25 Yıldır Ak Parti tarafından yönetilmekte olan Şehr-i İstanbul, kendini halkın üstünde gören, kibirli, iş bilmez bazı siyasetçiler yüzünden kaybedildi..

Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İMAMOĞLU, Milletin değerleriyle uğraşmadan, laiklik nutukları atmadan ve Onuncu Yıl Marşına takılıp kalmadan, kulağa hoş gelen birkaç etkin sloganla İstanbul seçimlerini hanesine yazdırmayı başardı...

Bu sonuçlardan Hem AK Parti’nin hem de CHP’nin alması gereken büyük dersler olduğunu düşünüyorum.

CHP neyi doğru Ak Parti ise neyi yanlış yaptı?

Her iki partinin siyasi geleceği de bu soruların içinde gizli.

Peki “Her şey güzel olacak” mı?

Bu soruyu yanıtlamak için vakit henüz çok erken.

Bekleyip göreceğiz.

**

Ak Parti, iktidarının ilk on yılında oldukça başarılı çalışmalara imza atmıştı.

Ekonomi, her yıl 4 ve üzeri oranlarda büyüyor ve gelişiyordu.

İşsizlik tek haneli rakamlarda, enflasyon %7’nin altınaydı.

Dolar 2 TL seviyelerinde, faiz oranları ise %6’lar civarındaydı.

İhracatta rekor üzerine rekor kırılıyordu.

Ancak Gezi olayları ile başlayıp 15 Temmuz hain darbesi ile devam eden ve geçen yılki dolar hamlesi ile zirve yapan istikrarsızlaştırma operasyonları ülkemizdeki bu güzel gidişi ne yazık ki durdurdu.

Bu nedenle olsa gerektir ki İktidarın ilk evredeki başarılarını sahiplenenler ortalıkta boy göstermeye başladılar.

Son günlerde, Bardağın dolu tarafını kendilerine mal edenlerin parti kurma hazırlığı içerisinde olduklarını görüyoruz. Rant devşirme amaçlı olduğunu düşündüğüm bu hamleleri etik bulmadığımı belirtmek isterim. Malum çevrelerin değirmenine su taşımanın ötesinde bir sonucu olmaz...

Bu girişimin Ak Parti tabanında karşılık bulması zordur..

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirttiği gibi “AK Parti’nin gölgesini kendi gölgesi sananlar içi boş çuval gibi devrilirler.”

Bugüne kadar deneyenlerin durumları gözler önündedir.

Taş yerinde ağırdır. Siyaseti ana gövdeden kopmadan yapmakta yarar vardır.

Yanlış icraatlar, yanlış insanlar ve yanlış siyaset ebetteki var..

Bu konuları sürekli olarak gündeme taşımış biriyim.

Partinin, gücünü tabandan değil tavandan alan il ve ilçe başkanları tarafından yönetildiğini defalarca yazdım.

Kendini beğenmiş, kibir budalası olmuş, beceriksiz ve liyakatsiz yöneticiler hakkında söylemediğim söz kalmadı.

Partiyi kuranların, davaya emek verenlerin siyaset arenasındaki yalnızlıklarını hep dile getirdim.

Bunları yazdığım için, selamı kesenler, küsenler hatta beni ihanetle suçlayanlar bile oldu..

Arsız güçlü olunca Haklı suçlu olurmuş...

Olsun umurumda bile değil.

Doğru bildiğim yolda yürümeye devam edeceğim.

Değişimin simgesi ve Özgürlüğün adresi olan Ak Parti'ye ülkemizin her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var..

Yeni partiye gerek yok.

Ancak mevcut partiye çeki düzen verilmesi de şart...

Ne zaman ''Tevazu'' sözcüğü seçim sloganı olarak değil de yaşam biçimi olarak benimsenirse o zaman hedefe ulaşmak kolaylaşacaktır..

Sağlıkla kalın.

Dostça kalın.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!