Röportaj: Hakan Ateşler / Ömer Necati Albayrak

İsralli bir dövüş sanatları ustası... Babası İstanbul, annesi Bursa doğumlu, kökenleri Türkiye olan, 7 dalda siyah kuşak sahibi bir 'sensei'...

Efsane Avi Nardia, ocak ayında ziyaret ettiği Türkiye'ye bir kez daha geldi ancak çok daha büyük bir organizasyon için... 

Tam 65 ülke temsilcisini ağırlayan ve Meksika'dan Sİngapur'a, Amerika'dan İngiltere'ye Arjantin'e kadar kendi temsilciliğini yapan birçok eğitmene İstanbul'da 4 günlük bir seminer verdi.

Nardia, Lig Radyo'ya özel açıklamalarda bulundu ve hayatın her alanına dair çok önemli fikirlerini bizlerle paylaştı.

"Çok güçsüz ve zayıf doğdum"

Avi Nardia çok hasta doğan zayıf, yaşamak için savaşan bir insanım diyebilirim. Birçok insan güçlü doğar ama ben tam tersi çok zayıftım. İlk günden itibaren de hayatta kalmak için çok çalışmam gerektiğini anladım. 

Benim hikayem aslında çok basit. Babamın yanında bazı şeyleri gördüm. O İsrail'deki paraşütçülerin çok önemli bir bölümünü oluşturan, kuran bir askerdi. Benim hikayem de bu şekilde gelişti. 

Krav Maga benim için her şey. Krav Maga, İbranice'de Öz savunma demek. Hayat tarzı da diyebiliriz benim için... 

Her savunma sanatı Krav Maga'dır. Ama artık bazı şeyler değişti. İşin içine reklam girdi, para girdi. Judo artık bir savunma sanatı değil gibi duruyor. Thaibox öğretiyorsanız ve sadece eldiven kullanıyorsanız Krav Maga öğretmiyorsunuz demektir. 

"Krav Maga kendisini güncelleyen bir savunma sanatı"

Krav Maga'yı kimse bulmadı. Krav Maga kendi kendisini buldu ve geliştirdi. İlk ismi aslında Kapap'tı. Sonra Krav Maga'ya evrildi. 1948'de İsrail kurulduğu zaman tarlada yürüdüğün zaman taş atmak, sopayla kendini savunmak bile önemliydi. Çok fazla silah da yoktu açıkçası. Daha sonra da hep gelişti. Güncellenen bir savunma sanatına dönüştü. 

20 sene önce Kapap-Krav Maga dediğimiz şeyi öğretmeye başladım. Ama bu savunma sanatının içine politika ve para da girdi. 'Kapap diye bir savunma sanatı yok' dediler. Bir süre sonra insanlar Kapap diye bir şey olduğunu ve benim bunu iyi öğrettiğimi gördüler. 

"Adı 'Muz' ise'Muz' deme hakkı bana ait"

Benim 7 farklı dalda siyah kuşağım var. Brezilya Jiu Jitsu'sundan Karate'ye Judo'ya kadar... Her şeyi değiştirebilirler ama ismimi ve benim öğrettiklerimi değiştiremezler. Ben öğretiyorsam adı da 'Muz' olursa, buna da 'muz' deme hakkına ben sahibim. 

Brezilya'da John Machado'dan kuşak aldığım zaman, 'Ben Machado'dan kuşak aldım' derim. Aynı şey benden alanlar için de geçerli. Şimdi ise yine yozlaşmışlık görüyoruz bu konuda. 1 hafta kursa giden ve sertifika alan 'Ben eğitmen oldum ' diyebiliyor. Bu bizde olmaz. 

"Annem ve babam Türkiye doğumlu"

İstanbul'u seçme sebebim kökenlerim. Annem ve babam Türkiye doğumlu. Ayrıca kedileri çok seviyorum ve Türkiye'de de kedilerin ve diğer hayvanların çok sevildiğini görüyorum. Bu da çok hoşuma gidiyor.

"İstanbul dünyanın merkezi"

İstanbul dünyanın merkezi gibi... Tüm uçuşlar buradan... Almanya'ya da Dubai'ye de gidebilirsiniz buradan. Tarihi bir şehir olduğunu da söylemek lazım tabii ki. Aya Sofya'dan Sultanahmet'e kadar Bizans öncesi döneme kadar büyük bir tarih yatıyor burada... 

"Müslüman ülkeyi seçtim çünkü..."

Ama bu semineri İstanbul'da yapmamın en önemli sebebi benim gruplarımda ırkçılık ve İslam karşıtlığının olmaması. Bu yüzden Müslüman bir ülkeyi seçtim. 

Geçtiğimiz günlerde Yeni Zelanda'daki terör saldırılarını öven bir öğrencimi kovdum. Hatta paylaşımı da direkt kendisi yapmamıştı ama yine de burada bu tür insanlar barınamaz. Krav Maga işin içine girdiği zaman politika da giriyor. Ben buna inat İstanbul'u seçtim. 

"Allah'ın kaç adı olduğunu bilmeyen İslam'ı eleştiriyor!"

