2002 yılından günümüze süregelen AKP iktidarında yedi Milli Eğitim Bakanı değişti. Sistem değişikliklerinin sayısını ise saymakla bitmiyor. Bu süre içerisinde neredeyse hiçbir öğrenci başladığı sistemle mezun olamadı. Ne eğitim sistemimiz, ne de sınav sistemlerimiz yerine bir türlü oturamadı.

Yıl 2002. Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcueğitim sistemi değişmeli” dedi.  2003 yılında üniversite sınavlarındaki katsayı artırıldı.

2003’te Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik oldu. Hüseyin Çelik “ezberci sistem değişmeli” dedi. 2004’te eğitim müfredatlarında değişiklik yapıldı. 2005’te liseler dört yıla çıkarıldı. 2007’de OKS yerini SBS’ye bıraktı. İlk uygulama 2008 yılında gerçekleştirildi.

2009’da Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu oldu. Nimet çubukçu “eğitimde sistem karmaşası var, değiştirilmesi lazım” dedi. 2010 yılında üniversite sınavlarında ÖSS gitti YGS ve LYS geldi. Nimet Çubukçu, yayımladığı bir genelgeyle tüm düz liselerin Anadolu liselerine dönüştürüleceğini açıkladı, uygulama hemen başlatıldı. Aynı yıl liselere giriş yeniden tek sınava düşürüldü.

2011 yılında Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer oldu. Ömer Dinçer “eğitimde zihniyet ve sistem değişmeli” dedi. 2012 yılında üniversite sınavlarındaki katsayı kaldırıldı. İlköğretimde kesintisiz 8 yıllık sistemden vazgeçildi, 4+4+4 sistemine geçildi. Liseler de zorunlu eğitim kapsamına alındı ama açık lise ve açık ortaokula geçiş ile zorunlu eğitim bir bakıma dört yıla düşürüldü. Aynı yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan "dershaneler kapatılacak" açıklamasını yaptı. Aynı yıl köklü müfredat değişikliği yapıldı; seçmeli derslerin sayısı artırıldı, Hz. Muhammed’in Hayatı, Temel Dini Bilgiler gibi dersler müfredata eklendi.

2013 yılında Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı oldu. Nabi Avcı “sınav odaklı eğitim sistemimiz değişmeli “ dedi. SBS yerine TEOG getirildi. 2014 yılında dershaneler kapatıldı.

2016 yılında Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz oldu. İsmet Yılmaz “eğitim sistemimiz alarm veriyor” dedi. 2017 yılında müfredatlar yine değişti. TEOG ve YGS-LYS kaldırıldı. Sadece belli liseler için sınav getirildi. Üniversite giriş sistemi YKS oldu.

2018 yılında ise Milli Eğitim bakanı Ziya Selçuk oldu. Ziya Selçuk göreve gelince “eğitimde ani sistem değişikliği yok” dedi. Dediğine kendisi de inanmamış olacak ki eğitim sistemimiz sil baştan yenilenmeye başladı. Ziya Selçuk “sadece lise değil, ilk ve ortaokul sistemi de değişecek” dedi.   

AKP döneminde gelen bütün bakanlar sistemin kötü olduğunu, değişmesi gerektiğini söyleyip kendilerine göre değişiklik yaptılar. Kendilerinden önce gelenlerin hepsi kötüydü, kendileri sistemi düzelteceklerdi. Sonuç ortada, uluslararası eğitim istatistiklerinde sürünüyoruz, çocuklarımız bilgi fakiri olarak okullarından mezun oluyorlar. Neredeyse sıfır analiz becerisi ile mezun olup farklı koşullar karşısında şaşırıp kalıyorlar. Bunların örneklerini en yakın çevrenizde bile görebilirsiniz, uzağa gitmenize gerek yok.

Elbette yazdıklarımızın dışında küçük küçük içerik değişiklikleri, kitap içerikleri, seçmeli ders sayıları, okul türleri içinde yapılan değişiklikler, sınıf geçme sistemleri, sınav sistemleri gibi değişiklikleri de sayarsak neredeyse her altı ayda bir milli eğitim sistemimizde değişiklikler yapıldı. Eğitim ile bu kadar oynama başarı değil, başarısızlık getirmiştir. Dünya ölçeğindeki eğitim sıralamalarımız ortada.

Ziya Selçuk’un yeni sistemine göre ders sayıları azaltılacak, tüm dünyada temel ders olarak kabul edilen dersler kaldırılıp veya seçmeli hale getirilip yerlerine dünya ölçeğindeki eğitimde geçerliliği olmayan dersler konacak. Böylece eğitimin içeriği iyice boşaltılmış olacak. Matematik, Felsefe ve Tarih dersleri yerine Din Kültürü,  Tasavvuf Edebiyatı ve İslam Felsefesi dersleri getiriliyor. Matematik, Tarih ve tüm bilimlerin anası Felsefe olmadan nasıl bir nesil yetiştirmek isteniyor, anlamak mümkün değil.

Pozitif ilim adına ne varsa kaldırın gitsin. Çok konuşan ama hiç düşünmeyen bir nesil yaratılsın. Çok inanan ama hiç sorgulamayan gençlerimiz olsun. Sözde çok bilen ama hiç bir şey bilmeyen üniversite mezunlarımız olsun. Geleceğimizi bu gençlere nasıl teslim edeceğiz, anlamak mümkün değil. Sanırım Ömer Dinçer’in batıramadığı eğitim sistemimizi batırma görevi Ziya Selçuk’a verildi. Hem de eğitim sistemi içinden gelen biri olduğu imajı arkasına sığınarak. 

”Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir.” (Albert Einstein)

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!