Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle;

Gönül coğrafyamızda hayat mücadelesi veren kardeşlerimize muvaffakiyetler diliyorum. Üzerinde yaşadığımız topraklar 1000 yıldır devletimizdir. Nice şahadetlere, nice cesaret ve felaket örneklerine vatanın ve milletin bekası asırlarca korunmuştur. Türk tarihinden gelen şevkle bugün de korunacak, tam bağımsızlığımız istiklalle kucaklaşacaktır.

Anadolu'dan dört bir yana başımızı çevirip baktığımızda, buram buram tüten Türk destanlarını görürüz. Ölürsem şehit, kalırsam gazi diyen bir milletin, duruşuna sahip vatan evlatlarının kolunu bükecek ne bir güç ne de bir kudret vardır. Şehitlerimizin teminatıyla sahip olduğumuz mukaddesi tahrip edecek bir silah da icat edilmemiştir.

BU ALÇAK SALDIRININ İÇİNDE SURİYE VARDIR, İRAN VARDIR

İdlib'de şehitler milletimizi derinden üzmüştür. Kim hangi saldırıyı yaparsa yaptın, Türk milletinde kan bitmez, ayağa kalkacak kahraman da eksilmez. Kurt kışı geçirir ama geçirdiği ayazı unutmaz. İdlib'de konuşlu TSK unsurlarına önce karadan saldırı düzenlenmiş, arkasından hava bombardımanı başlamıştır. Burada çok sayıda askerimiz şehit düşmüştür. Sonuçta hunhar saldırıda 34 kahramanımız şehit olmuş 32 kahramanımız yaralanmıştır. Bu alçak saldırıda Suriye vardır, İran vardır, hepsi birden cinayet devriyesine çıkmışlardır. Kahraman TSK'ya yapılan her saldırıyı nefretle lanetliyorum. Şu anda tedavi altında bulunan kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum.

Türk milleti şehitlerine minnettardır, onlar ölmemiştir. Allah tektir, ordusu Türk oğlu Türk'tür. Şehitlerimizin kanları yerde kalmayacaktır. Türkiye'ye kafa tutan kim varsa dökülen kanlarda boğulmaya sonuna kadar mahkumdur. Aziz milletimiz metindir, merttir, merhametlidir, sabırlıdır, imanlıdır. Doğudan batıya kuzeyden güneye büyük bir aile şuuruyla birbirimize kenetlenerek bu zor dönemi atlatacağız. Hiçbir habis ve hain emel Türk milletini pes ettiremez. 21 ilimizde al bayağımıza sarılı şehit naaşlarını omuzlarda taşımış, vatan topraklarına emanet edilmiştir.

KURUMUŞ VE KUDURMUŞ ESAD HAYRANLARI...

Şehitlerimizn kanı yerde kalmayacaktır... Yiğit evlatlarımıza silah çeken kim varsa dökülen kanda boğulmaya mahkumdur... Bu zor dönemi atlatacağız, eğilmez başımız yenilmez irademizle büyük Türk milletiyiz... Kurumuş ve kudurmuş Esad hayranları söyleyin, bu vatan bölünebilir mi?..

GÖREV DÜŞSÜN CEPHEYE GİDERİM

Bu kadar asil evlatları bünyesinden çıkaran Türk milletine kurşun işler mi, ezan diner mi, bayrak iner mi? Kudurmuş Esad hayranları bu kutlu vatan bölünebilir mi? Şehitlik mertebesi ulaşılacak en yüksek mertebedir. Asırlardır şehitlerimizin anaları, babaları, elleri, çocukları onların ardından gözyaşı dökerken, ağızlarından tek cümle dökülmüştür 'Vatan sağolsun'. Kendi payıma konuşuyorum, görev düşsün koşa koşa cepheye gider, mevziye girerim. Allah nasip eder şehit olur, gazi olurum. Kanımın son damlasına kadar vuruşur, son takatime kadar mücadele ederim.

"İDLİB'DEN ÇEKİLİRSEK HATAY'DAN OLURUZ"

İdlib saldırısından hemen sonra Bahar Kalkanı Harekatı başlatılmıştır. Sorulacak hesabımız, alınacak intikamımız vardır. Rejim unsurları saklanacak delik arama derdindedir. Türkiye, İdlib'de savaş oyunlarının içinde değildir. Gaye vatan, sınır, toprak ve insan güvenliğidir... Bu gerçeği görmeyen üstelik çarpıtan iç ve dış odakların alayı birden aynı şer ekseninde toplanmışlardır. İdlib'den geri çekilirsek eninde sonunda Hatay'dan olmamız kaçınılmazdır. Böyle olursa Suriye'deki kaos Anadolu'da demektir...

HATAY VAZGEÇİLMEZDİR

Bir Rus haber sitesinde 'Çalınan şehir: Hatay' haberi yapılmış, gizli arzular deşifre edilmiştir. Bu utanmazlıktır, bu mütecaviz Moskof oyunudur. Hatay vazgeçilemez zümrüt örtüsüdür. Kim Hatay'a göz dikiyorsa o gözü oyarız, kim el uzatıyorsa kökünden keseriz. Emel sahipleri karşılarında Türk milletinin tamamını bulacaklardır.

459 yıl Mısır'da 452 yıl Irak'ta 402 yıl Lübnan'da 401 yıl Yemen'de, 400 yıl Bahreyn'de, 400 yıl Katar'da, 399 yıl Suudi Arabistan'da, 381 yıl Kuveyt'te, 308 yıl Tunus'ta, 303 yıl Cezayir'de hangi kudretli sahibi imparatorluğun olduğunu biliyor mu? Misak-ı Milli coğrafyasında bir kuşun kanadı kırılsa Türk milleti mesele eder, dert eder. Hem içimizdeki, hem çevremizdeki gelişmelere dikiz aynasından bakmayız. Bana değmeyen yılan 1000 yıl yaşasın diyemeyiz. Mondros imzalandığında Misak-ı Milli hudutları çizilmişti.