Siyaset politikadan eskidir. Siyaset, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayıştır. Politika, davranış biçimi ve düşünce yapısıdır.  Politika, bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma diyebiliriz.

Siyasetin bin bir yüzü vardır. Aslında insanı bozan siyaset değil, politikadır. Ama çoğu insan siyaset ile politikayı karşılaştırır. Siyaset insanları mutlu edebilmenin yollarını arar, politika siyaset adı altında oyun içinde oyun yaparak kazanılan koltuğu bırakmama sanatıdır.

Siyaset her yerde yapılır, ama yapılan siyasetin şirazesi kaçınca iş iğrençlik boyutuna dönüşür. Gerek yerel düzeyde, gerekse ulusal düzeyde yapılan siyasetin politik amaçlar doğrultusunda iğrençleşmesini net olarak görebilirsiniz. Okulda, camide, kışlada, adliyede, resmi kurumlarda, kısaca her yerde politik çıkarlar ön plana geldiğinde siyaset iğrenç yüzünü hepimize göstermektedir.

Tabi ki burada “etik” kavramı ön plana çıkmaktadır. Etik ilkelerin olmadığı siyasette koltuk için her yol mübah anlayışı asıl değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu türden iğrenç politikalar bir süre sonra toplum tarafından normalmiş gibi görünmektedir. Asıl tehlike burada başlamaktadır. Koltuk için her yol mübah.

Siyasetin iğrenç yüzünü sadece genel politika çalışmalarında görmek doğru değildir. Yerelde de siyaset yapanlar siyasetin bu iğrenç yüzünü gösterebilmektedir. Delege seçimlerinde, ön seçimlerde, örgüt seçimlerinde, yerel yönetim seçimlerinde her türlü ayak oyununu görebiliriz. Nedense kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkalarına çok rahat yapabiliyoruz. Elimize güç geçirdiğimizde bu gücü kendi çıkarlarımız için sonuna kadar kullanabiliyoruz. İşte bu durumlarda siyaset bize iğrenç yüzünü gösteriyor.

Bir süredir yerel yönetim aday adayları ile söyleşiler yapıyoruz. Bazıları ile görüşmelerimizi köşemize aktarırken bazılarını aktarmadık. Bazı aday adayları ve yönetici pozisyonundaki siyasetçilerle de gayri resmi görüştük. Bu görüşmelerde kazanma uğruna neler söylendiğini, rakipler için hangi yakıştırma ve suçlamaların yapıldığını tahmin bile edemezsiniz. Elbette bu görüşmelerin kimlerle yapıldığını kimlerin bu bağlamda neler söylediğini öğrenemeyeceksiniz. Ama şunu bilmenizi isteriz ki siyasetin iğrenç yüzüne bire bir tanık olduk.

Rakibi için belden aşağı vuranlar, rakibinin açıklarını zevkle anlatanlar, pusuda bekleyip aday olmadığında hemen başka partiye geçmeyi bekleyenler, rakiplerinin siyasi geçmişini eşeleyenler, kendi politik istikbali için her yolu mübah görenler. Bunlarda siyasetin başka bir iğrenç yüzünü bize göstermekteler.

Yalnız bunlar mı, elbette değil. Kendi çıkarı için tepesinde bulunduğu kurumun imkânlarını kullananlar, siyaseten yola çıktıklarını amaca ulaştıktan sonra tanımayanlar, kendi amaçları için önüne çıkan herkesi kandıranlar da siyasetin iğrenç yüzünü gösteriyor. Ne de olsa ülkemizde kandırma ve kandırılma çok oluyor diye birlikte yola çıktığı insanları kandırıp yarı yolda bırakmakta iğrenç bir politikadır.

Siyasette ince hesaplar yapılır, dengeler gözetilir, ama bunlar yapılırken işin suyu çıkarılmadan, iş iğrençlik düzeyine getirilmeden yapılmalıdır. Siyasetin insanları mutlu etme sanatı olduğu unutulmamalıdır.

Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır.  (Franklin D. Roosevelt)

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA