12. New York Türk Film Festivali'nde gösterilen ''Başka Dilde Aşk'' sinemaseverlerin büyük beğenisini topladı.

Merkezi New York'ta bulunan ''Amerikan Türk Cemiyeti'' (American Turkish Society-ATS) ve ''Moon and Stars Project'' tarafından ''Türk Kültür Vakfı''nın (Turkish Cultural Foundation) katkısıyla düzenlenen festival, ''School of Visual Arts (SVA) Theatre''da sürüyor. İlksen Başarır'ın yönettiği, senaryosunu baş rol oyuncusu Mert Fırat ve Başarır'ın birlikte yazdığı, Saadet Işıl Aksoy'un da baş rolde oynadığı, pek çok ödül kazanan 2009 yapımı ''Başka Dilde Aşk'' filminin gösterimi dolayısıyla New York'a gelen Başarır ve Fırat, filmin ardından izleyicilerin sorularını yanıtladı. Tüm izleyiciler filmi ve Fırat'ın performansını çok başarılı bulduklarını, filmin sosyal içerikli konusunu da çok beğendiklerini belirterek, yönetmen Başarır ve oyuncu-senarist Fırat'ı tebrik ettiler.

Mert Fırat, sağır ve dilsiz rolünü oynamak için nasıl bir hazırlık yaptığının sorulması üzerine, 3,5 ay kadar İşitme Engelliler Derneğindekilerle beraber çalıştığını, orada işaret dilini öğrendiğini söyledi. Fırat, filmde oynarken konuşmamanın kendisi için zor olup olmadığının sorulması üzerine ise gülümseyerek, ''Ben normalde çok konuşkan biriyim, filmde kendimi bazen bağırmamak için zor tuttum. Bu, işkence gibi bir şeydi'' dedi.

Yönetmen İlksen Başarır da filmin hikayesinin Mert Fırat'a ait olduğunu, senaryosunu da birlikte yazdıklarını belirterek, ''Filmde iletişim kurmak için ille de konuşmanın şart olmadığını vurgulamak istedik'' dedi. Filmin geçen yıl Türkiye'deki gösteriminin ardından pek çok uluslararası festivalde de izlendiğini ve pek çok ödül aldığını anlatan Başarır ve Fırat, filmin Türkiye'de gösteriminin ardından bazı filmlerin işaret diliyle de verilmeye başladığını, bu anlamda da yarar getirdiğini belirttiler. Başarır, bir soru üzerine, filmin bütçesinin 500 bin dolar olduğunu kaydetti.

Yönetmen Başarır ve Mert Fırat, daha sonra soruları yanıtladılar. Filmin New York Film Festivalinde gösterilmesinin "çok güzel" olduğunu söyleyen Başarır, ''Her ülkede filmle ilgili başka tepkiler alıyoruz, o bizim için ilginç bir deneyim oluyor, insanlar neye gülüyorlar, neye ağlıyorlar, bunları görüyoruz'' dedi. Mert Fırat, ''Başka Dilde Aşk'' filminin içinde barındırdığı popüler ögelerle Amerikan sinemasına da benzediğini belirterek, ''New York'lu seyirciler yer yer sanki bir Amerikan filmi seyrediyor gibi tepki verdiler. Film işinin en güzel yanı da bu, her ülkede değişik bir deneyim, her ülke seyircisiyle başka bir buluşma'' diye konuştu. New York'lu sinemaseverlerin filmin sosyal içerikli konusuna odaklandığını gördüklerini ve bunun da kendisini çok mutlu ettiğini belirten Fırat, ''Amerika gibi sosyal hakların gelişmiş olduğu bir ülkede bile birisinin çıkıp 'Bu film birçok şeyi değiştirebilir' demesi beni mutlu etti, film amacına ulaşmış demek ki bir biçimde. Bu film birilerini uyandırmalı, birilerine bir şey yaptırmalı, teşvik etmeli'' dedi. Fırat, engellilere karşı toplumda etiketleme eğiliminin bulunduğunu, oysa engellilerin toplumdan asla soyutlanmaması gerektiğini söyledi.

Yönetmen Başarır, filmin Kıbrıs Rum kesiminde düzenlenen Uluslararası Film Festivalinde 4 dalda ödül almasıyla ilgili bir soru üzerine ise, ''Siyaset bazı zamanlarda işlemiyor'' dedi. Söz konusu festivalde şimdiye kadar gösterilen ilk Türk filminin ''Başka Dilde Aşk'' olduğunu, filmi kendilerinin güney Kıbrıs'a gönderdiğini kaydeden Başarır, ''İlk defa bir Türk filmi orada seçildi, finale kaldı ve en büyük ödülü aldı. Buna şaşırdım tabii, ödül alabilir, ama 4 tane ödülle birlikte en büyük ödülü alması, tabii ki şaşırtıcıydı. Sinema çok güçlü bir araç ve onu doğru kullanmak lazım. Ülkelerin filmlerle kendi kültürlerini, dertlerini birbirine anlatması, bir devlet başkanının gidip konuşmasından daha etkili'' dedi. Başarır, ikinci filmi ''Atlı Karınca''nın aile içi cinsel tacizle ilgili olduğunu, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ''en iyi senaryo'' ödülünü aldığını, senaryoyu yine Mert Fırat ile yazdıklarını anlattı.

Festivaldeki filmler

New York'ta 12 yıldır 300'ü aşkın klasik ve çağdaş dönem uzun metraj, belgesel ve kısa filmi gösterime sokarak Türkiye sinemasını tanıtan festivalin, bu yılki programında 10 uzun metrajlı, 2 belgesel ve 9 kısa film yer aldı. Festivalde "11'e 10 Kala", "Kosmos", "Başka Dilde Aşk", "İki Dil Bir Bavul", "Absürdistan", "Bahar", "Bornova Bornova", "Chiennes D'Historie", "Fotojeni", "Güven Bana", "Min Dit", "Mutlu Bir Pazar Gününde Islak Borular", "Kıskanmak", "Ses", "Sürü", "Tülay German: Kor ve Ateş Yılları", "Unutma", "Üçte Bir", "Vavien", "Yüksek İhtimal" ve "Zu Vermieten" adlı filmler gösteriliyor. Ayrıca festival kapsamında bu yıl ilk kez hem New York'taki sinema öğrencilerine, hem de sinema çalışanlarına yönelik seminerler de veriliyor. 12. New York Türk Film Festivali bugünkü gösterimlerin ardından sona erecek.