Çağdaş demokrasilerde medyanın yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ben bir dönem Başbakana, 'Gelin anayasa değişikliği sırasında dördüncü güç olarak da medya yazalım.' demiştim. Böylece medyada çağdaş demokrasilerde olduğu gibi bir anayasal kurum olarak yerini alsın diye düşüncemi ifade etmiştim ama bu olmadı"

Kılıçdaroğlu, gazetecilikte mesai diye bir kavram olmadığını vurgulayarak "Bir yerde olay olmuştur. Günün 24 saatinde gazeteci oradadır. Yağmur mu var? Kış mı var? Kar mı yağıyor? Hava sıcak mı? Hava soğuk mu? Bunlara bakılmadan geniş kitleler bilgilensin diye gazeteciler oraya koşarlar. Gazeteci yaptığı her haberden özel bir keyif alır. Birlikte mücadele ettiğimizde çok güzel sonuçlar elde edebiliriz. Türkiye'nin bütün demokratlarının, alt ayrımları bir kenara bırakıp birleşmeleri gerekiyor. Eğer bu ülkede demokrasi olacaksa hepimiz için olacak. Birlikte mücadele ettiğimiz zaman kazanabiliriz. Ayrı ayrı mücadele değil. Birlikte mücadele etmek zorundayız. Hepimizin demokrasiye ihtiyacı var. Hepimizin yürekli gazetecilere ihtiyacı var. Hepimizin gerçekleri öğrenmeye ihtiyacı var. Hepimizin birlikte mücadele etmeye ihtiyacı var çünkü bu devlet sıradan bir devlet değil. Bu devlet, birileri eline cetvel alıp, pergel alıp çizerek bizim sınırlarımızı çizdi diye düşüneceğimiz bir devlet değil. Kanla gözyaşı ile kurulan demokrasi için ağır bedeller ödeyen bir devlet"dedi.