Ülkemizde gündem çok hızlı değişiyor. Gerek ulusal gündemi, gerekse yerel gündemi değiştiren güç odakları gündemi istediği şekilde yönetiyor. İktidar sahipleri, gündemi değiştirmek isteyen güç odakları bu işi ustaca yapıyorlar. Değişen yerel ve ulusal gündem nedeniyle konuşulması gereken konular değil, onların istediği gündem geniş kitleler tarafından konuşulmaya başlıyor.

Siyasette hızlı gündem değişikliği konuşulan bilginin gerçeklerden uzaklaşmasını da sağlıyor. Yani, suni gündem oluşturup gerçek gündemden uzaklaşma süreci bilginin doğrudan yalana doğru verilmesini sağlıyor. Yalan üzerine kurulan gündem insanların gerek yerelde, gerekse ulusal düzeyde siyasetçilere güvenini sarsıyor.

Körü körüne biat siyasetine evet demeyen insanlar bu türden siyasete karşı tepki koymak istiyorlar. Ancak siyaset yapan partilerin örgütlenme yapıları bu türden eleştirel çıkış yapacakların önünü ustaca kesiyor. Hal böyle olunca siyaset düzleminde liderlere kayıtsız şartsız biat edilmesi durumu ortaya çıkıyor. Aksi durumlarda ise siyaset dışına çıkarılıyorsunuz.

İçinde bulunduğumuz siyasi ortamdan memnun olmayan insan sayısı tahmin edilenden çok fazla olsa da siyasi yapı içerinde bu dile getirilemiyor. Özellikle genel politika üretenlerin ile ülkeyi yöneten kesimin uygulamaları toplumun beklentilerini karşılayamıyor. Aynı durum yerel yönetim uygulamalarında da görülüyor. Bu uygulamalara kendi parti üyeleri bile desteklemiyor.

Pazartesi günü Söke’de bir toplantıya davet edildim. Temelinde “temiz siyaset, temiz toplum” anlayışı olan toplantı küçük ölçekliydi. Katılanlar arasında siyasi görüşü farklı kişiler vardı. Siyasi görüşün önemli olmadığı, değişik fikirlerin konuşulduğu lezzetli bir toplantı oldu. Katılanların ortak yönü siyasi karar mekanizmalarının verdiği kararlardan duydukları hoşnutsuzluktu.

Birlikte hareket ederek yaşadıkları şehirden başlamak üzere halka halka büyüyerek şehirlerinin ve ülkelerinin daha iyi yönetilmesini sağlamak, böylece insan onuruna yakışır bir yaşam standardına kavuşmak. İlk bakışta uçuk bir fikir gibi görünse de oluşturacakları baskı grubu ile başarıya ulaşma şansları elbette var. İnternet ile değişen ve farklı anlamlara dönüşen yeni siyasi düzeni farklı platformlarda dile getirip baskı grubu oluşturmayı hedefliyorlar. Toplumsal bilinci artırmak için, daha iyi altyapı için ve daha iyi yaşam şartlarını elde edebilmek için bir baskı unsuru olmalı fikrini savunuyorlar. Böylelikle yaratmayı düşündükleri siyasi fırtına ile olumsuzlukları süpürüp yeni bir siyasi anlayış getireceklerini hesaplıyorlar.

Oluşum için her siyasi fikre açık, bağımsız ve şeffaflık öncelikleri olarak görünüyor. Adayları bağımsız, şeffaf yönetim uyguluyor. Kendileri gibi yaşadıkları yerin veya ülkenin refahını isteyen herkesi temsil etmek, fikirlerini hayata geçirmek için çaba harcayacaklar. Kendileri gibi olumsuz fikirleri protesto eden herkesi kucaklamak istiyorlar. Elbette bu günden yarına olabilecek bir şey değil bu. Zaman gerek, emek gerek, sabır gerek, birleşip güçlenmek gerek, bunları başarırlarsa istedikleri sonucu alabilirler.

Seçim afişlerine inanmayıp kendileri bilgilerini artırıp doğruyu bulmayı ve bu doğruyu siyasilere aktarmayı istemeleri gayet normal. Siyasette bu yaklaşımın olması için çeşitli yollar konulmuş; danışma kurulları, parti içi eğitim, halkın eğitimi, demokratik seçimler, bu seçimlerde kişisel düşüncelerin açıklanması, kurultaylar vs. Özellikle akıllı iletişimin olduğu günümüzde insanların fikirlerini beyan etmelerindeki sıkıntıların giderek artması, farklı düşünenlerin hemen linç edilircesine dışlanması akıl alır gibi değil. Umarım bu çekirdek hareket zamanla büyüyüp amacına ulaşabilir. Bizler de daha iyi şartlarda yapılan siyaset ile daha iyi şartlarda yaşamak hakkını elde ederiz.

“Her ülke lâyık olduğu hükümeti alır.” (Aristoteles)