ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 9 Ekim’de, yani Barış Pınarı Harekâtı başlamadan saatler önce gönderdiği hadsiz mektuba kamuoyunun tepkisi büyük oldu. Cumhurbaşkanlığı’ndan üst düzey bir yetkiliyi, skandal mektupla ilgili Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu.



Mektupta kullanılan üslubun ve bu şekilde sızdırılmasının diplomatik teamüllerle kesinlikle bağdaşmadığını söyleyerek başladı söze ve şöyle devam etti:



"HAREKÂTA YÖNELİK DESTEĞİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR"

“Mektubun sızdırılmasındaki gayeyi biliyoruz. Amaç bugün ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile Cumhurbaşkanımız arasında gerçekleşecek görüşmenin tamamen sabote edilmesi. Bu mektubu sızdırarak bugünkü görüşmeyi resmen baltalamaya çalışıyorlar. Hem Türkiye’de hem de dışarıda bu amaca hizmet etmek doğrultusunda hareket edenlerin olduğunu da gördük zaten. Öte yandan, Türkiye’de bu harekâta yönelik çok ciddi bir destek var. Bu desteği engellemek için çaba içerisindeler. Cumhurbaşkanımıza yönelik bir algı operasyonu yapmaya çalışıyorlar.





"HEM SAHA HEM MASADA CEVABI VERİLMİŞTİR"

Bu mektup 9 Ekim’de yazıldı. Barış Pınarı harekâtının başlatılması ve sahada elde edilen başarılar bu mektuba verilmiş en iyi cevaptır. Yani hem sahada hem de masada bu mektuba gerekli cevap verilmiştir. Cumhurbaşkanımız hem sözleriyle hem de eylemleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir şekilde bir terör örgütüyle müzakere etmeyeceğini net olarak ortaya koymuştur. Bu mektupta iki sorun var. Birincisi üslup, ikincisi de bir terör örgütü mensubu katilin sözüyle Cumhurbaşkanımıza mektup yazılmış olmasıdır. Bu asla kabul edeceğimiz bir şey değildir. Buna ilişkin diplomatik teamüller çerçevesinde hareket ettik ve etmeye devam edeceğiz” dedi.





MEKTUBUN YAZILMASINDAN GÜNLER SONRA 

Trump’ın dünkü basın toplantısında “Kürtler melek değil, PKK, DEAŞ’dan daha kötü” noktasına gelmesini için de “Cumhurbaşkanımız diplomatik anlamda muhataplarını ikna etme gücüne haiz bir lider” ifadelerini kullandı.