Değerli okuyucularım geçen hafta Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan ile yazdığım makale üzerine karşılıklı yazıştık, benden özür diledi. Ben de kendisine gereken şeyleri yazdım gerekli nasihatları verdim.

Bu nezaketinden ötürü kendisine teşekkür ederim.

Hayatta en önemli şey hatasını anlayıp özür dilemektir.

Gelelim asıl konumuza…

Sn. Mustafa Savaş’ın ADÜ akademik yıl açılışında Sayın Özlem Çerçioğlu’na yaptığı itiş kakışı hatırlarsınız. Türk kadınına yapılan yakışıksız bir hareket olduğunu tüm yazılı basın ve sosyal medya gündeme getirmişti.

Bir diğer Ak Parti Milletvekili Bekir Kuvvet Erim’in “Ben orada olsaydım o kadını ayağımın altına alırdım” sözleri de nefretle karşılandı.

Bu yakışıksız olayları yapan Özlem Çerçioğlu’nu iten Mustafa Savaş, ÖZÜR DİLEMEYİ BİLİYORMUŞ AMA ÇİFTE STANDARD OYNADIĞI ÇOK AÇIK değerli okuyucularım.

Yukarıdaki twit anlı şanlı KİT Komisyonu Başkanı Mustafa Savaş’a ait ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Sn. Koray Aydın’ın özür dilemesini istiyor.

Siz önce Sayın Özlem Çerçioğlu’ndan özür dileyin beyefendi.

Özür, kelimesini en son ağzına alacak kişi Mustafa Savaş’tır bana göre.

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN!

Değerli okuyucularım “Öğretmenler günü” deyince önce OKUL dönemindeki öğretmenlerimiz aklımıza geliyor. Ben buna yüzde yüz katılmıyorum.

İnsanı doğuran annelerimiz ve ilk terbiyeyi ve hayatı bize alıştıran ANNELERİMİZ BABALARIMIZ EN BÜYÜK ÖĞRETMENLERİMİZ SONRA OKUL ÖĞRETMENLERİMİZ GELİYOR.

Okul hayatımıza başladığımızda ilkokul öğretmenlerimiz lise öğretmenlerimiz üniversite öğretmenlerimizin hepsinden ALAH RAZI OLSUN, hepsinin ellerinden öpüyorum.

DİNİ AÇIDAN ÖĞRETMENLİK ÇOK KUTSALDIR

Bir Hadiste, ilimden birşey öğrenip, öğrendiği şeyi halka öğreten bir âlime, yetmiş sıddık‘ın sevabı verilir. Öğrenip amel eden ve öğrendiklerini öğreten bir kimse, gökler âleminde hayırla yâd edilir.

Kıyamet günü geldiğinde Allah Teâlâ âbid ve mücahid kullarına ‘Cennete girin‘ deyince, âlimler Allah‘a şöyle derler: ‘Ey âlemlerin rabbi! Âbidler ve mücahidler bizim kendilerine öğrettiğimiz ilim sayesinde ibadet edip cihad ettiler‘ Bunun üzerine,

Allah Teâlâ âlimlere ‘Sizler benim nezdimde meleklerimden bazıları gibisiniz istediğiniz kimselere şefaat ediniz, şefaatiniz kabul olunacaktır‘ der ve bu ilâhî müjde üzerine âlimler, istediklerine şefaat ettikten, sonra cennete girerler.

Bu fazilet, sadece başkalarına ilim öğreten âlimlere mahsustur. İlmini başkalarına aktarmayan âlimin bu fazilete sahip olması sözkonusu değildir.

Hiç şüphesiz Allah Teâlâ verdiği ilmi insanların göğsünden söküp almaz ancak âlimlerin gitmesiyle (ölmesiyle) ilim gider Çünkü her giden âlim, kendisiyle birlikte kendinde var olan ilmi de götürür Bu öyle bir durum meydana getirir ki, halkın içinde sadece cahil kişiler öne geçerler.

Bir ilmi öğrendiği halde, o ilmi ketmeden, (başkalarından esirgeyen) kimseyi, Allah-u Teâlâ kıyâmet gününde ateşten yapılmış bir gemle gemler.

PEYGANBER EFENDİMİZ,

Birgün Hz Peygamber (sa) evinden çıkıp mescide geldi Mescide girdiği zaman, toplanmış iki grup gördü.

Bu gruplardan biri dua ve zikir ile meşgul oluyordu Öbürü ise, ilimden bahsediyor ve birbirlerine ilim öğretmeye çalışıyordu.

