CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"İnsanların inançları dolayısıyla ötekileştirilmesi asla kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Her inanca saygılıyız. Evrensel değerleri benimsiyoruz. Ramazan sofraları kuruluyor. Dualar okunuyor. Sonra bir kişi kürsüye çıkıyor ağza alınmadık ne varsa her şeyi söylüyor. Bu olmaz bu doğru değildir.

"İNANÇLAR SİYASETE ALET EDİLMESİN"

Sofraya gelen vatandaş ben buraya ibadet mi geldim diye düşünürken kendisini adeta cehennemin ortasında buluyor. Biz özgürlükçü bir partiyiz yasakçı bir parti değiliz. Her inanca saygımız var. AK Parti yasakçı bir partidir. İnançlar siyasete alet edilmesin."

"İNANÇLAR SİYASETE ALET EDİLMESİN"

Sofraya gelen vatandaş ben buraya ibadet mi geldim diye düşünürken kendisini adeta cehennemin ortasında buluyor. Biz özgürlükçü bir partiyiz yasakçı bir parti değiliz. Her inanca saygımız var. AK Parti yasakçı bir partidir. İnançlar siyasete alet edilmesin.

SOMA'DAKİ MADEN FACİASI

Hala adalet arayan aileler var. Soma faciasını asla unutmayacağız. Üzerinden 5 yıl geçti. 2014-2018 arasında 299 madencimiz daha hayatını kaybetti. Yaşanan sürede bir o kadar madencimizin hayatlarını kaybettiklerini biliyoruz.

GAZETECİ DEMİRAĞ'A SALDIRI

Yavuz Selim Demirağ Yeniçağ gazetesi yazarlarından birisi, 7 kişinin saldırısına uğrar öldüresiye dövülür. Kendisini ziyaret ettim. Niçin yapıldı? Failleri serbest bırakıldı. Ölmesi mi gerekiyordu tutuklanması için? Kim azmettirdi onları? Sahte plakayla niçin geziyor onlar? Korkarım ki üstü örtülecek. Bu ülkenin sağduyulu yürekli insanları var. Olayı anlattı. İktidar kanadının derhal harekete geçmesi lazımdı. Polis failleri buldu savcı birer ifade aldı serbest bıraktı. Bu savcıya sormak gerekiyor senin başına böyle bir şey gelseydi ne olurdu? Senin çocukların sopalarla dövülseydi eşin dövülseydi ne olurdu? Acaba vicdanı sızlıyor mu savcının? Bunu araştıracağız. Gerekirse bu konuda araştırma önergesi vereceğiz. Gazetecilere yönelik linç kampanyasını görmezden gelme hakkımız yoktur. Bu arada AA muhabiri Abdulkadir Nişancı uzun süredir aranıyor inşallah kısa süre içerisinde kendisine ulaşılır.

"NASIL OLUYOR DA 'CUMARTESİ ANNELERİ'Nİ COPLUYORSUNUZ?"

Evlatlarını arayan anneler yani Cumartesi Anneleri. 24 yıldır Cumartesi Anneleri evlatlarını arıyor. İlk kez 27 Mayıs 1995'te çocuklarımızı istiyoruz dediler. Gözaltına alındı çocukları sonra bir daha haber alamadılar. Bu annelerin tek isteği oğlumuzun kemiklerini verin mezarını nerede gösterin. Bunu istiyorlar. Her cumartesi geldiler Galatasaray Meydanı'na. Biber gazıyla bu anneler dağıtıldı. Ne günahı var bu annelerin? Devleti yönetenlerin bu annelerin talebini yerine getirmesi gerekmiyor mu? Nasıl oluyor da siz bu anneleri copluyorsunuz? Hangi vicdan bu annelerin üzerine sopayla gider. Nerede vardır bu? Anne bu. Eline silah almadı. Tek istediği benim evladım nerede? Bir anne evladının mezarının başına gidip de ağlamayıp da ne yapacak? Annenin kimliği olur mu? Bu anne. Evlat bir anne için en değerli şeydir.

"TAM 737 HAFTADIR EVLATLARINI ARIYORLAR"

Tam 737 haftadır bu anneler evlatlarını arıyorlar. Erdoğan ile de görüştüler. Polis copu ile bu anneler dağıtıldı. Berfu Ana... Bütün hayatı oğlunu bulmakla geçti bulamadı ve öldü. Cumartesi Anneleri'nin vebali kimin boynunadır? Yazık günah değil mi o annelere? AK Partili kardeşlerime seslenmek istiyorum. Yazıktır günahdır bir anneye el kalkmaz. Bir anneye yapılacak tek şey vardır o anneye saygı duymak. Cennetin ayakları altında olduğu bir anneye nasıl cop kaldırıyorsunuz? Polislere bir şey demiyorum. Polislere talimat verene söylüyorum. Bu anneleri baştacı yapmak bu toplumun geleneklerinde var.

"BUGÜN İŞSİZLİK NEDENİYLE KENDİSİNİ YAKANLAR VAR"

Bugün işsizlik nedeniyle kendisini yakanlar var. İşsizlik sosyal yara olarak karşımızda duruyor. Bu tablodan iktidar sahibi olanların haberi var mı acaba?"