Türkiye Kupası Şampiyonu apoletiyle sezonun 7. haftasında ligin dibindeki Rize'ye gittiğinde herkes, 'Kariyerini riske attı' dedi. Üstelik devre 12 puanla son sırada bitti. Ancak o pes etmedi. 7 transferle Karadeniz ekibini diriltirken tam 40 puan topladı, bırakın düşmeyi Avrupa için iddialı hale geldi... Okan Buruk'tan bahsediyoruz tabii ki... Takımını büyük takımlar gibi oynatan başarılı hoca, bu hafta kader maçında Galatasaray'ı ağırlıyor. Avrupa hedefine ulaşmak için Aslan'ı şampiyonluktan etmesi gerekiyor. Böylesine kritik viraj öncesi biz de soluğu Rize'de aldık. Başakşehir maçı öncesi Emre'yle çekildiği fotoğrafın olay olması, Başakşehir'le anlaştığına yönelik iddiaların çıkması üzmüş, tabi şimdi Galatasaray maçı öncesi de gündem aynı. Ancak Okan Buruk'un da düşüncesi farklı değil.

'Dedikodular hep var'

“Başakşehir'e karşı oyun anlayışımız uygundu. Analizimizde bunu gördük. 4 eksik gittik oraya. Ancak kafamda maçla ilgili hiç soru işareti yoktu. Kazanabilirdik, maç bize çok yaklaştı. Önde oynayan, baskı yapan bir takım olarak gittik oraya da. Maçtan önce konuşulanlar Türkiye'de hep var. Her taraftar grubundan bir kesim var. Devamlı dedikodu yapıyorlar, komplo teorilerinden besleniyorlar. Sosyal medya için kurulan ekipler var. Takımları birbirine düşürmek için çalışanlar var. Sosyal medya seviyemiz çok yüksek değil malesef. Yok, 'O hoca, o takımda oynadı, eski takımına karşı ne yapar!' falan... Şunu anlayalım artık.”

'Üzerine gideceğiz'

“Galatasaray deplasmanda başarılı sonuçlar alan bir takım değil. Son Konya maçında da bunu gördük. Ancak çok iyi oyunculara sahip. Biz iç saha oyunumuzu sürdürmek istiyoruz. Seyircimizin desteğini de arkamıza alabiliyoruz bu tür maçlarda. Topa sahip olan, rakibin üzerine giden bir takım oluyoruz iç sahada. Bunu Galatasaray karşısında da sürdürmek hedefimiz olacak. Kazanmak isteyeceğiz. Bizim bir hedefimiz var. Bu hedefe gitmek için de kazanmak zorundayız.”

'Dostlarım gelecek'

“Ben de birçok takımda oynadım ama düşündüğüm tek şey Rizespor'un başarısı. Kafamda başka hiçbir şey olamaz. Benim 5.'lik hedefim var. Başakşehir maçını kazansaydım, bir maç sonra belki hedefime ulaşacaktım. Bu Okan Buruk'u yukarıya taşır. Emre'yle fotoğrafımızı koymuş bir arkadaşım. O konuşuluyor. Ben Emre'yle İstanbul'a her gittiğimde görüşüyorum. 23 yıldır dostum. Maçtan sonra da görüştük. Hatta yemeğe gittik. Onlardan puan aldık, belki de şampiyonluktan ettik ama maçtan sonra oturduk yemeğimizi yedik. İnsanlar sanıyor ki futbol dünyası birbirine uzak. Biz bütün hocalar ve oyuncular hep içiçeyiz. Fatih hoca gelecek, yanına gidip hoşgeldin diyeceğiz. Taffarel, Ümit Davala, Hasan Şaş... Hepsi değerli insanlar. Galatasaray maçı öncesi de başlıyorlar hemen sosyal medyada. Bizim 5. olma hedefimiz var. Bunu düşünerek oynayacağız. Bu takımı Avrupa'ya taşıyabiliriz.”

'Rize'de çok mutluyum'

Rize'de uzun vade planınız var mı?

“Burada başkanımız ve yöneticilerimizin bize sağladığı çalışma ortamı çok değerli. Yine çok sevdiğimiz bir sportif direktörle Yılmaz Bal'la beraber çalışıyoruz. Ekibim burada mutlu. Tesis, sahalar güzel. En önemlisi de taraftarımızla çok güzel bir hava yakaladık. Rize taraftarı yıllar sonra tribüne döndü. Başkanı da sevdiler bizi de. 7 gol yedikten sonra oyunumuz için alkışladılar bizi. İçeride dışarıda dolu tribünlere oynuyoruz.”

'Önemli olan az ezilmek'

Büyük takımlarda forma giydikten sonra Anadolu'da hocalık yapmak nasıl bir duygu?

