Efeler merkezde gün geçtikçe trafik sorunu büyüyor. İlk başta gelen nedeni de park yeri yokluğu…

O da trafik artışına neden oluyor. Çünkü ana güzergâhların gidiş yönünde sağ şeritlerini park halindeki arabalar kapatınca ister istemez trafik akışı tek şeritten oluyor.

O nedenle mesai başlangıcı ve bitiş saatlerinde Menderes Bulvarında, Doğu-Batı Gazi Bulvarında ve Eski Sanayi-Yeni Sanayi arasında trafik sıkışıyor.

Yürürlükte olan yasa ve yönetmelik gereği soruna çözüm üretmekle görevli devlet birimi ise Aydın Büyükşehir Belediyesi.

Konuyu çözmekle yükümlü ilgili birim ise Ulaşım Koordinasyon Merkezi…

Kurul Karayolları, Şoförler ve Otomobilciler Derneği temsilcileri başta 11 üyeden oluşuyor, toplantılarına büyükşehir belediye başkanı ya da yerine vekâlet edecek bir görevli başkanlık yapıyor.

Kurul için Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından konuyla ilgili hazırlanan yönetmelikte “park ve trafik sorununu çözmekle görevli ve yetkilidir” tanımı yer alıyor.(Yön.mad.8/g)

Bunun anlamı kurlun aldığı kararların tavsiye niteliğinde olmadığı uygulanmayı gerektirdiğidir.

Ama ne var ki, sözü edilen Ulaşım ve Koordinasyon Merkezi’nin araç park yeri ve trafikle ilgili sorunu tespit ve çözüme dair aldığı bir kararı bulunmuyor.

Tersi olsaydı her halde kamuoyuyla paylaşılırdı, diye düşünüyorum.

O günün yetkilileri 2013’de 600 araçlık Meydan Kapalı Otoparkı’nın açılışında “Aydın’ın otopark sorunu çözüldü”,öngörüsünde bulunmuştu.

Yine geçtiğimiz yıl İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda bir soru üzerine  “meydandaki kapalı otopark dolmuyor, o nedenle Efeler’de park sorunu yoktur,” yanıtı verilmişti.

Ulaşım Koordinasyon Merkezi üyeleri de aynı şekilde Efeler’de trafik ve otopark sorunu olmadığı görüşünü savunuyor olacaklar ki, aksini gösteren bir karar aldıkları görülmedi.

Böylece bir sorunu yok farz ederek ya da görmezden gelerek hal yola gireceğini iddia eden ilk Ulaşım ve Koordinasyon Kurulu olmayı hak ettiler.

*

MHP TABANI ‘REİS’E’ AK PARTİ’DEN DAHA MI ÇOK GÜVENİYOR?

Metropoll Araştırtırma Şirketi’nin yaptığı Türkiye’nin Nabzı Araştırması’na göre iktidarın ekonomik sorunları çözüp çözemeyeceği sorusuna deneklerin yüzde 55’i “hayır” demiş.

Peki, muhalefet partileri iktidar olurlarsa bu sorunları çözebilirler mi, sorusuna araştırmaya katılanların yüzde 45’i “hayır, onlar da çözemez,” yanıtını vermiş.

Görüldüğü üzere araştırmanın bu bölümünde bir anormallik yok, her şey normal denebilir.

İlginçlik Cumhur İttifakı bileşenleri AK Parti ve MHP tabanına yönelik kısımda…

AK Parti tabanının yüzde 69’unun kendi iktidarlarının mevcut ekonomik sorunların üstesinden gelemeyeceğine inanıyor, olmasıdır.

MHP tabanında iktidarın ekonomik sorunları çözebileceğine inananların oranı ise yüzde 59, yani AK Partiye göre daha yüksek.(Karar,16.10.2021)

Sizce de ilginç değil mi?

Demek ki, MHP tabanı Reis’e AK Parti tabanından daha çok güveniyor.

*

KEMAL KILIÇDAROĞLU NE DEMEK İSTEDİ?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bürokratlara yaptığı çağrıda 18 Ekim itibariyle kanunsuz iş yapmamalarını yoksa bu tarihten sonrakilerden hesap soracaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu’nun bu çağrıyı geçen haftaki Merkez Bankası ziyaretinin ardından yapması mesajın bağımsız hareket etmeleri konusunda banka bürokratlarına yönelik olduğu şeklinde yorumlandı.

