Süs balığı felaketi! 'Heves kaçınca' atılıyor, bakın neye yol açıyor...
Çin Sazanı, İsrail Sazanı derken göllerdeki istilacı balıklar, canlı çeşitliliğini tehdit etmeye devam ediyor. Tüm bunlara ev ve ofislerde beslendikten sonra 'hevesimiz kaçtı' denilip, göl ve barajlara salınan Japon balıkları da eklenince tehlikenin boyutu büyüyor. Onlarca balık çeşidinin bulunduğu göller birkaç türün yaşayabildiği dev akvaryumlara dönüşüyor... Uzmanların "Dünya genelinde bir buçuk trilyon dolara mâl oluyor" diye özetlediği soruna biraz yakından bakalım
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun
Aydınpost'a Google News'te abone olun
ABD'nin Minnesota eyaletindeki Keller Gölü'ne birkaç yıl önce bırakıldığı sanılan Japon balıkları kısa sürede diğer balık türlerini yok etti. Gölü istila eden Japon balıklarının aşırı büyüyerek gölün ekosistemine zarar vermesi sonrası yetkililer de balıkların göllere bırakmamaları çağrısında bulunuldu.
ABD'de yaşanan son örnek akıllara Türkiye'nin ‘iç suları’nın son durumunu getirdi. Türkiye'de de tüm uyarılara rağmen bazen iyi niyetle bazen de bilinçsiz 'deney yapma merakı' yüzünden baraj gölleri ve göletler 'istilacı' balıkların egemenliklerini ilan ettikleri yerler olabiliyor.
EN BÜYÜK DARBE AKVARYUM BALIKLARINDAN
Göllerdeki balık çeşitliliğine en büyük darbeyi ise bilinçsizce bırakılan akvaryum balıkları vuruyor.
Özellikle 'Japon' diye bilinen süs balıkları, salındıkları tatlı sulara kısa sürede adapte olup, diğer balıkların yaşam alanını daraltıyor.
ÇİN (İSRAİL) SAZANI
Türkiye'deki göllerde istilacı balıklar arasında başı çeken tür ise 'Çin ya da İsrail Sazanı' olarak bilinen tür. Yılda 9 kez üreyebilen İsrail sazanı, kısa sürede bulunduğu suda hakimiyetini ilan ediyor.
Hurriyet.com.tr'ye konuşan Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat "İstilacı türlerin bir göl ya da akarsuda baskın hale gelmesi doğal türlerin yok olabileceğinin işaretidir" uyarısında bulundu.
"TURNA BİTME NOKTASINA GELDİ"
İstilacı türlerin zamanla ortamda sadece kendinin kaldığı bir habitat hazırladığına dikkat çeken Prof. Polat şunları söyledi:
"BULUNDUĞU ORTAMA ELE GEÇİRİYORLAR"
"BALIKÇILARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR"
SÜS BALIKLARI BÜYÜK TEHDİT
Süs balıklarının da ekosistemi tehdit ettiği örnekler Anadolu'da sıkça görülüyor. 2001 yılında Yozgat’ta amatör bir balıkçının baraj gölüne bıraktığı süs balığının yeni bir tür yarattığı iddia edilmişti. Gelingüllü Sulama Barajı sularına bırakılan Japon balıkları, baraj sularına bırakılan pullu sazanlarla uyum sağlayınca ortaya yeni bir tür balık çıktığı ileri sürülmüştü. 2020 yılında ise Tarım ve Orman Bakanlığı ekipleri, Konya'daki bir baraj gölüne yasa dışı olarak bırakılan Japon balıklarını yakalamak için harekete geçmişti. Bu balıklar, istilacı olarak bilinen "Carassius auratus" balıklarının seleksiyonla süs balığı olarak geliştirilmesiyle elde ediliyor.
"DENİZLER DE GÖLLER KADAR TEHLİKE ALTINDA"
Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Akyol da denizlerimizin de en az göller kadar tehlike altında olduğuna dikkat çekiyor. Hurriyet.com.tr'ye konuşan Akyol "En kötü yüz yayılımcı tür içerisinde yaklaşık 14 tanesi Türkiye’de de bulunuyor ve bu türleri azaltmak artık pek kolay olmuyor" diye konuştu.
"DEVLET TEŞVİK EDİYOR AMA..."
İç sularda ise İsrail Sazanı'nın ön plana geçtiğini belirten Akyol "Bununla ilgili ise teşviklerle ödüllü balık tutma yarışları yapılıyor. Bu tarz çalışmalarla istilacı türler azaltılmaya çalışılıyor. Yine sularımızda bulunan ve dikenleri zehirli olan Aslan Balığının tüketimi için çeşitli çalışmalar yapılıyor" diye konuştu.
"1 BUÇUK TRİLYON DOLAR ZARAR..."
İstilacı türlerin dünya ekonomisine verdiği zararın yaklaşık 1 buçuk trilyon dolar olduğunu belirten Prof. Akyol şu uyarılarda bulundu:
VATANDAŞLARA UYARI
EKONOMİK AÇIDAN 'OLUMLU' İSTİLACI TÜRLER DE VAR
TURİZME DARBE VURUYOR