Egemenliğin kaynağı millettir ve bu egemenliğin gerçek kullanıcıları ise halktır.

Demokrasi halka hizmet ederken, siyasi partiler de buna aracılık eden en büyük sivil toplum kuruluşlarıdır.

Siyasi Partiler;

Toplumun taleplerini, ihtiyaçlarını, beklentilerini formüle etmek için vardırlar.

Farklı düşünen, farklı geçinen insanların, kompozisyonların taleplerini, çıkarlarını politikaya dönüştürür ve aracılık ederler.

Hayatta oksijen ne kadar önemli ise yönetimde de değerlerin ahlakın o kadar önemli olduğu inancıyla hareket etmesi gereken siyasi partiler, sorumlulukla, zor kararlar alınması gerektiğinde hizmet verdiği insanların çıkarlarına uygun davranmalıdırlar.

İşte bu yüzden siyasi partiler zenginleşme aracı değil, hizmet etme aracıdır.

Siyasi partiler, politikanın somut okulları olmalıdır ki, seçmene somut tercihler sunsun.

Çünkü siyaset çok karmaşık ve ayrıntılıdır.

Bu ayrıntılarda siyasi partiler toplumsal ve ekonomik konulara, olaylara birer bakış, birer tercih sunar ve bu karmaşıklığı da kolaylaştırır.

Aynı zamanda siyasal bilincin ve kültürün, siyasal kimliğin ve duyarlılığın gelişmesine katkıda sunar.

Politikanın somut okulları olan siyasi partiler, toplumsal muhalefeti de oluşturarak toplumsal barışa katkı sunar.

Peki, iyi bir muhalefet nasıl olur?

İyi bir muhalefet;

İktidarın keyfi uygulamalarının önüne geçen, toplumdaki hoşnutsuzluğu görünür kılan, istenmeyen icraatlarını halkın gündemine taşıyarak, sesini duyuran bir denetçidir.

Siyasi partilerin işlevlerinden biride şüphesiz ki siyasal liderler yetiştirmesidir.

Eskiden siyasal sistemlerde krallar, padişahlar, feodal, lordlar ve kabile reisleri miras yoluyla siyasete liderlik yaparlardı.

Günümüzde ise artık siyasal katılımın meşruluk anlayışının değişmesiyle siyasi liderlik anlayışı da değişmiştir.

Bu anlayışla siyasi partiler kilit konumunda olup siyasi liderlerin topluma nasıl önderlik edeceğine de karar verirler.  

Siyasi partilerin,

Belki de en önemli varlığı “İktidarın El Değiştirmesini Sağlamak”tır..