Ancak kurulan cümleden herkes “bütün bürokratlar için 18 Mart bir milat olacak bu tarihten sonra yasalara aykırı davrananlar iktidara geldiğimizde hesabını verecekler,” anlamını çıkardı.

Her ne kadar Kılıçdaroğlu partisinin Marmaris Toplantısında sözünü ettiği bürokratları yolsuzluğa bulaşanlarla sınırlandırdı ise de bu düzeltme kamuoyunu tam tatmin etmedi.

Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri birçok açıdan eleştiriyi hak eden bir açıklamadır.

Şayet iddia ettiği gibi elinde bir bürokratla ilgili suç niteliğinde belge, bilgi varsa Kılıçdaroğlu’na düşen görev bunları savcılıklara teslim etmektir.

Ayrıca hukuksuz iş ve emirler her zaman suç olduğu için bu iş için bir tarih vermek de gerekmez.

Aksi halde bu şekilde tarih vermek kanuni düzenlemeyle olur ki, o da parlamentonun yetkisindedir.

Ayrıca bu şekilde “kanunlara uymazsanız devri iktidarımızda hesap sorarız ha dikkatli olun” uyarısı da kanunlara aykırıdır.

O nedenle Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışına kimse bir anlam veremedi, sonradan yaptığı düzeltmede de mızrak çuvala sığmadı.

*

PAZARDAKİ PAHALILIK HAKKINDA PAZARCI ESNAFI NE DİYOR?

Pahalılığın nedenlerini anlayabilmek için herkes müşteri konumundaki vatandaşa soruyor, bizde gittiğimiz Kemer Pazarı’nda pazarcı esnafına sorduk.

Sebze meyve atan bir esnaf “ piyasadaki fiyat artışlarının gün geçtikçe tüketiciyi nasıl zorladığını en iyi biz biliriz, çünkü alış veriş yapıyoruz.

Onlar varsa biz de olacağımızın bilinciyle sattıklarımıza asgari kar uyguluyoruz. Üç kazanacaksak bir kazanmayı tercih ediyoruz.

Fakat bu fedakârlığı biz de bir yere kadar yapabiliyoruz. Zira biz de sattıklarımızı başkalarından alıyoruz.

Karşıdaki artışları bize yansıtınca biz de ister istemez müşteriye yansıtıyoruz. İlk bize yansıyan nakliyede akaryakıta gelen zam oluyor.

Toptancı dolar yükseldi, diyor poşetçi zam yapıyor, yatak parası, o masraf bu masraf derken gün geçtikçe anaparayı çıkarmada zorlanıyoruz.

Bir de bunun üzerine alım gücü düşen müşterinin bizden istediği fedakârlık ekleniyor.

Ne yapalım müşteri velinimettir diyerek kardan zarar ederek müşteriyi kollamaya çalışıyoruz,”diyor.

Sebze satan başka bir esnaf da “sebze ve meyve fiyatlarında bariz bir artış oldu ama asıl etken doların yükselişi karşısında vatandaşın alım gücündeki azalma oldu.

Bunu biz müşterinin eskiden bir kilo, iki kilo aldığı sebze ve meyveyi yarıya indirmesinden anlıyoruz,” diyor.

Kavuncu diğer bir esnaf da “bu gün bir ortalama emekli maaşı bin 500 ile 3 bin 500 TL arasında değişiyor.

Evi kira değilse, çocuk okutmuyorsa, bankaya kredi borcu yoksa iki kişilik bir aileyi elektrik, su, doğalgaz gibi zorunlu giderleri dışında maaşından arta kalan para çok rahat geçindiriyordu bu gün için ise bu aile zorlanıyor.

Biz bunu bu tür ailelerin dün aldıklarıyla bu gün aldıklarını karşılaştırarak bir de bu gün yaptığı pazarlıktan anlıyoruz,” diyor.

Velhasıl alıcının da satıcının da bundan sonrası için işi kolay değil, mutfağa bir de yakıt paraları eklenince bütçeler hepten zorlanacak gibi görünüyor.