AA Editör Masasına konuk olan Yıldırım, özel yaşantısına ilişkin AA editörlerinin, sorularını yanıtladı, anılarını paylaştı.
Son dönemlerin en popüler sosyal paylaşım sitelerinden Twitter ve Facebook'ta hesabı olmadığını ifade eden Yıldırım, ''Doğrudan kullanmıyorum, bizi kullanıyorlar. Konuştuklarımız, açıklamalarımız malzeme oluyor. Bir çok insan kullanıyor o anlamda'' diye espri yaptı.

Twitter ve Facebook'u bir katılımcı olarak kullanmayı arzu ettiğini ancak yoğun iş temposu nedeniyle yapamadığını belirten Yıldırım, ''Malum bizim çok yoğun işlerimiz var, orada, burada koşuşturuyoruz. Gerektiği kadar zaman ayıramayacağım endişesi taşıdığım için bizatihi aktif kullanıcı olmuyorum. Bazıları diyor ki, 'o mazeret olamaz. Bir arkadaş sizin adınıza takip etsin'. Ben onu kabul etmiyorum. Sosyal paylaşım medyasında olduğunuz zaman hiç kimse sizin vereceğiniz cevabı veremez. Hiç bir şekilde sizin düşündüğünüzü aynı şekilde düşünemez. Yanlış bir şey söyler, yanlış bir cevap verir. Ondan sonra aylarca düzeltmeye uğraşırsınız. Böyle bir endişem var'' diye konuştu.

Buna karşılık bu alanların gelişmesi için çalıştıklarını, alt yapılarını yaparak bu alanları kullanıma hazır hale getirdiklerini anlatan Yıldırım, yurt içi ve yurt dışından canlı bağlantı yapan AA editörlerini kastederek, ''Bakın arkadaşlar karşımızda bizimle beraber. Canlı bir vaziyette, dünyanın öbür ucundan, memleketin her köşesinde bizimle beraberler. Bu alt yapıyı ülkeye kazandırmak da çok önemli'' dedi.

-''Uçak gördüğüm zaman uzun uzun seyrederdim''-

AA editörlerinin, ''Erzincan'da hayvancılıkla uğraşırken uçak gördüğünüzde uzun süre seyredermişsiniz. Şu anda Ulaştırma bakanısınız, hava yolunu halkın yolu yapma hedefini gerçekleştirdiniz, bu dönemdeki uçak sevginizin bunda etkisi oldu mu?'' sorusu üzerine de Yıldırım, Erzincan'ın Refahiye ilçesinin Kayı köyünde doğduğunu ve okul yılları boyunca da çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan babasına yardım ettiğini anlattı.

O dönemlerde, tarladayken, üzerinden geçen uçakları gözden kayboluncaya kadar uzun uzun seyrettiğini ifade eden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, anısını şöyle dile getirdi:

''Hatta sırt üstü yatar, biraz daha uzun süre izleyebilir miyim diye beklerdim. Hiçbir zaman o günlerde böyle bir sorumluluk üstlenebileceğimi düşünmemiştim. Ama yıllar geçti, Allah nasip etti ve böyle bir görev, milletimizin desteği, sayın başbakanımızın tensibiyle böyle bir sorumluluk aldık. Bunda da Allah'a şükür 'havayolu halkın yolu olacak' dedik ve bunu da başardık. Bugün artık sadece İzmir'den Anadolu'ya 22 şehre doğrudan uçuş var.

Eskiden sadece İstanbul ve Ankara'ya vardı. Şimdi her yere var. Havayolu halkın yolu oldu. Hakikaten toplumda da farklı gelir gruplarındaki farklı sosyoekonomik düzeye sahip insanların birlikte seyahat etmesi, dostluk kurmasını da havacılık sektörünün gelişmesi sağlamış oldu. Eskiden uçakla seyahat edenler birbirlerini tanırlardı, hepsi birbirlerine selam verirlerdi. Şimdi öyle değil. Ülkemizin bütün renkleri, bölgelerindeki insanlar bir arada gayet güzel seyahat ediyorlar. Bu da doğu-batı, kuzey-güney kaynaşmasını da sağlıyor diye düşünüyorum.''

