Sezon başı hazırlık kampı neden yapılır? Takımlar fiziken ve taktik bilinç açısından sezona hazırlansınlar diye. Bu nedenle adına 'sezon başı kampı' denir. Bu dönemde iyi çalışan takımlar, sezonu genelde iyi geçirirler. Devre arasında da ekstra yüklemeler ile sezonun geri kalanı için yeni enerji depolanır. Avrupa'nın büyük liglerindeki önemli kulüplerde genel olarak 1 ya da 2 oyuncu çok ektsra durumlarda 3 oyuncu bu kampa yetişmez. Takımın geneli hazır olur ve o sonradan katılan 1-2 oyuncu takım içine katılır. Ülkemizde ise genel olarak takımın nüvesini oluşturan isimler genelde transferin son haftasında gelebildiklerinden bizim için hazırlık dönemi aslında ilk 5-6 lig haftası oluyor. Şimdi bu hazırlık dönemi artık bitti.

Bu milli aradan sonra bir de Kasım ayı ortasında İzlanda ve Andorra maçlarının oynanacağı milli ara kaldı. Ligin 8. haftası itibariyle hiç bir takım için mazeretin kabul edilmeyeceği bir dönem başlıyor.

Sezona sol beki olmadan; (neredeyse 165 tane orta saha oyuncusu olup 1 tane sol bek ile sezona başlama hatası yönetimindir) orta alandaki en mühim oyuncularından biri 4. hafta gelebilen, daha 1. maçında sağ bekini ve sağ açığını kaybeden, 5. hafta sol sol açığının kendi kendini sakatladığı bir takım olarak Fenerbahçe bence 7 maç sonunda 3 ya da 5 puan eksikle milli araya girdi. Bu fikstürde deplasmanda 1 mağlubiyet ve biri de Galatasaray derbisi olmak üzere beraberlik normaldi. Ancak içerideki Antalya yenilgisi kabul edilebilir sınırın ötesinde. Trabzon beraberliği ise açıkçası 65. dakikaya kadar rakip kalecinin başarısı idi. Yine de 2 puan kayıp olarak görülmeli.

Şimdi Dirar 1 ay yok. Emre de verimsiz halde. Kaburga çatlağı 3 haftada ancak düzelir. Öte yandan artık Serdar tam ve sağlıklı. Hasan Ali oynayabilecek durumda. Garry kesin olarak döndü. Moses bu hafta değilse de haftaya oynar. Bu şartlar altında Fenerbahçe ve Yanal'ın 'sakatlık' mazereti minimuma inmiş durumdadır.

Denizlispor - Konyaspor maçları ile başlamak ve yakalanmak zorunda olunan bir galibiyet serisine ihtiyaç var. Rakiplerin kırıcı fikstürü yeni başlıyorken 35-37 puan ile devre arasına girilmesi şart iken takım da genel olarak hava pozitif iken mazeretleri azalan Fenerbahçe'yi seyredebilmeliyiz. Belki daha güvenli oyuna geçilebilir, belki artık "ilk golü yemeyelim" denilebilir.

Belki kötü oynandığında da bir çözüm bulunma adına taktik geliştirilebilir. Ancak herkesin daha fazla sorumluluk alması gereken bu dönemde Yanal'ın etkisini de daha fazla görmeliyiz. Trabzon maçının ilk 18 dakikası, iç saha doktrini olabilirse o stattan kimse kolay kolay puan alamaz. Deplasmanlarda ise çekingen oyunun tekrarlanmaması şart. Özetle haklı olarak bir takım eksikliklerden dem vuran Ersun Yanal için şimdi 'oyun' zamanı.