TÜSİAD'dan sert açıklama!

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, iktidar ve muhalefete "terörle mücadele" çağrısında bulundu. Boyner, ”Devlet vatandaşının yaşama hakkını korumak için gerekli tedbiri almakla sorumludur. Bunu yapamıyorsa hesabını vermekle yükümlüdür“ dedi

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından Trabzon"da düzenlenen “Bölgesel Kalkınma ve İş Dünyasının Rolü” konulu paneline katılan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, konuşmasında Şemdinli saldırılarını değerlendirdi. Terörün bugün itibarıyla yeniden Türkiye"nin en önemli gündem maddesi haline geldiğini belirten Boyner, “Artık bütün sözün bitmekte olduğu, hepimizin sabrının son noktaya vardığı bir durumdayız. Silkinip, terörü normalleştiren, "zaten 30 yıldır var"diye toplumu terörü ve terörün iniş çıkışlarını bir korku filmi gibi ürperti ile ancak kanıksatarak seyrettiren anlayışa hepimizin "dur"demesi gerekiyor” dedi. Boyner, şöyle konuştu:


* GÜNDEMİN EN ÖNEMLİ MADDESİ: Terör bugün itibariyle Türkiye"nin yeniden en önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Bugün burada artık terörü lanetlemek, şiddeti kınamakla yetinemeyeceğim. Zaten terörün artacağının önceden bilindiğinden, demokratikleşmeyi istemeyen gizli güçlerin varlığından, iç/dış dengede hükümetin ayar problemlerinden, hiçbir fikrimiz olamayan istihbarat zafiyetinden, Silahlı Kuvvetler"in terörle mücadeledeki deneyiminden, Pensilvanya"dan terörle mücadele yorumu bekleyenlerden, sürekli "İmralı"referansı vermekten kendini kurtaramayan partiden, henüz adımları somutlaşmadan yok olmaya yüz tutmuş açılımlardan da sadece bahsedemeyeceğim.


*SÖZ BİTTİ: Artık bugün, sözün bitmekte olduğu, hepimizin sabrının son noktaya vardığı bir durumdayız. Silkinip, terörü normalleştiren, “Zaten 30 yıldır var” diyerek toplumu, terörü ve terörün iniş çıkışlarını bir korku filmi gibi ürpertiyle, ancak kanıksatarak seyrettiren anlayışa hepimizin dur demesi gerekiyor. Terörle mücadele, tüm veçheleriyle Türkiye"yi yatay kesen bir konudur. Hepimizin konusudur. Hep birlikte üzerimize düşen sorumlulukları almak durumundayız. Ancak kuşkusuzdur ki, devlet, yöneticileriyle, kurumlarıyla ve oluşturduğu alt yapısıyla bu mücadelenin öncelikli sorumlusudur. Gelişmiş ülke olmanın en önemli ölçütlerinden biri, vatandaşının yaşama hakkına verdiği değerdir. Devlet vatandaşının yaşama hakkını korumak için gerekli tedbiri almakla sorumludur. Bu sorumluluğunu yerine getiremiyorsa bunun hesabını vermekle de yükümlüdür.


* GEREKLİ ADIMLA ATILMALI: Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın, gencecik askerlerimizin yakınlarının acısını paylaşmakla sorumlu olan yapı toplumdur. Devletin sorumluluğu ise, sadece acıları paylaşmanın ötesinde, bu acıların oluşmasını önlemek için gerekli tedbirleri almak, gerekli adımları atmaktır. Bugün tek yapılacak iş, iktidar partisiyle, muhalefet partileriyle, kurumlarıyla tek bir söylemden oluşan, partilerüstü bir anlayış ile geri dönüşü olmayan bir yol haritasının süratle kamuoyu ile paylaşılması ve hemen uygulamaya konulmasıdır. Bunun dışındaki hiçbir söylemin, değerlendirmenin artık hiçbir önemi kalmamıştır. Bu girişimi geciktirmenin faturası çok ağırdır ve herkesin kaybedeceği bir sürece ülkenin sürüklenmesidir. Türkiye"nin gelişmesine ve iyileşmesine sürekli zarar veren, bugün başka mecralara da taşınan terörle etkin mücadele gereği açıktır. Bugün şiddetten beslenen, şiddetten güç bulan her kim varsa onlarla mücadele etmek şarttır. Bugün, huzur ve barış içinde, demokratik bir refah toplumu olmamızın önünde kimler duruyorsa, onlarla mücadele etmek şarttır.


* KATKIYA HAZIRIZ: Türkiye"de yaşayan, bu ülke için üreten, yatırım yapan, istihdam yaratan, daha müreffeh ve yüksek standartlı bir demokrasi arayışı olan biz iş dünyası temsilcileri, tüm vatandaşlarımız gibi, gündeminin birinci maddesi terör olan bir ülkede değil, terörün gündem dışı olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz ve huzur arıyoruz. İş dünyası olarak yukarıda yalın olarak talep ettiğimiz girişime her türlü katkıyı, geçmişte olduğu gibi bugün de vermeye hazır olduğumuzu, ancak sürecin çok yakın takipçisi olacağımızı da burada belirtmek isterim. Modern toplumda vatandaş, sadece bireysel hak ve özgürlüklere sahip olması açısından değil, toplumsal sorunların çözümünde aktif yer alması ve demokratik, sivil denetim mekanizmaları oluşturması açısından da önemlidir. Bireyin, toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamasının en önemli araçlarından birisi sivil toplum örgütleridir. Sivil toplumun katılımcı demokrasi açısından oynadığı bu rol çok önemlidir

Vatan