Pazar günü açıklanan ÖSS sonuçları, eğitimcileri alarma geçirdi. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, “2-3 bin çocukla yüz yüze görüşmek gerekiyor. Bunun için her türlü desteğe kurum olarak hazırız. Yeter ki araştırılsın” dedi

Türkiye"de 1 milyon 324 bin öğrencinin kaderini belirleyen ÖSS sonuçları açıklandı. Bazı öğrenciler mutluluktan havalara uçarken kimileri ise hayal kırıklığına uğradı. Ancak açıklanan sonuçlar, eğitim sisteminin içler acısı halini gözler önüne serdi. Çünkü tam 30 bin aday, hiçbir soruyu yanıtlayamamış yani "sıfır" çekmişti. Bu sonuç eğitimcileri de endişelendirdi. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yıllardır "sıfır"çeken öğrencilerin gazetelere manşet olduğunu, artık bu sorunun saptanıp çözüm yollarının araştırılması gerektiğini söylüyor: “Bu yıl sıfır çeken öğrencilerin sayısı 30 bin geçen yıl ise 25 bindi. Bu çocuklar 180 sorudan bir tanesini cevaplayamamış. 0.5 olsa sayacağız ama bu da yok. Bunlar niye böyle yapıyor? Acaba kitapçığa işaretleyip mi kalıyorlar? Ya da çok mu heyecanlanıyorlar? Yıllardır "sıfır çeken öğrenciler"gazetelere manşet oluyor. Artık bu menşetlerin üzerindeki örtüyü kaldırmamız gerekiyor. Çünkü bu çocukların hepsi aynı hatayı yapmaz. Hatanın nerede olduğunu öğrenmek için bu çocukların 2-3 biniyle yüz yüze görüşmek gerekiyor. Bu örtüyü kaldırıp altındaki hataları saptama vakti geldi. Kurum olarak bu araştırmayı yapmaya gücümüz ve eleman sayımız yetmez. Ancak ülkemizde araştırma kurumları ve üniversiteler var. Araştırma yapmak isteyenlere her türlü desteğe kurum olarak açığım. Bu çocukların iletişim adreslerini verebilirim, verilerimizi paylaşabilirim. Hatta mevzuatın izin verdiği ölçüde maddi destek de sağlayabiliriz.”

Eğitim standardımız düşük

Yeter ki bu sorunu artık saptayalım. Bu yıl verilen cevaplara baktığımda geçen yıla oranla başarısız sonuç ortaya çıktığını söyleyebilirim . Özellikle lise eğitimini saptayan 2. kitapçık sorularına cevap veren öğrenci sayısında azalma var. Örneğin geçen yıl matematik 2 testine en az 0,5 cevap veren öğrenci sayısı yüzde 57"ydi. Bu yıl bu rakam yüzde 42"ye indi. Kısaca sınava giren öğrencilerin yarısından fazlası lise matematik sorularına cevap veremedi. ÖSS ile öğrencilerin hangi üniversiteye gireceği belirleniyor ancak çoçukların aldığı sonuçların toplamına baktığımızda, ortaya çıkan sonuç Türk eğitim sisteminin başarısıdır. 30 bin öğrenci bu sistemde 2 soruyu cevaplayamamış. Türkiye"de çok nitelikli eğitimi korumaları var. Hatta bazıları AB standartlarının da üstünde. Fakat çok yetersiz kurumlar da var. Bu sonuçlara baktığımızda standardı tutturamadığımız ortaya çıkıyor.

Kitabı açmadan geliyorlar

ODTÜ Rektör Danışmanı Prof. Dr. Bilgehan Ögel: “30 bin öğrenci içinde tek bir doğru bilen çıkmamış. Bu önemli bir kriter ancak bu öğrenciler belki de sınava ne sorulduğunu görmek için girdi. Ya da bir talihsizlik yaşadılar. Bu öğrencilerle yüz yüze görüşülmeden bu sorunun cevabını bulamayız. Ancak benim elimde başka veri var. Bundan önce bir tek kitap okumamış öğrencinin ODTÜ"yü kazanması imkansızdı. Ancak şimdi bize gelen öğrenciler arasında bir kitap bile okumayan var. Ya da öğrenciler sanatla ilgilenmiyorlar. Tamamen test sistemine dayalı, kısa sürede unutulacak bilgiler yüklenen öğrenciler geliyor. Kişilik ve kabiliyet geliştirmeden uzak bir eğitim sistemimiz var. Yaptığımız gözlemlerde özellikle sınav sistemi değiştiğinde öğrenci kalitesinde düşüş olduğunu görüyoruz. ODTÜ olarak buna kendi içimizde bir çözüm bulduk. Gelen öğrencilere ilk yıl orta öğretim ve lisede verilmesi gereken temel dersleri veriyoruz. Eğer alt yapılarında büyük eksiklik varsa ek dersler koyarak bu açığı kapatıyoruz. Geldikleri hale hiçbir zaman güvenmiyoruz. Gerekli olan bilgileri tekrar ediyoruz.”

"Sınav sisteminde 5 temel hata var"

VATAN Eğitim Uzmanı Sadık Gültekin ortaya çıkan tabloyla ilgili saptamalarda ve önerilerde bulundu. İşte Gültekin"in teşhisleri:

1) ÖSS"de uygulanan sistemde dört yanlış bir doğruyu götürüyor. Bu uygulamanın kaldırılması gerekiyor.

2) Taban puan sistemi uygulanıyor. Önceden 185"ti 165"e indi. Sonra 145"i gördük. Çok önceden ise 120"ydi. Peki bu sayıların mantığı ne? Taban puan sistemi kalksın. Sonuç olarak bu arz talep dengesi. Tercih yapan puanına göre üniversiteye giriyor. Taban puan kalkmalı.

3) Sorunun temelinde merkezi sınav sistemi yatıyor. Şimdi 30 bin öğrenci sıfır çekmiş. Çocukların yüzde 60"ı fen sorularının yanıtlayamamış. Bu bizim eğitim sistemindeki durumumuzu ortaya koyuyor. Ama sonuçta şunu unutuyoruz, yüksek öğrenime öğrenci seçiliyor. Bu seçimleri artık üniversitelere bırakmak gerekiyor. YÖK sadece üniversitelere denetlemeli. Üniversiteler de kendi istedikleri standartlardaki öğrenciyi alsınlar. Herkes kendi formatına uygun sınav yapar.

4) Vakıf üniversiteleri boş kalmasın diye katsayılar yükseltildi. Tamam vakıf üniversiteleri belki dolacak ama sonuçta çıkan ürünün kalitesi giren ürünün kalitesiyle doğru orantılı. Kısa vadede ekonomik olarak doğru çözüm olarak görülse bile uzun adede sorun çıkacak. Çünkü eğitim sonunda nitelikli elaman sorunu ortaya çıkacak. Belki öğrenci diploma alacak ama nitelikli olamayacak. Çünkü alt yapısı hazır olarak üniversiteye gelmiş olmayacak.

5) Şu sorunun altını çizmekte fayda var. 1974 yılından bu yana üniversite sınavları merkezi olarak yapılıyor. Bu sınavlar dünya standartlarının üstünde. Sınav sisteminde bir sorun yok. Esas sorun Milli Eğitim"den gelen çocukların kalitesinde. Bu sınav doğru ama bizim çocuklara uygun değil. Esas sorun bu çocukların orta eğitimde yaşanıyor. Sonuç olarak sınav iyi gidiyor ama işler iyi gitmiyor. Bizim acilen Milli Eğitim sistemini iyileştirmemiz gerekiyor. - vatan