Aydın Tabip Odası, 2011-2012 eğitim öğretim ders zilinin çalmasına sayılı günler kala düzenlenen ‘Okul Sağlığı’ konulu toplantıda, okullarda yaşanan sağlık sorunları ve alınabilecek önlemleri masaya yatırdı.
Toplantıda Aydın Tabip Odası tarafından hazırlanan rapor hakkında bilgiler veren Denetleme Kurulu üyesi Dr. Adalet Çıbık, Türkiye nüfusunun yaklaşık beşte birinin okul sağlığı kapsamına giren öğrenci, öğretmen ve okulda çalışan diğer personelden oluştuğunu söyledi. Okul sağlığının nüfusun beşte birinden fazlasını doğrudan ve tamamını ise dolaylı yoldan etkilemekte olduğunu belirten Çıbık, “Dünyanın birçok ülkesinde de okul sağlığı hizmetleri uzun yıllardır, gelişme ve kalkınmanın lokomotifi olarak kullanılmaktadır. Özellikle çocukların periyodik olarak büyüme ve gelişmelerinin izlenmesi, sağlıklı nesiller için en önemli yol haritasını oluşturmaktadır.
Ülkemizde okul sağlığı kavramının yeterince yerleşmemiş olması ve bu konuda farkındalığın olmaması, büyük bir toplumsal yük oluşturmaktadır. Ayrıca, okul sağlığı hizmetlerinin yapılandırılmamış olması da sağlık eğitiminin tüm topluma ulaşmasının sağlanamamasına neden olmaktadır” dedi.
Okulların öğrenci, öğretmen ve diğer çalışanları ile bir bütün olduğunu ve bu nedenle okulda bulunan her bireye yönelik olarak sağlık hizmeti planlanması gerektiğini savunan Çıbık, “Okul sağlığı alanı; sağlıkçılar, eğitimciler ve yöneticiler boyutu olan çok disiplinli bir alandır. Bu nedenle okul sağlığı konusunda yapılacak çalışmalarda, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının yanı sıra, akademisyenler, yerel yöneticiler, psikolojik danışmanlık ve rehberlik uzmanları, birinci basamak sağlık çalışanları, öğretmen öğrenci ve okul aile birliği görevlilerinin de olduğu geniş tabanlı bir işbirliği şarttır. Okul sağlığı hizmetleri; ağız-diş sağlığı, beslenme, çevre sağlığı, okul mimari standartları, ruh sağlığının korunması ve şiddetin önlenmesi, hastalıkların erken tanı ve tedavisi ve sağlık eğitimi konularını içeren geniş bir alandır. Sağlıklı okul kantinleri ve okul çevresi ile ilgili konuları da kapsayacak biçimde yasa düzeyinde mevzuat düzenlemelerine gereksinim vardır. Ülkemizin koşullarına ve ihtiyaçlarına uygun; erişilebilir, nitelikli, sürdürülebilir ve kapsamlı bir okul sağlığı hizmet modelinin geliştirilmesi ve yaşama geçirilmesine şiddetle ihtiyaç vardır. Hizmet modelinde; hekim, PDR uzmanı, psikolog, hemşire ve öğretmenin görev tanımları yapılmalı ve toplum sağlığının geliştirilmesi için yapılan bu müdahalede ortak bir bakış açısı ve algı oluşturmalıdır” diye konuştu.
HER OKULA BİR HEMŞİRE 
Mersin’de düzenlenen 1. Okul Sağlığı Sempozyumu’nda “Her Okula Bir Hemşire” çağrısının toplumun her kesiminden katılanlar tarafından benimsendiği ve savunulduğunu hatırlatan Başkan Eralp Atay da, şunları söyledi: “Mevzuatımıza göre en az 50 işçi çalıştıran işyerlerinde, işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu vardır. Ancak 2 bin-3 bin öğrencisi, onlarca öğretmeni ve çalışanı olan okullarımızda ise sağlık hizmeti sunan herhangi bir sağlık görevlisi ya da birim bulunmamaktadır. Okul sağlığı hizmeti; sadece bazı projelerle yürütülemeyecek kadar geniş kapsamlı ve süreklilik isteyen entegre bir hizmettir. Bu nedenle okul sağlığı hizmetlerinin, mutlaka okul içinde kurulacak bir ‘Okul Sağlığı Birimi’ ile birinci basamak sağlık hizmetinin sunulduğu kurumlardan destek alarak yürütülmesi toplum ve aile sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir. Bunun için ihtiyaca göre, görev tanımı yapılacak bir ‘Okul Sağlığı Hemşiresi’nin okul içinde istihdam edilmesinin, bu alanda atılabilecek en önemli adım olacağı kanısındayız”