Bakan 'Hızlıca sayılara ulaşmak için mahkeme kayıtlarına varana kadar inceledik.

Ama hiçbir mahkeme kararında 'kadına yönelik şiddetten öldü' diye bir şey yazmıyor' dedi.

2011'de 23 kadın erkekler tarafından katledildi. Yarın Dünya Kadınlar Günü. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, 8 Mart arifesinde AKŞAM İstihbarat Müdürü Özkan Tamirak ile Muhabir Bülent Şanlıkan'ın sorularını Ankara'da Bakanlık ofisinde cevapladı.

İNSANLIK İÇİN UTANÇ VERİCİ
Kavaf, kadına yönelik şiddet konusunu masaya yatırdıklarında ortaya çıkan tablonun insanlık adına 'utanç verici' olduğunu söylüyor. 'Kadınlarımızın her ne şekilde olursa olsun şiddet görmesi ya da öldürülmesi kabul edilebilir bir şey değil' diyen Kavaf amaçlarının şiddet yaşayan kadının muhatap olduğu görevlilerin farkındalık kazanması olduğunu söylüyor. 'Şiddeti tasvip etmemiz mümkün değil. Bunun önlenmesi için elimizden geleni yapıyoruz' diyen Kavaf asayişten polisin, hukuki süreçten mahkemelerin sorumlu olduğunu, bakanlığın sonuçlara müdahil olduğunu belirtiyor.

FARKINDALIK ŞART
Bakan'a göre kadına yönelik şiddetle mücadelede üstünde durulması gereken üç istasyon var: Kolluk, sağlık, yargı. Kavaf'ın verdiği bilgiye göre yaklaşık iki yılda toplam 40 bin 500 polise, 59 bin sağlık personeline ve 326 tane aile mahkemesi hakimine eğitim verildi.
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı, Bakanlığa getirilen eleştirileri de değerlendirdi. 'Olaylardan, kolluk kuvvetleri vasıtasıyla haberdar oluyoruz. Biz şiddete uğrayan kadını tedavi ettiririz, psikolojik destek veririz. İşi yoksa meslek edindirme kurslarına tabi tutarız. Bir işe yerleştiririz. Çocuğunun bakımını güvence altına alırız. Gereken her şeyi yaparız. Kadın şiddete uğradı. Nereye gidiyor? Polis merkezine. Kiminle muhatap oluyor? Polisle. En çok tartışılan konu. 'Kocasından şiddet gördü. Karakola gitti. Polis zorla barıştırdı. Evine gönderildi. Kocası öldürdü.' Basında en çok yazılan, spekülasyonu yapılan, eleştirilen konu buydu. Bu konuda duyarlılık ve farkındalık geliştirilmesi gerekiyor.'

BİN NASİHATTEN İYİDİR
Yapılan çalışmaların istedikleri düzeyde olmadığını kaydeden Bakan 'İstediğimiz noktada olsak zaten bu sonuçlar ortaya çıkmaz. Kamuoyunda çok eleştirilen kararlar çıktı. Daha sonrasında ölümle sonuçlanan vakalar. İşte 'bir musibet bin nasihatten iyidir' misali. Tabi insan hayatıyla insan hayatının sonlanmasıyla elde edilen tecrübeler asla tasvip etmediğimiz onaylamadığımız şeyler. Ama biz yılmadan bıkmadan usanmadan bu çalışmalarımıza devam ediyoruz.'

KARARLARDA YOK
Kavaf şiddete ilişkin rakamların eksik olmasında mahkeme kararlarının etkisinin altını çiziyor: 'Bazı siyasiler, bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri çıkıp diyor ki 'kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı'. Bu konuda daha önce yapılmış bir istatistik yok ki. Bunu neye göre söylüyorlar? Hatta biz hızlı bir şekilde istatistiği elde edebilir miyiz? diye mahkeme kayıtlarına kadar inceledik. Ama hiçbir mahkeme kararında 'kadına yönelik şiddetten öldü' diye bir şey yazmıyor'.