“Futbolun adil bir yanı yok. En başta bütçeler adil değil. Büyük takımların 2 milyar borcu var. Yine de çok farklı kadrolarla mücadele ediyorsun. Adil olan bir düzen yok, bu normal. Hakemlerin de bütün dünyada büyük takımları daha fazla tolere ettiklerini görebiliyoruz. Orada da bir adalet yok. Medyada da aynı şekilde. 4 büyükleri daha fazla önplana çıkarmak zorunda. Anadolu'da çalışıyorsanız bunu bilmeniz ve kabul etmeniz lazım. Ama arada bir de sesinizi çıkartmalısınız ki daha fazla ezilmeyesiniz. Önemli olan daha az ezilmeyi başarabilmek. Bizim dönemimizle kıyaslarsak artık Anadolu takımları çok daha güçlü. Şu an kimse kimseyi kolay yenemiyor.”

'Akhisar'da sorun bakış açısıydı'

Akigolar'la ayrılığın perde arkası neydi?

“Akhisar'da hep nasıl olsa devam ederiz dedik. Bu yüzden acele etmedik. Bütün takımlar hocalarını alırken biz nasıl olsa takımımızla bir şekilde anlaşırız diye düşünüyorduk. Bir anda, 'Okan hoca senle devam etmeyeceğiz' dediler. Sorun sadece ekonomik değildi. Bakış açısı üzdü. Başarının değerini vermediler. 'Bu başarıyı siz takımla kazandınız' demekten öte, 'Hocaya göre bizim payımız daha büyüktü. Okan hoca gider, başka hoca gelir. Biz yine bu başarıları kazanırız' düşüncesi vardı. Buna da saygı duyuyorum. Ben devam etmek istiyordum. Çünkü hayallerim vardı. Avrupa'da bir Türk takımının başında görev almak istiyordum. Orada bir hikayeniz var, o masal sizi Avrupa'ya taşımış. Oyuncularınızla o masalın kahramanı olmak istersiniz. Kendi adıma Avrupa'ya açılma kapısıydı bir nevi.”

'Milli Takım hedefim var'

Okan Buruk'un hedefleri neler?

“Yurtdışında çalışmayı çok isterim. İnşallah böyle bir şey olur. Tabii ki Türkiye'de şampiyonluğa oynayan bir takımda çalışmak isterim. Milli Takım hedefim var. Koordinatörlük, yardımcılık yaptım. Bütün yaş kategorilerini gördüm. Uzun vadede hedeflerim arasında bu da var tabi ki. Elbette yanlış anlaşılmasın. Şenol hocam şu an orada ve çok da yakışıyor. İnanıyorum ki başarılı da olacak.”

'Yabancı dil çok önemli'

Yabancı dil ve teknik direktörlük?

“İngilizce ve İtalyancam var. Oyuncularla iki dille de çok rahat anlaşabiliyorum. Belli ölçüde İspanyolca konuşan oyuncularla da iletişim kurabiliyoruz. Bunun çok fazla katkısını görüyorum. Direkt, aracı olmadan oyuncuyla konuşmak çok farklı ve etkili bir şey. Bizim meslekteki en büyük avantajlar. Bu benim için artı. İngilizce'yi okulla başladık, kitaplarla geliştirdik. İtalyanca'yı zaten İtalya'da öğrendim. Herkes için zaten önemli ama İngilizce antrenörler için çok önemli.”

Devre arasında bu takım nasıl kuruldu?

“Azubuike bildiğimiz bir oyuncuydu. Yılmaz Bal çok uğraştı ve getirdi. Bu görev bölümü de çok önemliydi bizim için. Biz seçtik, Yılmaz Bal bitirdi. Profesyonelce hareket ettik. Moroziuk transferinde Seleznov başrol oynadı. Onunla konuştu, bizi anlattı, ikna etti. Bütün oyuncularla birebir görüştüm. Awaziem'le mesela bir ay öncesinden arayıp takımı, kendimi, planlarımı anlattım. Nakoulma'yla konuştuk.”

'Aatıf'la uçakta anlaştık'

“Aatif'ı isim olarak düşünmüştüm. 'Acaba ayrılır mı?' demiştim. Sonra tatilde Marrakech'e gitmiştim. Dönüşte aynı uçağa denk geldik. Orada konuştuk. 'Siz varsanız gelebilirim' dedi. Ardından harekete geçtik. İleri vadede Rize'ye yük olmayacak sözleşmeler yapmaya çalıştık, bunda da başarılı olduk. Artıda kapattığımız bir transfer dönemi oldu.”

'Vedat Muriç'e güvendik'

“Vedat bizim için çok değerli. Devre arasında forvet almak istiyorduk ama alacaksak Vedat'la da oynayabilecek bir oyuncu olması lazımdı. Nakoulma ve Samudio'yu o bölgede kullanabileceğimiz için forvet almadık ve tercihimizi savunmadan yana kullandık. Vedat'ın iş ahlakı, disiplini, çalışkanlığı çok değerli. 'Vedat oynar ve bizi taşır' dedik. Çok daha iyi şeyler yapabilecek kapasitede. Süper Lig'de bence ilk 3 forvet arasında.”

(Fanatik)