Geçmiş dönemlerde Bağdat"ta yaşayan Şeyh Abdulkadir Geylani"nin oğlu Seyyid Muhammed Teyyar"ın mezarı olduğu iddia edilen, baş ve ayak uçlarına bırakılan mezar taşlarının üzerindeki yazıların hangi döneme ve ne anlama geldiği bilim adamları tarafından araştırılıyor.
İl dışından yaklaşık 900 yıl önce getirilen taşın üzerindeki yazı ile ilgili AA muhabirine bilgi veren Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top, mezar taşı üzerinde incelemeler yaptıklarını belirterek, “mezar taşının üzerindeki şekillerin ne anlam ifade ettiği ile ilgili her hangi bir neticeye bugüne kadar ulaşamadık” dedi.
Yurt içinde ve yurt dışında Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait mezarları daha önceden incelediklerini anlatan Top, şunları söyledi:
“Bu şekilde Türk İslam Dönemi içerisinde yapılmış şekil ve yazıya benzer eserlere rastlamadık. Bu açıdan bunların hala daha sırrının çözülemediğini ifade edebilirim. Bundan yıllar önce Amerikalı bir araştırmacı gelmişti. Bu taşı ona da gösterdik. Fotoğraflarını incelemek üzere ABD"ye götürdü. Oradan da bir netice alamadık. Bu taşlarla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Dilbilimi açısından alfabelerin ne ifade ettiği konusunda şu ana kadar bir sonuç elde edilmiş değil. Orada kabri bulunan zatın Bağdat"taki Abdulkadir Geylani"nin neslinden olduğu biliniyor. Bu türbe çok ziyaretçi çekiyor. Yörede bir yatır olarak biliniyor.” Türbenin inanç açısından önemli olduğunu ifade eden Top, “mezar taşlarının üzerindeki şekillerin ne anlama geldiğinin tespit edilmesi gerekiyor. Dil bilimcilerin ve sanat tarihçilerin bu konuyla yakından ilgilenmesi gerekiyor” dedi.

KÖY 900 YIL ÖNCE KURULMUŞ
Türbede 35 yıldır gönüllü bekçilik yapan Mustafa Görentaş ise, türbedeki kişinin Şeyh Abdulkadir Geylani"nin öz oğlu olduğunu idda ederek, “Köy 900 yıl önce onun sayesinde kurulmuş. Buralar köy olmadan önce kervan yoluydu, bu zat da buraya gelip köyü kurmuş” dedi.
Görentaş, yazıtın bilim adamları tarafından sım sık incelendiğini, ancak şimdiye kadar bu yazının hangi döneme ve ne şekilde, neleri anlattığı yönünde kimsenin bilgisinin olmadığını kaydetti.