ŞİDDET FORMU
Bakan Kavaf kadına yönelik şiddete karşı yaptıkları çalışmayı da aktardı: 'İçişleri Bakanlığımız ile bir protokol yaptık. Form geliştirdik. Şiddete uğrayıp karakola giden kadın formu dolduruyor. Aynı formda sosyal hizmet uzmanı ile polisin doldurduğu bölümler de var. Böylece kadın karakoldan sonra ne yapacağına dair kararını beyan etmiş oluyor. İmzasıyla da belgelemiş oluyor. Bu spekülasyonlar ortadan kalkmış oluyor. Aynı zamanda formlar vasıtasıyla da veri tabanı elde etmeyi hedefledik.'

İMAMLAR ARACILIĞIYLA MESAJ
BakanlIĞIn Diyanet ile din görevlilerin farkındalığını ve duyarlılığını geliştirmek imzaladığı protokolüyse Bakan Kavaf şöyle anlattı: 'Her gün milyonlarca insan camiye gidiyor. Ayrıca taşrada da din insanları halkın güvendiği, itibar ettiği etkin kanaat önderi insanlardır. Medyada 'kadına yönelik şiddeti imamlar önleyecekmiş' gibi böyle alaycı ifadeler kullanıldı. Tamamen önyargı. Amacımız toplumun güvendiği kişiler aracılığıyla topluma ulaşmak. Din görevlisi aynı zamanda kamu görevlisidir.'

DİZİLERDE ŞİDDET AŞILANIYOR
'Dizilerde yer alan şiddetten insanların etkilendiğini söylediğimiz de tepki alıyoruz. Kadın ve şiddet konusunda farkındalık oluşturmak için uğraşıyoruz. Oysaki şiddet öğrenebilinen bir davranıştır. Çizgi filmlerin, dizi senaryolarının, bilgisayar oyunlarını dili ise şiddet barındırıyor. Sorumlu ve ilkeli bir yayıncılık anlayışının takip edilmesi gerektiğine inanıyorum. Reyting kaygısı her şeyin üzerine geçmemeli.'

TOKİ SIĞINMA EVLERİ
Kadına yönelik şiddet konusunda tartışılan bir başka konu da sığınma evlerinin sayısı ve verdiği hizmet. Kavaf 'Kadın konuk evine geldi. 5-6 ay kaldı ve gidecek yeri yok, ne yapacak? İşi gücü yok, mesleği yok. Tabii kadın konuk evleri geçici istasyonlar. Onun için biz TOKİ ile anlaştık. Stüdyo tipi daireler inşa edip kadının 2 yıla kadar burada çocukları ile kalabileceği meslek edindirme kursuna gidip bir işe yerleşebileceği ve kendi ayakları üzerinde durabilecek kadar kalabileceği böyle bir proje yaptık. AB'den finansı gelmeden, hemen TOKİ ile anlaşarak birkaç daire satın almak suretiyle pilot olarak bu uygulamayı başlattık. Şimdilik 3 tane daire aldık. Ankara'da pilot uygulamaya başladık. İstanbul'da da bu projeyi yapacağız' diye bilgi verdi.

ALO 183 HATTI KULAK ARKASI EDİLİYOR
Bakan Selma Aliye Kavaf şiddete uğrayan kadınlar için kurdukları telefon hattının yeterince bilinmemesinden şikayetçi: 'ALO 183 hattımız var. Kadınlar, çocuklar, bizden yardım talep eden herkes arayabilir. 7 gün 24 saat hizmet veren bir hat. Bu hat senelerdir hizmette. Ancak, kamuoyu bunun farkında değil. Defalarca söylüyoruz, insanlar kulak arkası ediyor. Hatta sosyal güvenlik uzmanı kadının güvenliği açısından bir tehlike varsa durumu karakola bildiriyor. Polis gidip kadını bulunduğu yerden alıyor. Ya da biz kurumlarımıza almak suretiyle güvenliğini sağlayabiliyoruz.'

akşam