Parlamenterler Arası Kudüs Platformunun “İsrail İşgalini Sonlandıracak Etkili Bir Stratejiye Doğru” başlıklı üçüncü konferansının, amacı doğrultusunda sonuç alınacak şekilde geçmesini temenni ediyorum.
Öncelikle böyle bir dönemde bu konferansın düzenlenmesini anlamlı ve önemli bulduğumu ifade etmek istiyorum.
Dünyanın gündemine sözde “Yüzyılın Planı” adıyla giren ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden plan, bölgede barış ve huzuru tehdit eden bir hayalden başka bir şey değildir. Bu hayalin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz.
Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen, Filistin’i tümüyle yok eden ve Kudüs’ü tamamen gasp eden bu planı tanımıyoruz. Görünürde iki devletli çözümü kabul eden ancak İsrail işgalini Amerikan yönetimi himayesinde meşrulaştırma anlamına gelen bu girişimi asla kabul etmiyoruz.
Filistin yıllardır işgal, yıkım ve acıya maruz kalırken, İsrail haksız ve hukuksuz bir şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Türkiye’nin Kudüs’ün ilhakına sessiz kalması ve Filistinli kardeşlerini bu mücadelede yalnız bırakması mümkün değildir. Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki Kudüs kırmızı çizgimizdir.
Müslüman ülkeler olarak bu süreçte bizlere düşen en önemli sorumluluk, Mescid-i Aksa’nın mahremiyetini korumak, barış çınarı Kudüs’e sahip çıkmak ve Filistinlilerin haklarını savunmaktır.
Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyayı etkileyecek bir sürecin başlangıcı anlamına gelen bu adım karşısında, bazı İslam ülkelerinin izlediği politika, üzüntü verici bir tablo oluşturmuştur.
İsrail yönetiminin sergilediği haksızlık, adaletsizlik, zulüm ve kıyıma karşı bazı İslam ülkelerinin, bu işgal planının taraftarı bir tutum benimsemeleri kabul edilemez. Unutulmamalıdır ki Kudüs, sadece Filistin’deki Müslümanların davası değildir. Kudüs, İslam aleminin onuru ve ortak davasıdır.
Yaşanan gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki, İslam alemi içinde bulunduğu bölünmeden, parçalanmadan ve görüş ayrılığından sıyrılmadığı sürece, İsrail ve destekçileri hain planlarını uygulamaya devam edecektir. Müslümanlar bir araya gelmeli, tüm dünyada adaletsizliğin giderilmesi ve Filistin başta olmak üzere, Müslümanların ortak sorunlarının çözümü için omuz omuza mücadele etmelidir.
Biz, Kudüs ve Filistin’deki zulüm konusundaki itirazlarımıza; barışı, adaleti ve bağımsızlığı savunmaya devam edeceğiz. İslam ülkelerinin de birlik içinde Kudüs’ün İslam dünyası için taşıdığı öneme uygun şekilde yönetilmesi hususunda kararlılıklarını göstermeleri en büyük arzumuzdur.
Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’na Filistin’e verdikleri destek ve Kudüs davasına sahip çıktıkları için bir kez daha teşekkür ediyorum.
Kudüs sevdalısı parlamenterleri buluşturan, düzenledikleri etkinliklerle Kudüs davasını sürekli gündemde tutan ve Filistin halkının onur mücadelesine destek veren bu oluşumun tüm üyelerini en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Yapacağınız istişarelerin Kudüs’ün kurtuluşuna ve İslam aleminin uyanışına vesile olmasını diliyorum.