Çelik, “Terör örgütü hata yapar ama devlet terör örgütü gibi davranamaz. Geçmişte bu hassasiyet gözetilmediği için bir çok kırma ve dökme meydana geldi, şimdi bunların ceremesini çekiyoruz” dedi. Çelik’in değerlendirmeleri şöyle:
 
Devlet hata yapamaz
 
(Bölgede etkin görev üstlenecek “Özel Polis Timi”ne ilişkin endişeler) “Maalesef geçmişte bıraktığı izler var, eğer buna biz de müsaade edersek hata etmiş oluruz, ama at sahibine göre kişner. Bir şey bir defa yanlış yapıldı diye kıyamete kadar öyle olacak değil. Mesela bugünkü asker de asker 1960’da darbe yapan da askerdir. Oraya gönderdiğiniz insanların ismi değil zihniyeti, yaklaşımı, nasıl yönetildiği ve yönlendirildiği önemlidir. Terörle mücadele ederken, sırtınızda yumurta küfesi var ve siz yumurtaların arasından iniyor gibi hareket etmek zorundasınız. Terörle mücadele ediyorum derken başka mağdurlar oluşturursanız terörün safına adam kazandırırsınız. Devlet aklı ön plana çıkarır. Mesela, İttihatçılar’ın en büyük hatası duygularını akıllarının önüne çıkarmalarıydı. Enver Paşa bir vatan haini değil vatanperverdi, ama duyguları aklının önüne çıkmıştı.
 
Balyoz’a İstiklal Savaşı örneği
 
(PKK saldırılarının tırmandığı bir dönemde Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları kapsamında muvazzaf askerlere yönelik operasyonların sürmesine yönelik tepkilere) İstiklal Savaşı devam ederken yargılamalar olmuyor muydu? 59’uncu hükümetin kuruluş tarihi 15 Mart 2009, Balyoz eylem planının tarihi de yine o tarih. Sonra bir internet andıcı çıktı ortaya. Sen sana halkın verdiği parayla halkın iktidarına karşı kirli propaganda yapacaksın ve bunu devlet parasıyla yapacaksın, bu kabul edilemez. Kimsenin bunları masumlaştırmaya hakkı yoktur. Gözaltına alma biçimi, mahkemelerin uzaması, insanların muhakeme edilme biçimi, detaylar usuller bunların hepsi tartışılabilir, oralarda eksikliklerin aksaklıkların olduğunu ben de kabul ediyorum ama işin özünü de kaçırmamak gerekir.
 
Yapılanlar PKK tavizi değil
 
Türkiye’de sadece 5 Kürt’ten 1’i BDP’yi destekliyor. Kimse Kürt halkıyla PKK ve BDP’yi özdeşleştirmesin. Bizim dönemimizde de herşey güllük gülistanlık oldu demiyorum ama devletin vatandaşın ayağına götürmesi gereken eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik gibi temel meselelerde çok önemli adımlar atıldı. Doğu ve Güneydoğu’da bir anlamda pozitif ayrımcılık uygulanarak, geri kalmışlık, aradaki uçurum kaldırılmaya çalışıldı. Geçmişte devlet Kürtler’e hep ret, inkar ve asimilasyon üçgeninde bakmış, yok saymış, bizimle birlikte bu da ortadan kalktı. Terör örgütü ise ‘Bunlar kendiliğinden mi oldu, biz bastırdık, kan döktük kanımız döküldü bunun bedeli olarak da kıymık kıymık taviz kopardık’ diyor. Bunlar PKK, BDP memnun olsun diye değil, olması gereken olduğu için yapıldı. Eskiden eline silahı alıp dağa çıkan, ‘Beni yok sayıyorlar, inkar ediyorlar, demokratik olarak kendimi ifade edemiyorum’ diyordu. Bugün böyle bir mazeretin yeri var mı? Ne istiyorsunuz? Ana dilde eğitimin dışında neredeyse herşey sağlanmıştır.
 
Alevi, Roman dağa mı çıktı
 
Bu iddiaların doğru olmadığının en büyük delili de şudur, Türkiye’de Aleviler adına eline silah alıp dağa çıkan mı var? Hayır ama biz Alevi açılımı da yapıyoruz. Romanlar adına böyle bir şey yapan mı var, biz Roman açılımı da yapıyoruz. Gayrimüslimlerle ilgili bir çok problemler ortadan kaldırılıyor. Ruhban Okulu’nun açılmamış olması Türkiye’nin ayıbıdır. Türkiye vesayetlerden, prangalardan kurtuldukça bunu da aşacaktır. Türkiye’de bunun açılmasını istemeyenler muhafazakarlar değil, ulusalcılar ve Kemalistlerdir.
 
İlk ben karşı çıkarım
 
Bir Kürt olarak Başbakanın, “tek devlet, tek millet, tek bayrak” söylemi beni rahatsız etmiyor. Çünkü millet eşittir, ırk değildir. Bir milletin içinde çok sayıda etnisite olabilir. Bu bir rahatsızlık oluşturmamalı. Başbakanın söylemi de o dedikleri manada milliyetçilik değil. Partim öyle şoven milliyetçiliğe kaysa önce ben karşı çıkarım. Bölgeye yönelik yapılanlar, terör örgütünü gereksiz hale getiriyor, bunu hissediyorlar. Ama bu iş birileri için bir sektör, hayat tarzı haline gelmiş, uluslararası bir market olmuş. Neticede de her devlet kendine silahla saldırana silahla saldırır, kimse çiçekle karşılık vermez. Ama, insan öldürmeye talip olanlara karşı kullanılacak mücadele metodu ile fikrini söyleyene muhatap olma şeklimiz farklıdır. Devlet sokaktaki vatandaşına karşı güvercin, terörle mücadelede şahin olacaktır.”
 
hürriyet