4 günlük seminer boyunca bütün eğitmenlerime de söyledim. Kenya'dan gelen ve Müslüman olan Pascal'a da söyledim. Bazı insanlar İslam'ı eleştiriyor, İslam karşıtı oluyor. Sen bilmediğin, araştırmadığın bir konu hakkında nasıl karşıt fikir yürütebiliyorsun? İslam'da Allah'ın kaç adı olduğunu bile bilmeyenler, İslam karşıtlığı yapıyor. 99 adı olduğunu ben biliyorum. Ben bir Yahudiyim ama iyi insan olmak benim için en önemlisi. Dolayısıyla benim akademimde ırkçılık ya da din savaşlarına asla izin vermeyeceğim. 

"Biz düşman değiliz. İnsan insandır"

Maçka, Sırpça'da kedi anlamına geliyor. Kedi parkına gittik diyebilirim. Ben dışarıda eğitim yapmayı severim. İnsanlar da zaten çok meraklıydı. Hatta Tunuslu bir kadın geldi, Krav Maga'yla ilgili bilgiler aldı. Bu beni çok mutlu ediyor. Biz düşman değiliz. İnsan insandır. İyisi ve kötüsü vardır. Bunu asla bir ırka ya da bir inanca göre genelleyemezsiniz. İranlılar geldi. Onlarla da çok güzel diyaloglar yaşadık. İsrail savunma sanatını öğrendiler ve sorun yaşamadık. 

"Amerika her yere adalet götürdüğünü söylüyor ama..."

Benim için önemli olan adalet. Geçtiğimiz aylarda burada bir gazeteci öldürüldü. Bu çok kötü bir şeydi. Ben aynı zamanda Amerikan vatandaşıyım ama bir utanç yaşadık. Donald Trump bu konuya gözlerini kapadı ve adeta 'Beni,m için para önemli' dedi. Suudi, Prensi aynı şekilde... Ben hangi ülke olursa olsun, Suudi konsolosuna tekmeyle o ülkeden dışarı atardım! Suddileri de eleştirdiğim zaman bunu da lütfen dinle bağdaştırmayalım. Sorguluyorum sürekli, Amerika her yere adalet götürdüğünü söylüyor, peki burada nerede adalet? Bütün dünya da gözlerini kapadı açıkçası. 

"Krav Maga yaşam kalitesini artırır"

Bu yüzden Krav Maga çok önemli. Size sağ duyu ve hayat kalitesini getirir. Hayat kalitesi aileden başlar. Her baba bir Krav Maga hocasıdır aslında. Karınıza ve ailenize nasıl davrandığınız çok önemlidir. Bu da liderliği getirir. Arkadaşlarınızla olan ilişkileriniz de önemlidir. İstanbul'un bu anlamda önemi de büyük bu seminer için. Çünkü buradaki misafirperverlik ve iyilik çoğu yerde yok. 

"Egonuzu kapıda bırakın!"

Ben öldürmeyi değil, yaşamayı öğretiyorum. Herhangi bir deli öldürebilir. Bneim için hayatta kalmak çok önemlidir. Bizim jenerasyonumuz artık yaşlandı. Bu yüzden ben çocuklar doğmadan 20 yıl önce onlara bazı şeyleri öğretiyorum. Çünkü ailelerine anne ve babalarına öğretiyorum. Burada kapıda ne yazıyor? "Egonuzu kapıda bırakın!" Ancak birçok yerde "Paranızı bırakın" diyorlar! 

"Madonna'ya ders verirdim"

Geçtiğimiz aylarda Kenya'da Kiberra diye bir yerde bir yardım kampanyası başlattık. Dünyanın en fakir yerleriniden bir tanesi. Ayda belki 10 dolar kazanıyorlar ama gülüyorlar, size 'Merhaba' diyorlar. Bu çocuklara, bu insanlara Krav Maga öğretmek benim için daha önemli. Para istesem Madonna'ya da ders verebilirdim. Çok para kazanmak istesem güvenlikçilere dersler verir ve para kazanırdım. 

"Rolex'i olan mutsuz, parası olmayan ise mutlu!"

İnsanların kollarında Rolex'ler var. İphone'lar ellerinden düşmüyor ve birbirlerinden nefret ediyorlar. 'Merhaba' bile diyemiyorlar. Küstahça konuşuyorlar. Paraları var ama mutsuzlar. Bu yüzden yaşam kalitesini yükseltmek, mutluluğu ön plana çıkarmak hedefim. İnsanlar bana 'Nasıl bu kadar genç gözüküyorsun?' diyorlar. Ben 60 yaşındayım ama genç gözüküyorum çünkü Krav Maga yapıyorum, yaşam kalitem yüksek ve bunun gerçekten parayla ilgisi yok. 

"Hayatta tutmak için kesmek!"

Japonya'da iki kılıç okulum var. Kılıçla hayatta tutmayı öğretiyorum. Keserek hayatta tutmaktan bahsediyorum. Doktorlar da keser ama sizi hayatta tutmak için... Benim eğitim tarzım işte bu. Krav Maga'dan bahsederken kendi öğrettiğim Krav Maga'yı kastediyorum. Dünyada çok farklı ve hiç kabul etmediğim Krav Maga eğitimleri de var.