Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde Ruh ve Sinir Hastalıkları uzmanı olarak görev yapan Dr. Mustafa Serkan Eröz, hastalarının hikayelerinden esinlenerek çektiği "İçimdeki Sessiz Nehir" filmi ile Altın Portakal"a aday oldu.

Trakya Üniversite Tıp Fakültesi mezunu olan Dr. Mustafa Serkan Eröz, ilk uzun metrajlı sinema filmi "İçimdeki Sessiz Nehir"i tamamladı. 12 yıldır ruh ve sinir hastalıkları alanında görev aldığını söyleyen ve çektiği filmde hastalarının hikayelerinden esinlendiğini belirten Dr. Eröz, “Hastalarımın yaşadığı gerçek hikayeler bana hep ilham kaynağı olmuştur” dedi. Üniversite yıllarında amatör olarak başladığı yönetmenlik hayatına 3 kısa metrajlı film sığdırdığını vurgulayan Dr. Mustafa Serkan Eröz, “İçimdeki Sessiz Nehir filminin 3-4 yıllık öyküsü var. Birçok hasta muayene etmem nedeniyle kafamda hikaye şekillendi. Bu hikayeleri kaleme almak istedim. Senaryoya dökme aşamasının ardından çekim mekanları ve ekibi kurmak 4 yılımı aldı” diye konuştu.

Çekimler 5 hafta sürdü

Dr. Ersöz, biriktirdiği yıllık izinleri kullanarak geçen mart ayında Kırklareli"nde başlattıkları çekimlerin 5 hafta sürdüğünü söyledi. Filmin hem senaristliğini, hem yapımcılığını, hem de yönetmenliğini üstlendiğini anlatan Dr. Mustafa Serkan Ersöz, “500 bin lira tutan masrafları ise biriktirdiğim para ve evimi ipotek ettirerek aldığım banka kredisi ile karşıladım. Filmde, başrolleri İranlı Taies Farzan, Ali Yiğit ve Emre Onur paylaştı. Bu filmde yaşanmış gerçek bir aile dramı antalıyor” dedi.

"Amacım maddiyat değil"

Film çekmenin çok pahalı bir iş olduğunu belirten Dr. Eröz, ticari bir amaç gütmediğini söyledi. Asıl amacının gelecekte kalıcı bir eser bırakabilmek olduğunu vurgulayan Dr. Eröz, filmiyle Çanakkale"de düzenlenen Troya Film Festivali"ne katıldığını söyledi. Dr. Eröz, “Ekim ayında düzenlenecek olan 47"nci Altın Portakal Film Festivali"nin yarışma bölümüne başvurduk. Filmin gösterim tarihi ise henüz belli değil” diye konuştu.

"İçimdeki Sessiz Nehir"e 500 bin lira

Halis, 40"lı yaşlarda, geçimini kendisine ait katmer dükkanı ile sağlayan kendi halinde, insanlar tarafından sevilip, sayılan bir adamdır. Eşi Ayla ile arasında yıllardır süren soğukluğu artık kanıksamıştır. İstanbul"da üniversite okuyan kızları Öykü ise Halis ve Ayla"nın belki de tek ortak noktalarıdır. Daha 16 yaşında Halis"le evlenen Ayla okumamanın eksikliğini bol bol roman okuyarak gidermeye çalışır. Hükümet tarafından, yaşadıkları sahil kasabasına kurulması planlanan atık tesisine karşı çıkması nedeniyle merkez tarafından baskıya uğrayan belediyenin yaşadığı maddi zorluğu aşmasında diğer kasabalı kadınları da organize eden Ayla"nın tek öfkesi eşi Halisedir. Aynı zamanda belediye encümenliği de yapan Halis, bir gün katmer dükkanında çalıştırmak üzere yanına Meznun"u alır. Saddam döneminden sonra kaçak yollardan Türkiye"ye gelmiş olan Meznun bir süre Tuzla"daki tersanelerde kaçak olarak çalışmış ancak buradaki ölümcül kazalardan sonra, taşeron firma kaçak olması nedeniyle ilk olarak kendisini işten çıkarmıştır. Meznun ailenin gergin ama kanıksanmış sıradan hayatlarını yerle bir eder. Mahremiyet kalkar ve bilinen ama konuşulmasından bile çekinilen gerçeklerle aile yüz yüze kalır.

VATAN