailesiyle Halep’ten Hama’ya, oradan Rakka’ya, sonrasında da PKK/YPG kontrolündeki Münbiç’e geçen Ahlam Albashir’in, PKK/YPG ile ilişkisi Ahmet Arreş isimli PKK/ YPG terör örgütü üyesi ile tanışıp sevgili olmasıyla başladı. Bir süre sonra da “Hacı” kod adlı üst düzey PKK/YPG’li teröristle tanıştı.

1. AMERİKAN NUMARALI TELEFONDAN TALİMAT

Örgüt’ün Münbiç’teki sorumlularından “Hacı” kod adlı terörist, Albashir’e İdlib’e oradan da kaçak yollarla Türkiye’ye geçip “verilecek görev için” talimat beklemesini söyledi. Albashir o süreci şöyle anlattı: “Önce ‘İdlib’de bulunan birisinin yanına gidip onun eşi olarak görüneceksin’ dedi. Bana bir miktar para ve cep telefonu verdi, bana vermiş olduğu telefonu alarak içerisine kendisinin Suriye’de kullandığı numarasını kaydetti. Bu telefonda iki Amerikan numarası üzerinden WhatsApp programları kuruluydu. Hacı bana ‘Seninle görüşmeden önce üç nokta (...) şeklinde mesaj atacağım, bil ki sonra arayan benim’ dedi. Bu şekilde şifre belirledi....”

2. PATLAYICILARI BİLAL HASSAN GETİRDİ

Türkiye’ye geçmeden 5 gün İdlib’de Bilal Hassan kod adlı Bilal Elhac Maoas ile bir evde kalan Albashir, İstiklal Caddesi’ndeki saldırıdaki patlayıcıyı Türkiye’ye nasıl geçirdiklerini şöyle anlattı: “... Bu evde yaklaşık 5 gün kaldık. Bu ev iki odadan ibaretti ve odanın birinde Ebu Hassan’ın tekstil eşyaları bulunmaktaydı. Bilal birlikte bu eve geldiğimizin üçüncü günü, bir süreliğine dışarı çıktı, ben evde tek başıma kaldım. Saat 16.00 sıralarında Bilal elinde bir poşet ile eve geldi.

Evde bulunduğumuzun dördüncü gününde poşeti gece vakitlerinde bana gösterdi, bu sırada Hacı, Bilal ile WhatsApp üzerinden görüntülü konuştu. Bilal de gelen malzemeyi çıkartarak Hacı’ya gösterdi. Ben Bilal’e ‘Bu malzemeler ne’ diye sordum. Bilal bana ‘Türkiye’ye geçerken bunları sen taşıyacaksın’ dedi. Poşette; iki parça halinde üçe bölünmüş olan 30-15 santimetre büyüklüğünde, 5 santimetre kalınlığında şeffaf poşetlere sarılı vaziyette beyaz renkli yumuşak un gibi kuru maddeler bulunmakta idi.”

3. SUTYEN VE KORSE İÇİNDE PATLAYICI

“Ayrıca poşetin içinde kırmızı renkli sutyen, sutyenin içinde beze takılı tele benzer bir cisim vardı. Sutyenin iki tarafının alt kısımlarında da kablolar ve beze dikili vaziyette küçük kare şeklinde bir şey daha bulunmaktaydı. Yine poşetin içerisinde göğüs altından baldırlara kadar uzun bir korse şort vardı.

Bu korse özel yapılmış iki korsenin birbirine dikilmiş halinden oluşuyordu, iki korse arasına malzeme koymak için özel bölme vardı. Beşinci günde Bilal sabah saat 10-11 gibi beni uyandırdı. Sutyen ve korseyi giymemi istedi. Patlayıcıları korsenin ceplerine yerleştirdi. Kırmızı renkli sutyeni de taktıktan sonra üzerine normal kıyafetlerimi giydim. Bu malzemeler yaklaşık 1-2 kilogram ağırlığındaydı...”

