Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından belediyelere konulan yardım toplama yasağını sert sözlerle eleştirdi ve hükümete "Ramazan'ı da vesile kılarak yardım toplama yasağı gibi vahim bir hatadan dönün" çağrısı yaptı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın "Anadolu'da 'ayrı baş çekmek' deyimi vardır. Bunun devletteki karşılığı paralel yapıdır. Devlet bir yönetim ve organizasyon biçimi olarak yüksek koordinasyon içerisinde ve yasalar çerçevesinde çalışır. Tüm yasalar dayanağını anayasadan alır. #CHPbunuNedenYapıyor" sözlerine de tepki gösteren Davutoğlu "Üst düzey bir iktidar yetkilisinin halka bedava ekmek dağıtan bir belediye başkanını paralel devlet kurmakla itham etmesi akıl ve izanın kabul etmeyeceği bir densizliktir" dedi.

Davutoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerini partisinin sosyal medya hesaplarından paylaştı.

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:

"TBMM’nin kurulduğu günler yokluk içindeki bir milletin onur dayanışmasına şahit olmuştu; bugün Ramazan yaklaşırken hükümetin G-20 üyesi bir ülkenin kaynaklarını doğru kullanmasına, halkın da imece anlayışına dayalı bir dayanışma bilinci göstermesi gereklidir.

Hükümetin bu konudaki tutumu baştan sona yanlış olmuştur. Hele hele dün basına yansıdığı şekilde üst düzey bir iktidar yetkilisinin halka bedava ekmek dağıtan belediye başkanını paralel devlet kurmakla itham etmesi akıl ve izanın kabul etmeyeceği bir densizliktir. Bütün bu üstenci ve kibirli dil bir yardım, tevazu ve dayanışma ayı olan Ramazan’a girerken tümüyle terk edilmelidir.

İktidara çağrımız açıktır:

Gün zaten zor durumda olan halktan Tekalif-i Milliye benzeri yardım isteme günü değil, israftan kaçınıp tasarrufları doğru kullanarak çözüm üretme günüdür.

Bırakın her isteyen yerel yönetim, sivil toplum kuruluşu ve kurum yardım yapsın, siz sadece kural koyun ve denetleyin. Ramazanı da vesile kılarak yardım toplama yasağı gibi vahim bir hatadan dönün ve herkese yardım faaliyetine katılma çağrısında bulunun.

Bugünden itibaren hızla adımlar atılarak, Cuma günü, yani Ramazan’ın ilk günü, işini kaybetmiş ve maaşını alamamış işçilere, tarlasına çıkamamış çiftçilere, dükkanını açıp siftahını yapamamış esnaflara asgari ücretin takriben yarısı kadar (1250) TL iftariyelik yardımı yapılmalı ve aynı düzeydeki ikinci dilim Ramazan bayramının hemen arefesinde de devam etmeli ve her haneye bu mübarek ay içinde en az bir asgari ücret girmelidir.

Sakın ha kaynak nerede diye sormayın. Sadece Mart sonundan bu yana takip edilen parasal ve mali genişleme politikası ile –yani doğrudan ve dolaylı para basma işlemi ile- birlikte Merkez Bankasının iç varlıklarının 55 milyar TL arttığını ve halka doğrudan yardımların sadece 14 milyar düzeyinde kaldığını biliyoruz. Bakiye 41 milyar ile halka dönük bu yardımlar rahatlıkla karşılanabilir.

Korona tahvili önerirken biz de parasal ve mali genişleme tavsiyesinde bulunduk. Ancak bu genişlemeden doğan kaynağın doğrudan halka yansıtılmasının takipçisi de olacağız.

Halkımıza ve imkan sahibi hayırseverlere de çağrımız açıktır:

Gelin hep beraber Gelecek Partisi olarak başlattığımız kampanyada olduğu gibi birer kardeş aile seçelim ve aşımızı paylaşalım.

Bu ülkenin kaynakları ile üst gelir grubuna giren bu ülkenin zenginleri ve hayırseverleri her yıl lüks sofralarda verdikleri iftarların hesabını çıkarsınlar ve bu yıl aynı miktarı fakir ailelere iftarlık göndererek harcasınlar.

Fitre ve zekat oranları asgari mecburiyetlerdir. Bu sene gönüllü olarak bu oranların üzerinde yardım yapalım.