Takke düştü, kel göründü.
Muharrem Sarıkaya sordu, utanmaz yalan ortaya çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en beceriksiz, en yeteneksiz, en kişiliksiz Futbol Federasyonu, corona salgınına rağmen ligleri başlatma kararı almış ve bu kararı açıklarken Sağlık Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda hareket ettiklerini iddia etmişti.
Ben de önce bu kararın yanlışlığına değinmiş, ertesi gün de Türkiye liglerindeki teknik direktörlerin özellikle de Süper Lig’deki 7 teknik direktörün bu karara isyanını dile getirmiştim.
Ama Allah biliyor ya, bu iradesiz Federasyon’un bile bu kadar ucuz bir yalan söyleyebileceğini düşünmemiştim.
Meğer söyleyebilirmiş.
Gözünü kırpmadan.
Yalanı ortaya çıkınca utanmadan.
Önce Sağlık Bakanı doğru dürüst adam Fahrettin Koca yalanı ortaya çıkardı: “Bizimle alakası yok, sorumluluk Futbol Federasyonu’nundur” diye.
Ardından Muharrem Sarıkaya Bilim Kurulu üyeleri ile konuştu.
Oradan gelen mesaj da çok netti: “Biz ligler başlasın ya da başlayabilir demedik. Tam aksi kanaatteyiz. Değil sahadaki bir oyuncu, yedek kulübesinde ya da soyunma odasındaki tek bir kişi dahi hastalansa bütün takımı 14 gün karantinaya alırız.”
Yani takımla aynı soyunma odasını paylaşan malzemeci bile hastalansa bütün takım karantinaya alınacak.
Ve hal bu iken Futbol Federasyonu ligleri başlatma kararı alıyor.
Bu kadar sorumsuzca hadi o zaten bu memlekette kimsede aranan bir nitelik değil ama bu kadar aptalca bir karar olabilir mi bu durumda!
Düşünsenize bir takım şampiyonluğa gidiyor.
Diyelim ki, Trabzonspor olsun.
Son üç haftaya girilirken bir oyucusu korona kapsın.
Küt 14 gün karantina.
Gitti mi şampiyonluk!
Ya da Trabzon, Galatasaray’ın üç puan önünde.
Galatasaray’ın zorlu rakiplerinden birinde corona çıktı. Karantinada sahaya çıkamıyor.
Galatasaray hükmen kazandı. Şampiyon oldu.
Ne olacak o zaman!
Lig bir anda 17 ya da 16 takıma düştü.
Nasıl oynatacak bu şuur yoksunu Federasyon ligi?
Hiç bunları düşünen yok.
Neden?
Çünkü o Federasyon’u oraya Türk futbolunu düşünsünler diye oturtmamışlar ki!
Onların da düşünmek gibi bir derdi yok ki!
Düşünecek olsalar, vakit olduğunu görür, biraz daha bekler, ligi Temmuz’dan sonra oynatır tamamlarlar.
Ama onlar düşünmek için değil, kendilerine verilen talimatları uygulamak için ordalar. Düşünen adamların sevilmediğini bilecek kadar da tecrübeliler zaten.
Talimat beklerler, verilmiyorsa da o zaman verilmesi muhtemel talimatı tahmin edip ona göre davranırlar.
Kişilik, yöneticilik falan mı dediniz.
Güldürmeyin beni.
Zaten birkaç gündür RTÜK’e gülmekle meşgulüm.
Bir de bu çıkmasın başıma...