Hacı Kod adlı teröristin emrindeki örgüt mensuplarından Bilal Hassan’ın da içinde bulunduğu kalabalık bir grupla kaçak yollardan Türkiye’ye geçen ve İstanbul Esenler’de Ferhat isimli kişinin evine yerleşen Albashir, evde yaşananları da şöyle anlattı: “Evde, Ferhat, eşi Fatma, Ferhat’ın abisi Muhammed ile eşi Fehime vardı. Bilal ile ben, Ferhat’ın cezaevindeki kardeşi Fatma’nın odasına geçtikten sonra sutyen ve korsedeki 2 parça malzemeyi çıkartarak Bilal’e verdim. Bilal de bunları İdlib’den beri üzerinde bulunan siyah sırt çantasına koydu.”

4. ‘BOMBAYI GÜÇLENDİREN ÇİVİLERİ BEN ALDIM’

Türkiye’de çevreye karşı 5 ay karı koca rolü oynayan teröristler Albashir ile Bilal Hassan bu sırada üç kez saldırı yapacakları İstiklal Caddesi’ne keşif için gittiler. Albashir, Suriye’den üzerinde getirdiği patlayıcılarla imal edilen bombanın yapılışındaki rolünü de şöyle itiraf etti:

“Hacı beni aradı ve ‘Kocanın yanına, Bilal’in yanına git. Bilal senden bir şeyler isteyecek, onları al’ dedi. Bilal banaçivi vererek ‘Git bundan 2 kilo al, ayrıca bant al’ dedi, 100 TL verdi. Ben de akşama doğru atölyeden çıkarak nalburdan istediklerini aldım. Bilal bunları poşetle daha önce kilitli vaziyette bulunan çantanın yanına koydu. Bilal’de daha önceden almış olduğu bir miktar çivi vardı.”

5. HACI KAMERADAN İŞLEMİ İZLİYORDU

Albashir bombayı nasıl hazırladıklarını şöyle anlattı: “Bilal çantadan çıkardığı patlayıcıları yere sermiş olduğu naylonun üzerine serdi. Bu arada Bilal, Hacı kod adlı kişiyi telefonla görüntülü aradı. Bilal yere serdiği banta, getirdiğim çivileri yapıştırdı. Bu işlemler olurken Hacı kameradan işlemi izliyordu. Hazırladığı patlayıcıları şeker kabına (şeffaf sarı kapalı bidon) doldurdu. Daha önce hazırladığı çivili bantları şeker kabının üzerinesardı. Kabloları kavanoza yerleştirdi. Bu işlem 2.5 saat kadar sürdü.”

6. TALİMAT SURİYE’DEN: ‘ÇANTAYI BIRAK AYRIL’

Albashir, 13 Kasım’da İstiklal Caddesi’ndeyken, ABD numarası kurulu olan cep telefonundan Münbiç’teki Hacı kod adlı teröristin aradığını ve eylem talimatını verdiğini bu cümlelerle itiraf etti: “Bilal bana ‘Hazırlan Taksim’e gideceğiz’ dedi ve taksiciyi çağırmamı istedi, Saat 14.00-15.00 gibi Taksim’e doğru gitmek için atölyeden çıktık, korsan taksiye bindik. Ben ön tarafta oturdum, Bilal çanta ile birlikte arka koltukta oturdu.

Yoldayken Bilal sigara çıkarma bahanesiyle çantayı kurcalıyordu. Taksim’de sigara içtim. Selfie çektim. Aradan tahmini yarım saat geçtikten sonra telefonuma, Hacı önce üç nokta gönderdi. Sonra oturduğum yerin sağ arka çaprazımdan zoomlanarak çekilmiş çok kısa bir video gönderdi. Hacı beni aradı ve ‘Çantayı bankta bırak, hemen oradan ayrıl’ dedi. Oradan meydana yürüdüm, bir parfümcü durdurdu, parfüm satmaya çalıştı. O anda patlama oldu, yere düştüm, kalkıp koşmaya başladım.”