Türkiye Barolar Birliği Başkanı Ahsen Coşar, eski Genelkurmay Başkanı emekliOrgeneral İlker Başbuğ'un, aleyhinde ceza soruşturması açılmasında kanuna aykırı bir durum olmadığını kaydederek, zira Başbuğ'a atfedilen suçun "görev suçu" olduğunu, bu nedenle hakkında soruşturma yapma görev ve yetkisinin yargı yolu açısından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına, kovuşturma-yargılama yapmak, bu bağlamda tutuklama kararı verme görevi ve yetkisinin ise Anayasa Mahkemesine ait olduğu görüşünü ifade etti.

Coşar, yaptığı yazılı açıklamada, gerek Anayasa'nın 10. maddesi hükmü, gerekse hukukun üstün ve evrensel ilkeleri gereğince; herkesin, mevki, statüsü, pozisyonu her ne olursa olsun kanun önünde eşit olduğunu vurguladı. 

Hakkında suç şüphesi olan ve o nedenle şüpheli veya sanık konumunda bulunan herkesin hakkında soruşturma yapılabileceği gibi yürütülen soruşturmanın, kovuşturmaya da dönüştürülebileceğine işaret eden Coşar, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"O nedenle Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekli olmuş olan Orgeneral Sayın İlker Başbuğ aleyhinde ceza soruşturması açılmasında kanuna aykırı bir durum yoktur. Kanımızca burada kanuna öncelikle ve özellikle aykırı olan husus; Sayın Başbuğ hakkında ceza soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi savcısının ve yine Sayın Başbuğ'un tutuklanmasına karar veren Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinin, hem yargı yolu yönünden görevli ve hem de coğrafi bölge açısından yetkili olmamalarıdır. Zira Sayın Başbuğ'a atfedilen suç niteliği itibarı ile bir görev suçudur ve bu nedenle Sayın Başbuğ hakkında soruşturma yapmak görevi-yetkisi yargı yolu açısından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına, kovuşturma/yargılama yapmak, bu bağlamda tutuklama kararı vermek görevi/yetkisi ise Anayasa Mahkemesine aittir."

İddiaya konu suçun işlendiği yerin Ankara olduğu belirtilen açıklamada, coğrafi bölge açısından da yetkili yargı yerinin başkent olduğu savunuldu.

Coşar, açıklamasında "kaçma, sağlanma, delilleri yok etme gibi ihtimali bulunmadığı düşünülmeden Başbuğ hakkında tutuklama kararı verildiğini, bunun da
adil yargılanma hakkına açıkça aykırı olmasının yanı sıra kamu vicdanını da son derece rahatsız ettiğini" ileri sürdü.