-''Torunlar önemli. Bir de sevgileri bedava''-

Bakan Yıldırım, çok yoğun iş temposuna sahip olduğunun hatırlatılarak, torunlarına yeterince vakit ayırıp ayıramadığına ilişkin soru üzerine de torunların çok önemli olduğunu, belirterek, ''Allah'a şükür, hepsini Allah bağışlasın. Torunlarımız bizim bütün stresimizi, yorgunluğumuzu alıyor, dertlerimizi unutturuyor. Bize böyle bir destekleri var. Bu desteği hiç kimse veremez, onlar veriyorlar. Bir de sevgileri bedava'' diye konuştu.

İnsanın kendi çocuğu hastalandığında, doktora götürmek, acıktığında mama almak zorunda olduğunu ifade eden Bakan Yıldırım, ''Bizim torunlarla öyle bir derdimiz yok, sadece seviyoruz. Ondan sonra işimize bakıyoruz. Bazen onları sevmek için zaman da bulamıyoruz. Gittiğimiz yerde, daha doğrusu İstanbul'da hava alanına çağırıyorum, havaalanında görüp sonra yolumuza devam ediyoruz'' dedi.

-''Hepsiyle seyahat güzel''-

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak en çok hangi ulaşım aracı ile seyahat etmekten hoşlandığı sorusuna da Yıldırım, şu cevabı verdi:

''Açıkçası bütün sektörlerden sorumluyuz. Bir alınganlığa mahal vermemek için bu konuda bir tercih yapmayayım. Hepsinin ayrı güzelliği var. Uçakla seyahatin ayrı güzelliği var, karayoluyla, deniz yoluyla, demiryoluyla hepsinin şüphesiz ayrı güzellikleri, ayrı özellikleri var.

Allah'a şükür bütün sektörler gelişti. Bu son 9 yılda hiç bir sektör, ne denizcilik ne demiryolları ne havacılık ne kara taşımacılığı, 'biz ihmal edildik, bize bakılmadı' demiyor. Bu gelişme, ülkemizin büyümesiyle, gelişmesiyle yaşadığı güven ve istikrarla doğru orantılı. Eğer ülkede güçlü bir siyasi irade olmasaydı, güven ve istikrar olmasaydı, bunları bugün konuşamaz, konuşmuyor olacaktık.''

-''Yüzerim, ama Kürşad'la (Tüzmen) yarışamam''-

Bir editörün ''Sporla ilgilendiğinizi biliyoruz. İyi bir yüzücü olduğunuzu duyduk'' ifadesi üzerine Bakan Yıldırım, profesyonel olarak ilgilendiği herhangi bir spor dalı bulunmadığını belirterek, ''Bazen yüzmeye gidiyorum, ama öyle iyi bir yüzücü falan değilim, Kürşad'la (Tüzmen) yarışamam, Kürşad farklı'' dedi.

Türk Hava Yollarının sponsorluk yatırımlarıyla büyük bir prestij ve gelir kapısı araladığı hatırlatılarak, THY'nin ses getirecek yeni bir sponsorluk projesi olup olmadığına yönelik soruya Yıldırım, ''THY vallahi bize sponsor olmuyor. Uçan kuşa sponsor oluyor da. Kime olurlar, nasıl olurlar hiç takip edemiyoruz. Çünkü orası artık kendini aştı, bizi de aştı. Küresel bir şirket oldu. Küresel şirketlerin ayakta kalmaları için büyük hedefler ortaya koymaları gerekir. O yüzden de şirketin büyüme politikalarına uygun olarak şüphesiz yapacakları her türlü faaliyetleri biz destekliyoruz'' diye konuştu.

Bakan Yıldırım, şike tartışmalarına ilişkin, ''Türkiye'de telefon görüşmeleri çok fazla, dünyada sayılı sıradayız' dediniz. Maalesef geçen sezon Türk futbol adamları telefonlarını çok fazla kullandılar. Şike olayları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine de Bakan Yıldırım, ''Biz telefonla konuşun diyoruz, ama 'yasa dışı işler için kullanın' demiyoruz'' dedi.