Boşanmada çocuğun velayeti anneye verilmişse annenin çocuğa kendi soyadını vermesinin yolunu açan Anayasa Mahkemesi, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğurduğuna dikkat çekti.

Anayasa Mahkemesi, Soyadı Kanunu'nun, evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuğun babasının seçtiği veya seçeceği adı alacağına ilişkin hükmünü iptal etti. Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi, baktığı bir davada, 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasının, anayasaya aykırı olduğu kanısına vararak, iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Yüksek Mahkeme, söz konusu düzenlemeyi iptal etti. İptal edilen düzenleme, "evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk, anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır" hükmünü içeriyor. Kararın iptal gerekçesi Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Çocuğun soyadını seçme hakkının, velayet hakkı kapsamında yer aldığının anımsatıldığı kararda, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medenî Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası hukuk belgelerinde de kadın-erkek eşitliğini düzenleyen hükümlere yer verildiği belirtildi.

SADECE CİNSİYETE DAYALI AYRIM EŞİTLİK İLKESİNE AÇIK BİR AYKIRILIK OLUŞTURUR

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da çok geçerli nedenlerin varlığı dışında, yalnızca cinsiyete dayalı bir farklı muamelenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağını ihlal ettiğinin anımsatıldığı kararda, Anayasa'nın eşitlik ilkesine atıfta bulunularak, şu değerlendirmeye yer verildi:

"Eşitlik ilkesi, aynı konumda bulunan kadın ve erkeğin yasalar önünde eşit haklara sahip olmasını gerektirir. Kişinin cinsiyeti nedeniyle karşı cinse göre ayrıcalıklı duruma getirilmesi bu ilkeye aykırı düşer. Ayrıca eşitlik, bireyler arasındaki farklılıkların göz ardı edilerek herkesin her bakımdan aynı kurallara bağlı tutulması anlamında da algılanamaz. Kimi kişilerin başka kurallara bağlı tutulmalarında haklı nedenler varsa, yasa önünde eşitlik ilkesine aykırılıktan söz edilemez. Bu nedenle, yaradılış ve işlevsel özelliklerin zorunlu kıldığı kimi ayırımlar haklı bir nedene dayandığı ölçüde eşitliği bozmadığı halde, sadece cinsiyete dayalı ayrımlar eşitlik ilkesine açık bir aykırılık oluştururlar."

EŞLER, EVLİLİKLERİNDE VE BOŞANMADA AYNI HUKUKSAL KONUMDADIR

Eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunun belirtildiği kararda, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğurduğu kaydedildi. Oybirliği ile alınan kararda, "2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasının "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." biçimindeki birinci cümlesi Anayasa'ya aykırıdır" denildi.