Bunun üzerine Hz Peygamber zikir halinde olanlara işaret ederek şöyle buyurdu: ‘Bunlar Allah‘tan isterler Allah Teâlâ dilerse onlara verir, dilemezse vermez (Sonra ilim üzerine konuşanlara işaret ederek şöyle buyurdu):

‘Bunlar ise, halkı eğitip, ilim öğretmeye çalışıyorlar Ben de sizlere bir muallim (öğretici) olarak gönderildim‘ Daha sonra Hz Peygamber ilim öğretenlerin meclisine giderek onların aralarına oturdu.

Değerli okuyucularım yukarıdaki ifadede anlaşılacağı üzere PEYGANBERİMİZ MÜSBET İLİM YAPAN guruba daha çok önem vermiştir.

Okuması yazması olmayan adam dini ve diğer müsbet ilimleri bilmez ki.

AYRICA ALLAH’IN birinci şart “Oku”dur. Sonuçta okumayı öğreten kişi ÖĞRETMENLERİMİZ ALLAH’IN PEYGANBERİMİZİN ELÇİLERİDİR. Cehalet herşeyin başı kötülüğün anasıdır.

ALLAH’IN VE PEYGANBERİMİZİN ELÇİSİ ÖĞRETMENLERİMİZ BAŞ TACIDIR.

TÜM ÖĞRETMENLERİMİZİN GÜNÜ KUTLU OLSUN.

ATATÜRK VE İNKİLAPLARINI BİZE ÖĞRETEN ÖĞRETMENLERİMİZE DE MİNNET BORÇLUYUZ.

RIDVAN EŞİN’İN “10 TL VERİR MİSİNİZ?” KAMPANYASI

Dostlarım güzel ülkemiz de yüz binlerce üniversiteli gencimiz maalesef çok zor şartlarda tahsiline devam ediyorlar.

Ben de bunlardan biriydim.

Zengin çocukları çok şanslı. Onların bir elleri yağda bir elleri balda tahsil hayatlarına devam ediyorlar. Allah daha ziyade etsin ancak FAKİR FUKARA GARİP GURABA ÖĞRENCİLERİMİZ GENÇLERİMİZ inanın çok zor durumdalar.

İşte bu gençlerimizden bir kısmının derdi ile Sayın Rıdvan Eşin, DERTLENMİŞ yardımcı olmaya çalışmakta.

Değerli Kardeşim Sayın Rıdvan Eşin geçen hafta beni aradı. “ABİ ADÜ REKTÖRÜ İLE BİR HAYIR İŞİNE BAŞLAYACAĞIM. TANIYOR MUSUN?” deyince inanın heyecanlandım.

Hemen Rektörümüz Prof. Dr. Sn. Osman Selçuk Aldemir’i aradım ve Sayın Rıdvan Eşin ile konuşturarak ADÜ’nün banka hesabı açması yönünde görüş netleşti.

Bu hesapta toplanan para, tespit edilecek fakir fukara garip guraba gençlere ADÜ vasıtasıyla dağıtılacak.

Sn. Ridvan Eşin 10 TL ayda istiyor. Bu yardımsever kardeşimiz kendisi de bu kampanyaya 10 bin TL ile katılıyor ve diyor ki “Abi 5000 kişiden 10 tl toplarsak 50 bin yapar. Ben de 10 bin verirsem ayda bu 60 bin yapar. İhtiyaç sahibi gençlere 400 tl burs 150 gencin yarasına merhem oluruz” diyor ve Rektör Osman Aldemir de buna büyük heyecanla iştirak ediyor.

BU ÇORBADA BENİM DE TUZUM OLUR İSE ÇOK MUTLU OLACAĞIM. TÜM OKUYUCULARIMDAN DA 10 TL GENÇLERİMİZ İÇİN BEKLİYORUM.

Bu şekilde hayırsever insanlara çok büyük saygı duyuyorum.

Aydın ili Türkiye’nin şu an mevduat zengini. Ayda 10 TL istiyoruz.

Tabi ki arabaları yatları olsun, milyarlık düğünler yapsınlar. Bu onların şerefleri ama öbür tarafta fakir fukara garip guraba için kalbi çarpan zenginlerimize gönülden sevgilerimi sunuyorum.

Gençlerimiz için lütfen ayda 10 tl yardım edin.

Ben de konunun takipçisi olacağım.