Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Son dönemde bölgede yaşanan jeopolitik gelişmeler doğrultusunda, belirli protesto eylemlerinde, SOCAR Türkiye ve grup şirketleri, bir süredir bazı provokatör gruplarca gerek sosyal medya üzerinden gerekse gerçekleştirilen fiziksel eylemlerle hedef gösterilmektedir. Söz konusu provokatör gruplar, şirketimizin İsrail ile ham petrol ticareti ilişkisi olduğuna dair asılsız ithamlar öne sürerek sosyal medya üzerinden kışkırtıcı paylaşımlar yapmakta ve şirket binamıza, çalışanlarımızın güvenliğini riske atacak fiziksel saldırılar gerçekleştirmektedir. İstanbul genel merkez binamızda 12 Mart, 29 Mayıs, 31 Mayıs ve 2 Haziran tarihlerinde; Bursa'daki Bursagaz ofis binamızda 24 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen ve şiddet dozu artan provokatif eylemlerin devam etmesi, şirket çalışanlarımızın can güvenliği için tehlike oluşturmaktadır.
"Ana şirketimiz olan Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR'ın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda, tüm faaliyetlerimizi uluslararası iş anlaşmaları çerçevesinde yürütüyoruz. Bu bağlamda, SOCAR'ın halihazırda ham petrolü İsrail'e sattığı yönündeki ithamlar asılsız olup, kasıtlı olarak kamuoyunu yanıltmayı amaçlamaktadır. Dünya petrol satış piyasasının kendine özgü özellikleri bulunmaktadır ve üretilen ham petrol, ticaret şirketleri veya bu şirketler aracılığıyla satılmaktadır. Tedarik şirketlerinin, ham petrolü hangi ülkelere taşıdığını veya hangi amaçlarla kullandığını kontrol etme ve müdahale etme imkanı yoktur. Bu kapsamda SOCAR, diğer petrol şirketleri gibi, tedarik ettiği ürünlerin ticaretini ilgili ticaret şirketleri ile olan satış ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Bununla birlikte, piyasada faaliyet gösteren ticaret şirketleriyle devam eden olağan satış ilişkilerimiz çerçevesinde, ticaret şirketlerince SOCAR'dan temin edilen ham petrolün hangi ülkelere sevk edildiği ve hangi amaçla kullanıldığına dair tarafımızca bir kontrol ve müdahale mümkün olmamaktadır.